Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Türkiye ve Avrupa'nın en donanımlı diş hekimliği fakültelerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Türkiye Klinikleri TV, öğrenci ve akademisyenlere ayna tuttuğu "Fakültelerimiz" programının ilk bölümünde Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini ekranlarına taşındı.
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Orhan, Türkiye Klinikleri TV’ye yaptığı açıklamada, fakültenin tarihçesi ve gelişimine dair önemli bilgiler verdi.
Yaklaşık 2 sene önce yeni fakülte binasına taşınarak burada faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Prof. Dr. Orhan, “Şu anda Türkiye'nin en donanımlı diş hekimliği fakültesindeyiz, hatta biraz daha iddialı bir şey söyleyeceğim: Avrupa'da bile bu tarzda bir diş hekimliği fakültesi mevcut değil.” dedi.
Yeni Diş Hekimliği Fakültesinin 11 kattan ve 40 bin metrekarelik alandan oluşan çok büyük bir fakülte olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orhan son teknoloji imkanlara sahip fakültenin özelliklerinden şöyle bahsetti:
“Genel anestezi, erişkin ve çocuklarda yapabileceğimiz sedasyon ünitelerimiz, Türkiye'de hatta Avrupa'da dahi yok; MR cihazlarımız, tomografi cihazlarımız, patoloji laboratuvarımız, tıbbi biyokimya laboratuvarımız gibi çok teknolojik altyapımız var. Bunun paralelinde de eğitimde de aynı şekilde teknolojik altyapımız mevcut. Klinik uygulamalar için en son teknolojiyle ağzı içi tarayıcılar, en son teknolojiyle alınmış ünitler, ağız içi tarayıcılar, kazıcılar ve preklinikte olan öğrencilerimiz için de similatörlerimiz ve OSKE uygulamalarımız mevcut. Şu anda diş hekimliği alanında, neredeyse tüm teknolojik altyapıya sahibiz, hatta daha fazlasını bile sunduğumuzu söyleyebilirim.
Araştırma faaliyetimiz çok geniş spektrumda. Burada büyük bir araştırma laboratuvarımız var. Sadece kendi araştırmacılarımıza değil, üniversitemize ve dışarıdaki diş hekimliği fakültelerine de hizmet veriyoruz. Birçok yazılımımız mevcut. Örneğin micro-CT gibi çok az diş hekimliği fakültesinde olan bir cihazımız var. Bunu da araştırma için kullanıyoruz. Mesela yapay zeka laboratuvarımız var. Bu yapay zeka laboratuvarıyla birçok çalışmamız, araştırmacılarla birçok modellememiz oldu. Sadece diş hekimliği alanında değil; tıp fakültesinde göğüs cerrahisi, tıp fakültesinde radyasyon onkolojisi veya dışarıdaki birçok tıp dalına da aslında modellemesini ve hizmetini yapıyoruz. Bu yapay zeka laboratuvarında çok geniş spektrumda diş hekimliğinin bütün dalları, hatta tıbbın bütün dallarıyla ilgileniyoruz."
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinin Türkiye'nin ve Avrupa'nın en donanımlı diş hekimliği fakültelerinden bir tanesi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Orhan, fakültenin uluslararası standartlarda sunduğu sağlık hizmetleriyle yalnızca Türkiye'den değil, yurt dışından gelecek hastalara da hizmet vereceğini şu sözlerle söyledi:
“İngiltere'de olsanız şu anda, dişiniz ağrısa size herhalde 1,5-2 sene sonra falan randevu verirler. Bulabilirseniz o da. Bu sebepten dolayı da insanlar sağlık turizmine yönleniyor Biz de Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak belgelerimizi aldık, 15 Kasım itibariyle sağlık turizmi hastalarımızı kabul etmeye başlayacağız.”
Endodonti, çocuk diş hekimliği, restoratif diş tedavisi, protetik diş tedavisi ve ortodonti ana bilim dallarından hekimler de, fakülteye dair düşüncelerini, mesleğe başlama hikayelerini, eğitim sürecinde karşılaştıkları zorlukları ve fakülte bünyesindeki ana bilim dallarının vizyonu ile misyonuna ilişkin bilgileri paylaştı.
Fakültenin yeni binasına ilişkin bilgiler veren Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Hastane Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Hakkı Baltacıoğlu, “Yeni bir binaya taşındık. Eski binaya göre neredeyse üç kat daha büyük bir binada hizmet veriyoruz. Koşullarımız iyileşti, eski binamızdaki çalışmayan bozuk koltuklar yenilendi. Bununla birlikte personel sayımız yaklaşık olarak 2-3 katına çıktı bu sayede daha fazla hastaya tedavi imkanı sağlıyoruz.” dedi.
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilsun Bağış fakültede verilen eğitime ilişkin olarak, “Öğrencilerimize birebir simülasyonla, gerçeğe en yakın şekilde hasta tedavi modelleri sunarak eğitim vermeye çalışıyoruz. Bu amaçla pek çok yeniliği hem takip ediyoruz hem de uyguluyoruz.” şeklinde konuştu.
Öğrencilerinin son senelerdeki tercihleriyle kendilerini gururlandırdığını söyleyen Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Akaltan ise “Ankara Üniversitesi hem Türkçe hem İngilizce programda Türkiye sıralamasında ikinci sırada. Uzmanlık tercihlerinde de Protez Ana Bilim Dalı Türkiye'de birinci sırada. Bunu da klinik ortamımızdaki dijital altyapı teknolojimizi ve öğrenim kadromuzun öğretim kadromuzun gücüne bağlıyorum.” dedi.
Türkiye Klinikleri TV’ye konuşan Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okan Akçam, bilimsel çalışmalara verdikleri önemi şu sözlerle aktardı:
“Çok köklü bir hasta arşivimiz var ve bu arşivi kullanarak yıllardır bilimsel çalışmalar yürütüyoruz. Ancak arşivimizin yanı sıra, teknolojik gelişmelerden de faydalanıyoruz. Ana bilim dalımızda bulunan birçok teknolojik cihaz sayesinde yeni araştırmalar da planladık.
Örneğin son zamanlarda duruş postürü çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Çünkü tüm vücut postürü ile diş hekimliği ve oklüzyonun birebir ilişkisi olduğunu gördük. Günümüzde çok fazla tablet, telefon kullanımı sonucunda postürün bozulması özellikle çocuklarda ciddi dental rahatsızlıklara yol açabiliyor, bu konuda araştırmalarımız var. Onun dışında saha çalışmalarımızı planladık. Afrika'daki ilk insanlara ait kafataslarını inceleyerek, bu bulgularla günümüz insanında yaşanan dental problemler arasında bir ilişki kurmayı ve bu konuda araştırma yapmayı hedefliyoruz.
Araştırmalarımızın diş hekimliğine katkılarının, çok temel araştırmalar olduğu için, çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz diş hekimleri olarak sadece dişlerle ilgilenen bir meslek grubu değiliz; en başta hekimiz ve tüm vücutla ilgilenmemiz gerekiyor. Sistemik rahatsızlıklardan postür bozukluklarına kadar her şey ağız sağlığını etkiliyor. Dolayısıyla, temel düzeyde yaptığımız çalışmaların diş hekimliğinin tıbbi yönüne de önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.” (Medimagazin)