Bizler aile hekimleri olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından tüm uyarılarımıza rağmen uygulamaya konan ve aile hekimliği sistemini sarsan yeni yönetmeliğin yarattığı olumsuzlukları ve bu yönetmeliğin sağlık sistemimize getirdiği ağır yükleri kamuoyuyla paylaşmak için toplandık. Sanılmasın ki bu yönetmelik sadece aile hekimlerini etkiliyor. Bu yönetmelik 85 milyon vatandaşımızı etkiliyor. Bakanlık her yerde güzellemelerle yönetmeliğin iyi olduğuna dair açıklamalar yaparak halkımızı kandırıyor.
Yönetmelikte dayatılan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi, Dünya’nın hiçbir yerinde olmayan bilim dışı bir uygulamadır. Aile sağlığı merkezlerine yapılan zorunlu hasta çağrıları; asıl takip etmemiz gereken bebek, çocuk, gebe ve yaşlılarımız için olan koruyucu sağlık hizmetlerini aksatacaktır. Sağlıklı bir bireyin 6 ayda bir doktor ziyaretine zorlanması, kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacaktır. Sadece sağlık harcamalarını değil; sağlıklı çalışan hastalarımız işe gidemediği için ülke geneli iş gücü kaybına da neden olacaktır. Yeni yönetmelik, hekimlerin bilimsel ve özgür meslek anlayışını hiçe saymaktadır. Hastanın sağlık durumunu, formüller ve hesaplamalarla belirlemeye çalışmak; hekimlerin hastaya özel tedavi uygulamasını engelleyecektir. Bu tür formülsel kısıtlamalar konulması mesleki onurumuza yapılan bir saldırıdır. Hastaya ihtiyacı olan ilacı yazmamız engelleniyor, hastaneye sevk etmemiz engelleniyor. Hedef puanlar ortaya atılarak aile hekimlerinin yarısı sözleşme fesih riskiyle karşı karşıya bırakılıyor ve mesleki güvencemiz ortadan kaldırılıyor. Zulüm yönetmeliği yüzünden istifa edecek meslektaşlarımız var. Aile hekimlerine salgınları önle, kanserleri yok et, engelleri ortadan kaldır deniyor. Dünyanın bile çözemediği sorunlar, bizlere yükleniyor. Bırakın mesleğimizi yapalım Bırakın hastalarımıza gereken hizmeti verelim. Diplomamıza uzattığınız eliniz aile hekimliğine bir darbedir.
Biz bu duruma kanmıyor ve boyun eğmiyoruz. Yönetmeliği idareci olduğunuzda gördüğünüz sorunlar üzerine hazırladığınızı söylüyorsunuz
Bugün burada, yalnızca mesleki haklarımız için değil, aynı zamanda halkımızın güvenliği ve onuru için de bulunuyoruz. Tüm bu haksız uygulamalara karşı güçlü bir sesle dur diyoruz. Bakan’a sesleniyoruz; eğer halkımızın sağlığını ve hekimlerin onurunu koruyamıyorsanız, yapmanız gereken tek şey istifa etmektir. Aile hekimleri olarak hakkımızı savunmaya devam edeceğiz ve zulüm yönetmeliğini kabul etmeyeceğiz. İş bırakmak da dahil olmak üzere gereken hiçbir eylemsellikten Çekinmeyeceğiz.
Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığının yeni Aile Hekimleri Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin geri çekilmesi talebiyle 5-7 Kasım günlerinde iş bırakma eylemi yaptı.
Bu üç gün boyunca aile sağlığı merkezlerinde sağlık hizmeti sunulmayacak ve hekimler seslerini duyurmak için çeşitli platformlarda eylemlerine devam edecekler.
Türkiye'de, aile sağlığı merkezlerinde yaklaşık 27 bin 762 aile hekimi görev yapıyor.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu 3 Kasım'da yaptığı açıklamada "30 Ekim'de yayınlanan Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne tepki gösteren 'paydaşlarla birlikte' 5-6-7 Kasım'da üç gün süreyle iş bırakılacağı[nı] ve sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte çeşitli eylem ve etkinliklerle halk sağlığı ve hekimlerin hakları için mücadeleye devam edileceği[ni] duyurmuştu.
Karara katılan kuruluşlar arasında yer alan Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık İş, Hekim Birliği Sendikası, Hekim-Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Tabip-Sen, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği, salı günü başlayacak ve üç gün sürecek iş bırakma eylemine katılıyor.
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHASEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, aile hekimlerini ve çalışanlarını "hiçe saydığını" söylediği yönetmeliğin bir an önce geri çekilmesi gerektiğini vurguladı. Kandemir, “Bu yönetmelikle bakanlık, sahanın görüşünü yok saymıştır. Hem vatandaşlarımız hem de meslektaşlarımız büyük bir zarar görecek." dedi.
AHASEN Genel Başkanı "Bu şartlar altında, sahada çalışan arkadaşları[nın] meslekten ayrılmak zorunda kalacaklar[ını], halkımız[ın], aile hekimine ve sağlık çalışanına ulaşmakta ciddi zorluklar yaşayaca[ğını]" söyledi.
Sürecin sorumluluğunun Sağlık Bakanlığında olduğunu vurgulayan Kandemir, "taleplerinin yerine getirilmemesi halinde daha fazla sağlık çalışanının sistemden ayrılacağını" belirtti.
Bakanlığın aile hekimliğinde ticari zihniyetle "performans kriterleri" getirme hazırlığı içinde olduğu haberlerinin hekimler ve diğer çalışanlar arasında ilkbahardan bu yana bir yeni huzursuzluk kaynağıydı.
AKP'nin "Sağlıkta Dönüşüm Programı" kapsamında 2003'te birinci basamak kamusal sağlık hizmetlerinin temel birimi olan "sağlık ocakları" uygulaması terk edilerek aile hekimliği sistemine geçildi.
Bu sistemde, önceden Sağlık Bakanlığı tarafından üstlenilen bütün birinci basamak sağlık hizmetlerinin donanım, bürokrasi, muhasebe gibi tüm idari ve finansal sorumlulukları da aile hekimlerine yükleniyordu. Aile hekimleri, aile sağlığı merkezlerinin tüm altyapısını kurmanın yanı sıra sağlık hizmetlerinin tamamını yürütüyorlardı. Buna karşılık iş yükleri durmaksızın arterken iş güvenceleri aşınıyor ve özlük hakları olumsuz olarak etkileniyordu.
Sağlık Bakanlığı’nın 1 Kasım'da yürülüğe koyduğu "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ödeme katsayılarında getirdiği değişiklik ve performans kotalarını artırmasıyla aile hekimlerini yüksek maaş kesintileriyle yüz yüze bıraktı.
Yeni yönetmeliğe göre, doğum sonrası ulaşılması en zor olan lohusa hastalar için yüzde 98 performans kriteri getirilirken, kontrole gelmeyen lohusa hastalar için aile hekimlerinin maaşlarından kesinti yapılıyor.
Ayrıca yönetmelikte kayıtlı olduğu aile sağlığı merkezine 6 ay muayene olmaya gelmeyen hastanın faturası da hekimlere kesiliyor. Bu keyfi yaptırımlara göre, örneğin o aile sağlığı merkezine kayıtlı nüfusun yarısı sağlık hizmeti almak için aile sağlığı merkezine başvuru yapmadığı takdirde aile hekiminin maaşından tavan ücretin yüzde 42’si kesiliyor. Yönetmelikteki hiçbir şartı yerine getiremeyen hekimin maaşından ise kendi muadili sağlık emekçilerine göre 30-40 bin TL kadar bir kesinti söz konusu olacak.
Geçtiğimiz hafta yeni yönetmeliğin duyulmasıyla birlikte aile hekimliklerinden istifaların başlayacağını duyuran Türk Tabipleri Birliği (TTB) yetkililerinin öngörüleri, yönetmeliğin yayınlanıp yürülüğe girmesiyle birlikte doğrulanmaya başladı.
Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, "Sadece Aydın’da 20 aile sağlığı çalışanı istifa etti. Bu istifaların diğer illerde de artarak süreceğini öngörüyoruz." dedi.
TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı da önceki günlerde, Sağlık Bakanlığıyla yıllık sözleşmelerin ocakta yapıldığını hatırlatmış ve asıl istifaların o zaman olacağını söylemişti.
Kırımlı pek çok meslektaşının sözleşmesini yenilemeyeceğini, aile hekimlerinin asıl kadroları ilçe sağlık müdürlükleri ya da hastanelerde olduğu için, hekimlerin geldikleri birimlere geri döneceklerini ileri sürmüştü.
Pazartesi günü TTB önünde bir basın açıklaması düzenleyen Merkez Konsey Başkanı ve üyelerinin ortak açıklamasını sunan TTB AHEK Başkanı Dr. Emrah Kırımlı "Sağlıkta şiddetten randevu bulunamamasına, ilaç yokluğundan aşı yokluğuna, sağlık çalışanlarının göçünden anayasal hakkımız olan sağlığın ticarileşmesine, sağlıkta performanstan yenidoğan ölümlerine yaşanan tüm sorunların da ana nedeni siyasi iradenin tercihleri" olduğuna dikkati çektikten sonra, hekimleri Sağlık Bakanlığı’nın bu sorunlar yetmezmiş gibi aile hekimlerinin tepkisine yol açan performans ve ceza dayatmalarını içeren, aile hekimliğini çalışanlar ve yurttaşlar için eziyete dönüştürecek bir yönetmelik yayımladığını hatırlattı.
Kırımlı, “Bu yönetmelik halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana, yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir." dedi. "Bakanlığı uyarıyoruz: Buna geçit vermemek için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz” diye ekledi.