Hukuksuzluğun Gölgesinde Bir Devlet: Türkiye Demokrasisi Tehdit Altında!
Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin her geçen gün daha fazla zedelendiğine şahit oluyoruz. Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi, siyasi rekabetin hukuk dışı müdahalelerle şekillendirildiğini açıkça göstermektedir.
Bu karar, seçim sürecine gölge düşürme girişimidir!
Ekrem İmamoğlu’nun diploması üzerinden yürütülen bu operasyon, Türkiye’nin hukuk devleti ilkesinden ne kadar uzaklaştığının kanıtıdır. Yargının, siyasi iktidarın güdümüne girdiği bu dönemde, hukukun araçsallaştırılması yalnızca İmamoğlu ile sınırlı değildir.
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’a Yönelik Hukuksuzluk!
Sadece seçim süreci değil, Türkiye’de muhalif seslerin tamamı baskı altına alınmaktadır. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ hakkında verilen tutuklu yargılama kararının devam etmesi, İddianame'in olmayışı hukuk sisteminin bağımsızlığını tamamen kaybettiğini gözler önüne sermektedir. Hukukun, kişilere ve siyasi kimliklere göre şekillendiği bir ülkede adaletten bahsedilemez!
Türkiye Hukuksuz Bir Devlet Haline Mi Getirilmek İsteniyor?
Siyasi rakipleri yargı ve bürokrasi yoluyla tasfiye etmek, halkın iradesine doğrudan bir müdahaledir. Bu kabul edilemez! Zafer Partisi olarak bizler, adaletin ve demokrasinin savunucusu olmaya devam edeceğiz.
Türkiye, bir hukuk devleti midir yoksa siyasallaşmış bir yargının esiri mi olmuştur? Bu sorunun cevabını, vicdan sahibi herkesin düşünmesi gerekmektedir.
Ben Mehmet Pamuk, Zafer Partisi Genel Merkez Kurucular Kurulu Üyesi olarak bu hukuksuzluklara karşı dimdik duracağımızı ilan ediyorum!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel kararın ardından yaptığı ilk açıklamada "Ekrem Başkan burada fail değil mağdurdur, ancak yapılan işlem de hukuki değil siyasidir" dedi.
Özel, "Bu siyasi işleme karşı siyaseten en net cevabı vereceğiz. Kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Pazar günü hep birlikte sandık başındayız. Ekrem İmamoğlu'nun arkasındayız" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da "Türkiye demokrasisi maalesef bir başka evreye geçmiştir" dedi.
Yavaş "İmamoğlu'nun hukuk ve demokrasi dışı bir zorlama ile adaylık hakkının elinden alınmasına sessiz kalacağımızı ya da bundan hoşlanacağımızı kimse düşünmesin" dedi.
"Ben Ekrem Başkanımıza yapılan bu haksızlığı kabul etmiyorum" diyen Yavaş, cumhurbaşkanlığı adaylığını daha sonra değerlendirme kararını "bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar" askıya alacağını duyurdu.
DEM Parti, İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesini "açık bir hak ve hukuk gaspı" olarak nitelendirdi.
Sosyal medya üzerinden yapılan yazılı açıklamada "İşlem hukuki değil, siyasidir. Siyasi amaçlarla üniversiteyi araçsallaştırmak anlamına gelir" ifadelerine yer verildi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İmamoğlu'nun diplomasının iptalini "siyasi rakibin tasfiyesinden çok öte bir uygulamadır" sözleriyle yorumladı.
Dervişoğlu, "Türkiye'yi yönettiğini zannedenleri sorumluluğa davet ediyorum. Ülkeye yazık etmeyin" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "idare hukukunun, hukuk ve işlem güvenliğinin temel ilkeleri yok sayılarak alınmış bir karar" dedi.
Babacan, "Siyaseti, idare ve yargı gücü ile dizayn etmenin en bariz örneklerinden birini daha yaşıyoruz" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda bulunan CHP'li milletvekilleri kürsünün etrafında toplanarak attıkları "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganıyla İstanbul Üniversitesi'nin kararına tepki gösterdi.
DEM Partili milletvekilleri de kendi sıralarından alkışlarla protestoya destek verdi.
