M.Ali Rıza TORUN


Korkut Küçükcan’ın Ardından

Korkut Küçükcan’ın Ardından


Hepimizi derinden üzdü,çok basit ölüme giden kurbanlardan biri oldu.Yıllardır yağan yağmur,güneş altında geçen kalaslar zamanını beklercesine tamda Korkut kardeşimiz oraları görüntüleyip not alırken üstüne yıkılıverdi.Sonrası mı,sonrası daha acı,daha üzücü.Bir türlü koordine olmayı beceremeyen tipik amerikan filmlerindeki komserler gibi hey dostum burası benim bölgem dercesine göçük altında nefes alan can unutulmuştu.Ekranlarda gördüğüm sigara içenler ,çay içenler bu şehre yakışmadılar.Zamana karşı yarışanların saniyeye muhtaç olduğu akıllara gelmemişti.Tüm bunları Ulusal kanallarda uzaklarda seyretmek zorunda kaldım.Ispartaya gitmiştim.Orda her an televizyonlardan gelecek mutlu bir haber için dua ederken umutlarımız yarım kaldı.

 

Babası sevgili abimiz Kemal Küçükcanın ne kadar üzüntülü olduğunu anlatmaya kelimler kifayetsiz kalır.Belki Korkut ardından yapılacak en güzel şey başka birinin bu tür pis kazalarda yaşamını yitirmesini önlemektir.Eminim yaşasa oda isterdi.Türkiye çapında Deprem konusunda kendini geliştirmiş,bina güvenlik testlerini çok iyi bilen Ender Mühendislerimizdendi.Çalıştığı kurumlarda herkes tarafından sevilen iyi bir eş iyi bir babaydı.

 

Caminin yeri yanlış

 

Her tarafından yol geçen göbeğin ortasına kim cami yapmışş olabilir diye kendime sordum.Sonuçta çok sayıda kişi eğer bitirilebilirse o camide namaz kılacak.Namaz bitiminde kimi işe kimi okula koşacak.Elerinde telefonlar,kimi gelen mesajları okuyacak.Peki bu arada hızla geçmeyi kendine adet edinmiş,yayayı önemsemeyen acele işi olan bir sürücü bu gruba çarparsa sonuç ne olacak.Her defasında bu yaşanacaktır.Çünkü bizim toplumda hız yapmak bir beceri işidir.Hız yaparak korna çalarak,yayaları önemsemeden geçmek bir marifet algılanır.Ama kendi canı orda kaybolursa kıyamet koparmayı da ihmal etmez.

 

Caminin adı ne olsun

 

Sevgili okurlarım,ortada acılı bir aile,gözü yaşlı analar eşler,çocuklar varken bu konuşmalar herkesi derinden üzer.Eğer bu Cami bitecekse,tamiratı,tadilatı çok yüksek maliyetlerle üstümüze yük olmayacaksa tabiki adı Korkut Küçükcan olsun.Ama çok büyük maliyetler getirip Belediyenin bütçesinden çok ciddi rakamlar çıkacaksa eminim ki rahmetli dostumuz Korkut da istemezdi adının bu şekilde yaşatılmasına.Zaten para da kalmadı.Hepimiz kuruşun hesabını yapar olduk.Har vurup harman savrulan süreç geride kaldı.Anlamı olmayan boş şeylere yapılan yatırımlarla ,hiç bir yararı olmayan işlere harcanan devasa bütçelerle yapılan gösterişli günler geride kaldı.

 

Zaten iki damla yağmurda kentin hali ortadayken Marka şehir diye böbürlenmelerimiz bu tür hatalarda ölümlü olaylarda üstü kapatılmamalı.

 

Sütçü ile Tüpçü

 

Muhtemelen bu olayda da sütçüye ceza kesilecek,tüpçüye maaş kesintisi ile hallolacak.En sonunda Bahçıvana da iki günlük ceza verirsek her şey hallolacak.Sorumlu olanlara hiç bir şey olmayacak.İnşaatın ruhsatı varmıydı,Maalesef geçmişten hiçmi hiç ders almayan bir ülkede yaşamaktayız.Japonlarda en ufak bir hata olduğunda harakiri yapmayı onur olarak şeref olarak görürken bizde ise iyiki sütçüler tüpçüler var.Dilerim bu kaza bu Cenazeler son olur,çocuklarımız mutlu yaşasınlar,hayat onları çok genç yaşta elimizden almasın.Dünyada en zor acı Evlat Acısıdır.Sevgili abim Kemal Küçükcanın acısını paylaşıyorum.Oğlu bu şehirde çok sevilen değerli bir isimdi .Günlerden beri rahat uyu Korkut seni unutmayacağız unutturmayacağız yazıları geçiyor.Tabi bu acıyı yaşayanlar için çok zor bir durum,ailesine sevenerlerine başsağlığı sabırlar diliyorum.Allah rahmet eylesin, Mekanı Cennet olsun.