Therapedia Duyu Bütünleme, Osteopati Merkezi Fizyoterapisti Ebru ASLAN BAHADIR; Dokunsal sistemdeki hassasiyetin insan hayatına etkisi hakkında okuyucularımızı bilgilendirdi.
Taktil (dokunma) duyu deride bulunan ve vücudun en büyük organı olduğuna dikkat çeken Fizyoterapist Ebru ASLAN BAHADIR, dokunduğumuz nesnelerin sert-yumuşak, pürüzlü-pürüzsüz, sıcak- soğuk olduğunu, giydiğimiz kıyafetin yumuşak kumaştan mı ya da sert kumaştan mı yapılmış olduğunu, kıyafetteki etiketi, yüzümüze çarpan rüzgarın şiddetini ve sıcaklığını taktil duyumuz sayesinde hissederiz dedi.
Taktil sistem anne karnında ilk gelişen duyu sistemimizdir, erken dönemde anne-bebek arasındaki bağlanma için önemlidir. Dokunma sayesinde besleniriz, sakinleşiriz, birine bağlanırız.İleriki dönemlerde oral motor keşif, el becerileri ve vücut farkındalığı için çok önemlidir.
Taktil sistem sayesinde bizim için tehlike yaratacak durumlarda kendimizi korumaya alırız; örneğin ateşin sıcak olduğunu biliriz ve dokunmayız. El becerilerimiz dokunsal sistemden çok etkilenir. Örneğin gözleri kapalı birinin eline kalem verirseniz elini ona göre şekillendirir ya da bardak verirseniz ona göre ya da kağıt tutacaksa ona göre elini şekillendirir.Bunu yaparken tamamen elindeki nesnenin dokusuna göre şekillendirir.
Dokunsal bilgi bizim motor cevabımızı etkiliyor, aynı şekilde oral becerilerde dokunsal bilgiden çok etkilenir. Örneğin ağzımıza aldığımız nesnenin büyüklüğüne şekline göre ağız hareketlerimiz, dil hareketlerimiz şekillenir.
Motor planlama, vücut farkındalığı, duygusal güven, akademik öğrenme ve sosyal becerilerin gelişiminde taktil sistem çok önemlidir. Taktil sistemde hassasiyet olduğunda dokunsal uyarana karşı verilen cevapları 2 grupta inceleyebiliriz.
Dokunsal uyaranlara normalden fazla tepki gösteren çocuklar;
- Kendisine dokunulmasından hoşlanmaz, hafif bir dokunuş olsa bile şiddet uyguluyormuş gibi aşırı tepki gösterir.
- Yüzüne dokunulmasından, yüzünün yıkanmasından, yemek yerken elinin yüzünün kirlenmesinden aşırı rahatsız olur.
- Saçının kesilmesinden, saçına dokunulmasından hoşlanmaz, tırnaklarını kestirmek istemez.
- Gereğinden fazla gıdıklanır
- Küçücük yaralanmalara bile gereğinden fazla tepki gösterir.
- Hamur, kum, çimen, yumuşak dokulu nesneler gibi farklı şeylere dokunmaktan hoşlanmaz.
- Giyinirken yaygara koparır. Sadece uzun kollu kıyafetler tercih edebilir(yaz mevsiminde bile) ya da sadece kısa kollu kıyafetleri tercih eder, asla eldiven şapka giymek istemez.
- Parmağının ucunda yürür.
Dokunsal uyarana normalden az tepki veren çocuklarda;
- Dokunmanın şiddeti çok yoğun olmadığı sürece hissetmez.
- Yüzündeki burnundaki pisliğin farkına varmaz. Burnunun aktığını anlamaz.
- Sıcağın, soğuğun, sıcaklık değişiklerinin farkına varmaz. Terlese dahi ceketini çıkartmaz ya da soğuktan titrese bile giyinmez.
- Vücudundaki kesik ya da yaralara tepki vermez.
- Acı, baharatlı, çok sıcak yemeklerden rahatsız olmaz.
- Sıkıştırıldığında ya da kalabalık ortamlarda kenara çekilmez.
- Oyun sırasında diğer çocuklara zarar verir ama pişmanlık duymuyor gibi görünür bunun sebebi diğer kişinin hissettiği acıyı anlayamamasıdır.
- Gördüğü her şeye dokunmak ve onu hissetmek ister (örneğin diğer insanlara çarpmak ve onları ellemek, mobilyaları ve duvarları okşamak gibi).
- Hafif dokunuş girdisi alabilmek için belli dokudaki şeyleri kollarına ve bacaklarına sürter.
- Sürekli parmaklarını saçlarına dolar. Sık sık çoraplarını ve ayakkabılarını çıkarır.
- İki yaşından sonra dahi objeleri tanımak için ağzını kullanır.