Prof. Dr. Sedat BOSTAN


Pandeminin Sağlık Hizmetleri İçin Fırsatları

Pandeminin Sağlık Hizmetleri İçin Fırsatları


Covid Pandemisi gün itibariyle 172 bin vakaya, 4729 ölüme ulaşmıştır. Günlük yeni vaka sayısı binin altında seyretmekte ve günlük toplam vaka sayısı ise 23 bin civarındadır. Belki tanı konulamamış az sayıda vaka veya ölümden de söz edilebilir. Yaklaşık üç aylık covid bilançosu bu şekilde ortaya çıkmış görülmektedir. Covid-19 ülkemizi ve bütün dünyayı sıkı bir sağlık imtihanından geçirmektedir. Bu imtihan bir-kaç yıla uzayacak gibidir.

 

Pandemi, üç ayı aşkın bir süredir, sosyal hareketliliği sınırlayarak, durup düşünmek adına bireye ve kurumlara fırsat vermiştir.  Sağlık sistemi pandemide öncü kuvvet olarak görev alıp, yoğun bir çalışma dönemi yaşamış ve yaşamaktadır. Bununla beraber pandemi sağlık sistemi içinde fırsata dönüşme potansiyeli taşımaktadır.

 

Politika yapıcılar ve uygulamacılar sağlık sisteminin sorunlarını tespitte ve geleceğini tasarlamada pandeminin oluşturduğu bu zemini kaçırmamalıdır. Hamasi söylemler ve kahramanlık türküleri sadece fırsatlar zemininin kaybolmasına neden olur.

 

Öncelikle; pandemi “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet dünyada bir nefes sıhhat gibi” beytinin gerçekliğinin birey, toplum ve yönetsel yapılar tarafından üst düzeyde anlaşılmasını sağlamıştır. Bu fırsat sağlık sistemi yöneticileri ve politika yapıcıları tarafından iyi bir şekilde değerlendirilmelidir.

 

Pandemi sağlık sistemi içerisinde tedavi edici hizmetlerden önce koruyucu ve sağlığı geliştirici hizmetlerin geldiği gerçeğine parmak basmıştır. Filyasyon çalışmalarıyla ön plana çıkan toplum sağlığı merkezleri, sadece pandemiyle sınırlı kalmayacak şekilde, sosyal hayata sağlık açısından daha çok katkı yapacak hale getirilmeli ve güçlendirilmelidir. Kâğıt üzerinde yazılı olan yüzlerce şeyi göstermenin bir anlamı yoktur. Esas olan insan hayatına dokunmaktır.

 

Toplum sağlığı merkezlerine bağlı filyasyon ekiplerinin belirlediği temaslı kişileri devralan ve izolasyonlarını kontrol altında tutan Aile hekimliği birimleridir. Aile hekimliği, sadece pandeminin değil Türk Sağlık Sisteminin de kurtarıcısıdır. Mevcut aile hekimleri, mutlaka sahaya ve zamana yayılmış aile hekimliği eğitim modeliyle, en azından sertifikasyon eğitimi fırsatına sahip olmalıdır. Aile hekimliği sistemine toplumsal güven yükselmeli ve aile hekimleri gerçek aile sağlığı danışmanı haline gelmelidir.

 

Artık hastaneler normalleşsin... İstanbul dışında, özellikle Anadolu’daki illerimizde çok az covidli hasta hastanelerde bulunmaktadır. Ne yazık ki bir takım yöneticiler covidli hasta yükünü paylaştırmak adına birçok hastaneye covidli hasta yatırmaktadır. Halbuki bu hastaların bir hastanede toplanması diğer hastanelerin covidden arındırılması gerekir.

 

Üç aylık bu dönemde, enfeksiyon, göğüs, acil, yoğun bakım gibi servisler, mikrobiyoloji, radyoloji gibi laboratuvarlar çok yoğun ve riskli çalışmış, diğer servis hekim ve personeli bu servislere katkı yapmıştır. Ama artık covid servisleri kendi rutin alanlarına dönmüştür. Diğer servis ve polikliniklerde rutinlerine dönmelidir. Pandeminin yoğun yaşandığı dönemde, rutin hastaların bir takım işlemlerinin ötelenmesi anlaşılabilirdi. Bugün covid gerçeği ile kontrollü normale dönmek zorundayız. Ötelemeler son bulmalıdır.

 

Toplumda oluşan covid endişesine bağlı hastanelere gitmeme eğilimi gereksiz sağlık hizmetlerinin kullanımını sınırlamıştır. Bu durum hastaneye başvurması tıbbi gereklilik olan birçok kişiyi de engellemiştir. Sağlık hizmetlerinin tıbbi gereklilik olmadan kullanımının önüne geçilmesine yönelik bir takım programlar devreye sokulabilir. Topluma yönelik eğitsel programlarla birlikte, poliklinik muayene kalitesinin artırılması da çözüme katkı yapacaktır. Hekimlerin, kapıda bekleyen hastayı bitirmek için seri hasta bakma alışkanlıklarını kontrol etmeleri için iyi bir zemin oluşmuştur.   Muayene daha az hasta gelmektedir ve her hastaya daha fazla süre ayrılma imkânı söz konusudur. Muayeneye gelen hasta “virüslü” değildir. Uzaktan mümkün olan en kısa sürede hastayı dinleyip hızlıca göndermek gibi defansif uygulamalardan kaçınılmalıdır. Maske, eldiven gibi koruyucu tedbirlere uyarak, hasta derdini anlatmalı, muayene olmalı, gerekirse hastaya dokunulmalıdır. Her hasta beş-on dakikayı hak eder.

 

Pandemi, hastaların hastaneye randevu ile gitme alışkanlığı kazanmasına yönelik önemli bir fırsat oluşturmuştur. Hastane yönetimleri, hastalara verilen randevulara uymak, poliklinik ve tetkik üniteleri önünde hasta kuyruklarının önüne geçmek için fırsat bulmuştur, değerlendirmelidir.

 

Pandemi karşısında gücünü ispatlayan sağlık sistemi, pandeminin oluşturduğu fırsatlar zemininden de azami yararlanmalıdır.