Tarih: 17.11.2020 09:31

Uluslararası Akciğer Kanseri Farkındalık Günü

Facebook Twitter Linked-in

SANKO Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, akciğer kanserinin, kanserden kaynaklı yaşam kayıplarının en önde gelen nedenlerinden biri olduğunu söyledi.  

 

17 Kasım Uluslararası Akciğer Kanseri Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yapan Doç. Dr. Yıldırım, akciğer kanserinin, birçok insanı ve ailesini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu kaydetti.

 

Sigara ve diğer tütün ürünlerinin akciğer kanserinin en önemli nedeni olduğunu anımsatan Doç. Dr. Yıldırım, “Ancak bir kişinin akciğer kanserine yakalanma şansını etkileyen birçok farklı faktör vardır” dedi.

           

Kişide akciğer kanseri teşhis edildiğinde, kanser türünü ve yayılıp yayılmadığını belirlemek için birçok test yapıldığını vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:

 

“Kanserden şüphelenildiğinde, röntgen çekimi, akciğer tomografisi veya diğer görüntüleme işlemlerinin yanı sıra, kan testleri yapılır. Biyopsi, bir tümörden küçük bir doku parçasını çıkarmak için yapılan bir prosedürdür, böylece mikroskop altında test edilebilir ve incelenebilir.

           

Kanser yayıldığında buna ‘metastaz’ denir. Kanserin evresi, tümörün büyüklüğüne ve lenf düğümlerine veya vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığına göre belirlenir. Evre, tedavi seçimlerini yönlendirmek için kullanılan özelliklerden biridir, tümör büyüdükçe veya yayıldıkça artar.”

 

AKCİĞER KANSERİ BELİRTİLERİ

Akciğer kanseri küçük ve erken evrede olduğunda hiçbir belirti göstermeyebileceği için kişinin kendini normal hissedebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, “Kanser ileri evrelerde büyürse, çoğu insanda bir veya daha fazla semptom geliştirir. Bununla birlikte, akciğer kanserinin semptomları, diğer daha yaygın problemlerin semptomları ile aynı olabilir” ifadelerini kullandı.

 

Doç. Dr. Yıldırım, akciğer kanserinin belirtilerini, “Öksürük, balgamda kan, nefes darlığı, hırıltı, ses kısıklığı, yüzün, kolların veya boynun şişmesi, göğüs, baş, kol, omuz ve boyun ağrısı, el kaslarının zayıflaması, göz kapağının sarkması ve bulanık görme, vb.” olarak özetledi.

 

AKCİĞER KANSERİ İÇİN BİLİNEN RİSK FAKTÖRLERİ

Akciğer kanserine yakalanma olasılığının, birçok risk faktöründen etkilendiğinin altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, risk faktörlerini şöyle sıraladı:

 

“Akciğer kanseri için yaygın risk faktörleri arasında tütün dumanına, radyasyona veya diğer toksik maddelere maruz kalma, kişinin kansere yakalanmış yakın aile üyeleri olup olmaması, yaş ve akciğer hastalığı varlığı dahil sağlık geçmişi önemli risk faktörleridir. Akciğer kanserine yakalanan pek çok kişide bu risklerden birden fazlası bulunsa da kanser nedeni bilinmeyen kişiler de vardır.”

 

AKCİĞER KANSERİ TARAMASI

Akciğer kanserine yakalanma olasılığını azaltmanın en önemli adımlarının, sigarayı bırakmak, evde radon (radyoaktif bir gaz) olup olmadığını kontrol etmek, gerekirse havalandırma sistemlerini gözden geçirmek ve tehlikeli madde bulunan işyerlerinde koruma tedbirlerinin alınması olduğunu bildiren Doç. Dr. Yıldırım, akciğer kanseri taramasına ilişkin şu paylaşımda bulundu:

 

“Düşük riskli olduğu düşünülen kişiler için akciğer kanseri taraması önerilmez. Yüksek risk altındaki insanlar için, düşük doz bilgisayarlı tomografi taramaları ile akciğer kanseri taraması, akciğer kanserinden ölüm riskini azaltabilir. Bu, 55 ile 74 yaşları arasında, 30 paket/yıl veya daha fazla sigara kullanma geçmişine sahip olan ve son 15 yıl içinde sigara içmeye devam eden veya bırakan kişiler için geçerlidir.” 

 

COVID-19 PANDEMİSİ SIRASINDA KANSER BAKIMI

COVID-19’un, SARS-CoV-2 adlı virüsün neden olduğu bir enfeksiyon olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Yıldırım, açıklamasında şu bilgilere yer verdi.

 

“Virüsün yayılmasını yavaşlatmak için birçok bölgedeki insanlara mümkün olduğunca evde kalmaları söylendi. Bu, kanser hastaları için özellikle önemlidir, çünkü COVID-19 hastalığına yakalanırsa çoğunda hastalık riski ciddi artar. Ancak bu riskin, kanserler hastalıklarını takip ve tedavi etmek için düzenli tıbbi bakım almaya devam etmelerinin önemi ile dengelenmesi gerekir.

 

Kanser tedavisi görüyorsanız, onkolog normal tedavi rejiminizde veya programınızda herhangi bir değişiklik yapmanız gerekip gerekmediği konusunda sizinle konuşabilir. Bazı durumlarda, şahsen bulunmanız gereken randevu sayısını azaltmak bir seçenek olabilir. Bu, yaşadığınız yer, kanserinizin türü ve evresi, mevcut tedavi seçenekleri ve genel sağlığınız dahil olmak üzere birkaç farklı şeye bağlı olacaktır.”

 

Akciğer kanserinin hem erken tanısında hem de tedavisinde önemli gelişmelerin görüldüğünü hatırlatan Doç. Dr. Yıldırım, “Klinik araştırmalar, yeni veya bilinen tedavilerin yeni kombinasyonlarının etkinliğini incelemenin dikkatlice kontrol edilen bir yoludur. Hastalıktan korunmak, özellikle de sigara gibi tütün ürünü kullanımının azaltılması akciğer kanseri ile mücadelenin en iyi yoludur” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —