Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz!

Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz!

Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya’yı tam bir sene önce, 6 Temmuz 2022’de çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu kaybettik.

 

Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya’yı tam bir sene önce, 6 Temmuz 2022’de çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu kaybettik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz.

 

Ne yazık ki sağlıkta şiddet nedenli kaybettiğimiz meslektaşlarımızın biri dışında hepsini son 20 sene içinde kaybettik. Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi.Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur.

 

Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden sağlıkta dönüşüm programının yirminci yılındayız. “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek.” şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş “beyaz reform” ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti öneleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır.

 

Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak sağlıkta şiddete on yıllardır dikkat çekmekteyiz. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk. Ancak ne yazık ki Bakanlık ve Kamu Otoritesi gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor.

 

Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!

 

GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI

 

 

Uzm. Dr. Menteş, “Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz!”

HAYATIMIZI KAYBETMEK İSTEMİYORUZ!

Sağlıkta şiddetin gündelik yaşamlarının bir parçası haline geldiğini söyleyen Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Hayatımızı kaybetmek istemiyor ‘Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz!’” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI HEDEF GÖSTERİLDİ
Adana Şehir Hastanesi Başhekimlik binası önünde bir araya gelen TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Adana Tabip Odası Yöneticileri, hekimler, sağlık çalışanları ve kurum temsilcileri Dr. Ekrem Karakaya’nın silahla öldürülmesinin yıldönümünde şiddeti bir kez daha protesto ettti. Yitirilen hekim ve sağlık çalışanları için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
Konuya ilişkin açıklama yapan Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya'yı tam bir sene önce, 6 Temmuz 2022'de çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu kaybettik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz. Ne yazık ki sağlıkta şiddet nedenli kaybettiğimiz meslektaşlarımızın biri dışında hepsini son 20 sene içinde kaybettik. Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur.”

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI DEĞİŞTİRİLMELİ
Başkan Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden sağlıkta dönüşüm programının yirminci yılındayız. “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek.” şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş “ beyaz reform” ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır.”

SAĞLIĞIN TİCARİLEŞTİRİLMESİ İYİ OLMADI
TTB ve Tabip Odaları olarak sağlıkta şiddete on yıllardır dikkat çektiklerinide söyleyen Başkan Uzm. Dr. Menteş, “Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk. Ancak ne yazık ki Bakanlık ve Kamu Otoritesi gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor. Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!” diye konuştu.

DOÇ. DR. ALİ İHSAN ÖKTEN, “ŞİDDET SON 4 YILDA 15 KAT ARTTI”
Şiddetin son dört yılda 15 kat arttığını söyleyen Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, konuşmasında “Sağlık Bakanlığı 2022 sayılarının korkunçluğundan olsa gerek ‘Beyaz Kod’ sayılarını açıklamamaktadır. Yenilenen ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ sorunları çözmekten uzaktır. Uygulanan sağlık politikaları kökten değiştirilmelidir. Hekimlik mesleğini, hekimleri ve tüm sağlık emekçilerinin itibarını yükselten bir dil kullanılmalıdır. “ dedi.

 

 

YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ!

Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya'yı bir sene önce bugün, 6 Temmuz 2022'de çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu kaybettik.1 yıl önce bugün taşıdığımız onca yük ve acı ile yaklaşık 300-400 kişi ile buradan İl Sağlık Müdürlüğüne yürüyüş yapmıştık. 
Dr. Aynur Dağdemir, Dr. Edip Kürklü, Dr.Göksel Kalaycıoğlu, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun, Dr. Hüseyin Ağır ve Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik. 
Şiddete: yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde ve dilinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. SABİM/CİMER hatları ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur.
Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilmiştir. TTB tarafından yapılan ankette; hekimlerin % 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir.
Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilmiştir. TTB tarafından yapılan ankette; hekimlerin % 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir.  Meslektaşımızı ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz. 
Meslektaşımız şair Dr. Behçet AYSAN’ın dediği gibi;

belki
sararmış
eski resimlerde kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.

aynı gökyüzü aynı keder.

Biri dışında ne yazık ki sağlıkta şiddet nedenli kaybettiğimiz meslektaşlarımızın hepsini son 20 sene içinde kaybettik. Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artışın nedenleri arasındadır.
Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden Sağlıkta Dönüşüm Programının yirminci yılındayız. Sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu. Randevu alamayan, 5 dakikada bir muayene olmaya zorlanan, özel hastaneye başvurmak zorunda bırakılan, cebinden parası alınan, eczanelere muayene ücreti, katkı ve katılım payları tahsil ettirilen yurttaşlar sistemin tüm sorunlarını karşılaştığı kamu görevlilerine yansıtmaktadır. Halbuki, sistemden ne hekim ne de sağlık çalışanları sorumludur. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş “beyaz reform” ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemin değişmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti öneleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır.
Sağlık meslek odaları, sendikalar ve dernekler olarak sağlıkta şiddete on yıllardır dikkat çekmekteyiz. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk. Ancak ne yazık ki Bakanlık ve Kamu Otoritesi gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapılarak günü kurtarmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dâhil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor.
Daha dün bize “giderlerse gitsinler” diyenler, sonra dönmemizi isteyenlere sesleniyoruz, meslektaşımız sonsuzluğa gitti. Kötü gidişten SİZ SORUMLUSUSUNUZ!!!

Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!

* Sağlıkta şiddete yol açan sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini,
* Sağlıkta şiddet için etkili yasa çıkarılmasını,
* Sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılarak, güvenli işyerleri oluşturulmasını,
* İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını TALEP EDİYORUZ…
 

BALIKESİR SAĞLIK  PLATFORMU

Balıkesir Aile Hekimleri Derneği 
Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği
Balıkesir Dişhekimleri Odası 
Balıkesir Tabip Odası 
Birlik ve Dayanışma Sendikası
Genel Sağlık İş Sendikası 
Hekim Birliği Sendikası 
Hekim Sen 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası 
Tabip Sen

 



Anahtar Kelimeler: Yaşamak Yaşatmak İstiyoruz!