Bir uzman hekim, aynı iş yerinde görev yaptığı hemşireyi haksız yere görevden alarak başka bir yere gönderen başhekime bu durumun doğru olmadığını ifade etti. Olayın ardından başhekim tarafından çağırılan doktor, tehdit edildi ve mobbinge uğradı.
Hakkında muaf olduğu nöbetler için tutanaklar tutan, ek ödemesini yapmayan ve baskı uygulayan başhekime dava açan hekim, hukuk mücadelesinden galip geldi.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinde görülen davada, davacı dilekçesinde bahsi geçen hastanede 5 yıldır göğüs cerrahı olarak görev yaptığını, davalının ise kendisinin görev süresince başhekim olarak görev yaptığını anlattı.
"Benim takdirimi sorgulayamazsınız"
Dilekçede kendi servisinde görev yapan 5 yıldan bu yana sorumlu hemşirelik görevini layıkıyla yapan bir hemşireyi kendi kararıyla haksız ve yersiz olarak görevinden alıp alakasız bir yere gönderdiğini, hemşirenin gönderilmesinin doğru olmadığına ilişkin görüşlerini kendi aralarında haberleştikleri Whatsapp grubunda paylaştığını ifade etti.
Bu olayın ardında başhekimin kendisini çağırarak "sizinle uğraşacağım davranışlarınıza dikkat edin yakında tekte kalacaksınız dikkat edin benim takdirimi sorgulayamazsınız” vb sert söylemleri ile kendisini tehdit ettiğini, kendisine yönelik kendisini sindirmeye yıldırmaya yönelik uygulamalarının devam ettiğini, davalının mobbingi nedeni ile eşini yaşadıkları şehirde bırakmak pahasına tayin istemek zorunda kaldığını, davalı tarafça tarafına yönelik olarak kasti ve keyfi olarak döner sermaye dağılımında aleyhine ayrımcılık yapıldığını, 7 ay içerisinde 3 kez haber verilmeden ve açıklama yapılmadan nezaketsiz ve etik olmayan şekilde odasının değiştirildiğini, davalının kendisini çevresinde karşı itibarsızlaştırmaya yalnızlaştırmaya çalıştığını beyan etti.
Davacı bu beyanlar doğrultusunda 35 bin TL manevi tazminat dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.
Tüm iddiaları reddetti
Davalı cevap dilekçesinde ek ödeme işlemlerinin ve poliklinik değişikliklerinin mevzuatlar çerçevesinde yapıldığını, hastanenin verimliliğini sağlayacak değişiklikler yapıldığını beyan ederek tüm iddiaları reddetti.
İstinaf yoluna başvuruldu
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 10 bin TL manevi tazminatın dava tarihi olan 19.10.2018 tarihinden itibar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildi. Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvuruldu.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının Ocak 2013 döneminden Eylül 2019 dönemine kadar göğüs cerrahı olarak görev yaptığı sırada davalı tarafından yapılan mobing nedeniyle yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince manevi tazminatın reddedilen kısmının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.
“Süt iznindeyken tutanak tutuldu”
Tanık beyanlarına göre davalı tarafından davacı süt iznindeyken nöbetten muaf olmasına rağmen, haksız bir şekilde, davacının nöbete gelmediğine dair tutanak tutturduğu, davacının odasının diğer hekimlerden ya da diğer birimlerden çok daha sık bir şekilde, çoğu zaman sebep gösterilmeksizin değiştirildiği, daha önce hiçbir çalışandan talep edilmediği halde davacıdan süt izni kullanacağı saatlerin bildirilmesinin istenildiği dava dilekçesinde yer aldı.
“Gerekli ödeme keyfi ve kasti bir şekilde yapılmadı”
Bunların yanı sıra davacının diğer doktorlar gibi mesaiye riayet eden bir doktor olduğu, davacının hastalarına karşı ilgili olduğu, hiçbir hastanın mağduriyetine neden olmadığı, bir hastayla ilgili olarak davacının poliklinik saatinde yerinde olmamasının nedeninin yoğun bakımda acil hastaya bakması olduğu, davalının gerekli olmamasına rağmen mesai hususunda davacı üzerinde baskı kurduğu, sendika il başkanı tarafından davacıya döner sermaye ek ödemesi yapılması söylendiğinde davalı tarafça davacı hakkında 'defolsun gitsin' denildiği davalının tavrının basına da yansıdığı, buna ilişkin dosyada gazete kupürleri ve gazeteci beyanları bulunduğu, davacının döner sermaye ek ödemesine hak kazanmasına rağmen kendisine gerekli ödemenin keyfi ve kasti bir şekilde yapılmadığının Zonguldak İdare Mahkemesi'nin 2018/657esas ve 2019/577 karar sayılı dosyası ile sabit olduğu ifade edildi.
“20 bin TL manevi tazminat hükmedildi”
Davalının bu eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu ilk derece mahkemesince manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu değerlendirilmiş, ancak olay tarihi, olayların gelişim süreci, tarafların konumu ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu, davacı yararına 20 bin TL manevi tazminata hükmedilmesinin olaya ve hakkaniyete uygun düşeceği kanaatine ulaşıldı.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, hükmedilen manevi tazminat miktarı az bulunmuş ise de; manevi tazminat miktarının arttırılması İçin yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiş, davacı yararına 20 bin TL manevi tazminata hükmedilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kuruldu.(Medimagazin)