Sıvasız evlerin gariban yoksul çocukları , balkonda güller çiçekler açtı , sen duymadınmı. Issız mağaralarda ölüme gittin , ananı babanı bu genç yaşta acılar içinde yok ettin. Düşman için vatan için kendi canından istemesen de vazgeçtin. Kör mağaraların içinde nefessiz kalıp al bayraklar örtülmüş tabutların içinde olmak için daha çok gençtin. Namerde muhtaç olmamak için kutsal görev olan askerliği seçtin. Issız dağlarım ıssız dağlarım Ahmet'im Mehmet'im Mert'im ölmüş başımda siyah örtü , oturur ağlarım dermanım olsa senin yerine ben düşmanı ararım , bundan sonra allar giyemem , ipek saçıma gül dikemem seni hatırlatır diye torunumun boynunu bükemem. Genç yaşta dul kalan eşinin yanında senden bile bahsedemem. Ah ben nerelere gidem nerelere gidem , gözüm yaşlı kime sitem edem. Nazlı bayrağın takıldı balkona , cümle aleme kınalı guzum öldümü diyem. Vatan sağ olsun desem de içim yanar içim yüreğime acı çöker. İzin verinde gayrı kınalı guzumun son kez yüzünü öpem. Onun yerine tabutun içine ben girem. Düşman kol gezmiş etrafında anam ben ne edem. Yavrumu gül bahçelerinin içine gömem.