Aşk beni sana götürür duygularım denizin dalgaların da köpürür. Saçlarım üzüm şarabı sevgili sevdi ama beni koynuna almadı. Kapısı kilitli evin bacasına baykuş bile konmadı. Duygularım yoğunlaşsa da neye yara gönül sana doymadı. Bir gül var rengi kırmızı dudakların gönül hırsızı gül güzelliğini sunar bana sende yürek mi yok acaba. Çabala babam çabala biz döndük boş bir çuvala bu saatten sonra kimseden fayda yok sen kendini oyala.
Mavi deniz rüzgar estikçe sayfalarını çevirir. Sayfalar çevrildikçe denizin içinde mavi giyimli bir kız belirir. Beli incedir suyun içinde devrilir. Kızı gördüğüne mavi deniz sevinir. Kıyıya yaklaşan bir geminin güvertesinde sonsuzluk belirir. Badem gözlü selvi boylu delikanlı yıllardır aradığı sevgiliye dönüşür. Azığında ne varsa ceylan gözlü kız ile bölüşür. Duygular kendi içinde sevişir utangaçlık kırmızı elma renginde dilim dilim olsada içinden sevinir. Göz göze gelinen anılar şimdilerde şişenin dibini görür.
Ruhunun güzelliğiyle estin gönlüme yoksa sen baharda açan sarı çiçekmiydin. Gönlüm seni çekmiş besbelli ruhum adeta ruhunun resmini çekmiş. Bu nasıl bir güzellikmiş saçının telinde sakin bir rüzgar esmiş. Gelmişsin geçmişsin gönül evimin önünden pencerem sana bakar mavi denizinden. Gönlünden sevgiler akar gönlüme güzelliğim sen kat ömrümden ömrüne. Pek belli etmem sana nazar olmasın diye gönlüm kaynarda gülerim senle yasemin renginde. Güzelliğim geleceğim hep senin elinde sevdim seni hesapsız kitapsız masum bir çocuğun gülüşlerinde.
