Hamilelik öncesi ve hamilelik dönemindeki beslenme şekli ile bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişimi ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Ülkemizde beslenme bozukluklarına bağlı olarak, hamile kadınların % 58’inde demir yetersizliği anemisi (kansızlık) ile kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizlikleri görülmektedir. Hamilelikte artan besin ihtiyaçları karşılanmazsa bebeğin büyüme ve gelişmesi için gereksinim duyulan besin öğeleri, annenin kendi dokularından sağlanır. Bunun sonucunda da annede, çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir ve enfeksiyonlara karşı direnç azalır. Ayrıca doğum riskleri, hamilelik zehirlenmesi ve anne ölümleri riskini arttırabilir. Bebeklerde ise fiziksel ve zihinsel gelişim geriliğine, hastalıklara yakalanma riskinde önemli oranda artışa ve ölü doğuma zemin hazırlayabilir.
Yaz aylarında hamileler için beslenme önerilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Hamilelikte aşermenin hormonal etkiler sonucu gerçekleştiği bilinmektedir. Bu nedenle canın her çektiği yiyecek değil, vücut için gerekli olanlar ölçülü şekilde tüketilmelidir. Hamilelik boyunca her ay 1-1.5 kg olmak üzere, toplam 7-14 kg alacak şekilde ağırlık artışı kontrol edilmelidir.
- Yaz günlerinin süresi nedeniyle uzun süre aç kalınmamalı; günde 6-8 öğün olarak yemek düzeni belirlenmelidir.
- Sıvı gereksinimi hamilelikte artar, yaz aylarında ise artmış olan sıvı ihtiyacının daha da fazlalaştığı bilinmektedir. Bunu karşılamak için daha fazla su veya süt, ayran, yaz meyveleri tüketerek veya taze sıkılmış meyve suları içerek sıvı alımı arttırılmalıdır. Her gün 12-15 bardak su içilmelidir. Gazlı içeceklerin sıcak havalarda serinlettiğine inanılsa da tansiyonu yükseltici etki yapabilir, bu yüzden ev yapımı komposto suları, limonata tercihi daha doğru olacaktır. Doğal maden suyu ise günde 1 şişeden fazla içilmemelidir. Çay ve kahve tüketimi en aza indirilmelidir. Yemeklerden bir saat öncesi ve bir saat sonrasına kadar çay ve kahve içilmemelidir.
- Tüketilen yiyeceklerin doğal kaynaklardan elde edilmesi önemlidir. Günlük tüketilen süt, yumurta, meyve sebzelerin gıda katkı maddeleri, tarım ilaçları açısından güvenilir olması gerekir. Tarım ürünlerindeki zararlı olabilecek kalıntıları uzaklaştırmak için, besinler, özellikle sebze ve meyveler tüketilmeden önce çok iyi yıkanmalıdır. Besinleri en iyi yıkama şekli; yiyecekleri su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletmek, bu işlemi birkaç kez tekrarlamak ve sonra çeşme altında bol suda yıkamaktır.
- Her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketilmelidir. Bununla birlikte 2 dilim kadar peynir veya 1-2 kaşık çökelek tüketmeleri de yararlı olacaktır. Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirler tercih edilmelidir.
- Hamile bireyler normal dönemde yediklerine ek olarak bir adet yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık tüketmelidir. Bu besinler tüketilemiyorsa kuru baklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbaların, salataların tüketilmesine özen gösterilmelidir. Bu grup kansızlık sorununa karşı da etkili bir tüketim seçeneğidir. Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagillerin yanında, C vitamini açısından zengin bol limonlu salata, taze soğan veya taze meyve tüketilmelidir.
- Vitaminler açısından zengin olan taze sebze ve meyveler her öğünde düzenli olarak tüketilmelidir. Satın alırken taze besinler tercih edilmelidir.
- Sebze ve kuru baklagillerin haşlama sularının dökülmesi, vitamin ve mineral kayıplarına neden olacağı için haşlama ve pişirme suları dökülmemelidir.
- Yemeklerde sıvı yağlar tercih edilmelidir. Gün içinde zeytinyağı tüketmeye özen gösterilmelidir. Bununla birlikte kızartma ve kavurma yöntemlerinden kaçınılmalıdır.
- Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Böylelikle bebek, guatr hastalığı ve zekâ geriliğinden korunmuş olur. İyotlu tuz, koyu renkli cam kavanozda saklanılmalı, ışıktan, güneşten ve nemli ortamlardan korunmalıdır. Böylelikle iyodun kayba uğraması engellenmiş olur. Yüksek tansiyon (hipertansiyon) varsa yemekler tuzsuz veya az tuzlu pişirilmelidir. Aşırı tuzlu besinler tüketilmemelidir.
- Ambalajlı besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edilmelidir. İçeriği bilinmeyen besinler hamilelik süresince tüketilmemelidir.
- Bütün hamile kadınlar, D vitamini ihtiyacını karşılamak için günde 10-15 dakika süreyle güneşe çıkmalıdırlar. Yazın saat 11.00-17.00 saatleri dışında yarım saat-45 dakikalık yürüyüşlere çıkılabilir.