5 Temmuz 2023 Salı günü TÜİK’in enflasyon oranını açıklamasının ardından, AKP iktidarı seçim vaadi olan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasını öngören teklifini kamuoyu ile paylaşmıştır.
Ne yazık ki, iktidarın iddia ve estirdiği rüzgârın aksine gerçek enflasyon oranı dikkate alındığında yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen bu artışla kamu emekçileri sefalet koşullarında yaşamaya devam edecektir.
Yasa teklifi incelendiğinde maaş düzenlemesinin yanı sıra bir seferliğe mahsus denilse de milyonlarca insanımıza yeni vergilerin de serpiştirildiğini görmekteyiz. Nitekim yasa teklifi daha Meclise sunulmadan adeta bir zam yağmuru ile karşı karşıya kaldık.
Sizler aracılığınızla iktidarı buradan uyarıyoruz! Bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır.
Bu kayıplardan en önemlilerinden birkaçını kamuoyunun ve kamu emekçilerinin dikkatine sunmak istiyoruz:
İktidar rakamlara takla attırmayı ve gerçekleri ters yüz etmeyi bırakmadığı sürece emekçilerin sefalet koşullarında bir değişiklik olmayacaktır.İktidar bir nebze olsun bir rahatlama yaratmak istiyorsa öncelikle yapılacak maaş artış oranının tamamı, taban aylık katsayısı artışı şeklinde olmalıdır. Aksi takdirde bu şekli ile uygulanırsa bundan sonraki kamu emekçisi maaşlarının artışında, emekli maaşı ve ikramiyesinde söz konusu artışlar dikkate alınmamış olacaktır. Böylece kamu emekçileri ve emeklileri arasındaki maaş uçurumu daha da artacaktır.
Öte yandan TBMM’ye sunulan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yasanın uygulama tarihi 15 Temmuz 2023 değil 1 Temmuz 2023 olmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde 15 günlük maaş farkı kamu emekçilerinin cebinden çıkmış olacaktır.
Çok fazla rakamlara boğmadan sadece birkaç hususa dikkat çekmek istiyoruz:
Yapılan araştırmalara göre; bir kişinin günlük sağlıklı beslenme maliyeti 424 TL, yaşam maliyeti ise 17.188 TL’dir.
Dolaysıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 12.500 TL, yoksulluk sınırının 40.000 TL olduğu bir ülkede kamu emekçisi, emekliler ve işçiler sefalet koşullarında yaşıyor demektir.
Buradan bir kez daha doğacak hak kayıpları için uyarıyoruz! Kamudan emekli olanların açlığa mahkûm edilmesi affedilecek ya da “iyileştirmeye çalışacağız” denilerek geçiştirilecek bir durum değildir. İktidar bir kez daha emeklilere yaklaşımını ele vermiş, suçüstü yakalanmıştır.
Ayrıca, TBMM’ye sunulan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılan hesap da kabul edilemez! Kamu emekçileri ve emeklileri bir kez daha sefalet ücretine mahkûm edilmiştir.
Bu vesileyle en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL değil, 40.000 TL olan Yoksulluk Sınırı'nın üzerinde bir ücret olması talebimizi yineliyoruz.
KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.