Türkiye’de, Sağlık ve Tıp alanında; Asklepion döneminden, “Şifahaneler” dönemine ve günümüzün Tıp Fakülteleri ve Hastanelerine dek, var olan çalışmaları, kuruluşları, eğitsel, bilimsel, teknolojik ilerlemeleri, yazılı belgelere dayalı olarak incelemek yerinde olur.
Özellikle Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde, Sağlık ve Tıp alanında kurumları belgeleyen yazılı kaynaklar, güncel olarak önem kazanmıştır.
Çünkü sağlık ve tıp alanında, dünden bugüne elde edilen bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri anlamak açısından;
a) Önceki dönem hastanelerinin,
b) Uygulanan Tıp eğitiminin bilinmesi ve
c) Karşılaştırmalı incelenmesi, zaman içindeki gelişimi gösterir.
Bu açıdan; biyografiler, anılar, tarihçeler, özellikle “Hastane Tarihi” ile ilgili yazılı belgeler, “bütünü göstermesi” açısından çok değerlidir.
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, hastanelerin sağlık yanı sıra, mimarlık ve kültürel önemini de gösteren;
Amaç: Türkiye’nin çağdaşlaşma yolunda tıp alanında atılmış olan adımları göstermesi bakımından; Hastane yapıları ve donanımları, Hekimler ve Hemşireler ile diğer görevliler ölçüsünde önemlidir. Bu nedenle amacımız;
Vakıf Gureba Hastanesi, İstanbul’da Kolera, Veba, Çiçek, vb bulaşıcı hastalıkların çok görüldüğü bir dönemde, Bezm-i Alem Valide Sultan’ın (II. Mahmud’un eşi, I. Abdulmecid’in Annesi) (1807 - 2 Mayıs 1853) girişimiyle yapılmıştır (1).
Başlangıçta, 1843 yılında, “Bezm-i Alem Gurebai Müslimin Hastanesi” adı ile kurulan hastane, 200 yataklı olup, İstanbul’da halkın sağlık alanındaki büyük bir açığını kapatmıştır.
Hastane’nin ilk Baştabibi Yüzbaşı Ahmet Beydir, 1843-1873 yılları arasında görev yapmıştır.
24 Ekim 2010’da, yeni kurulan Bezm-i âlem Vakıf Üniversitesi bünyesi içinde yer alarak, adı Bezm-i âlem Vakıf Üniversitesi Hastanesi olmuştur.
İstanbul Gureba Hastanesi Tarihçesi Kitabı
İstanbul Üniversitesi 11. Rektörü Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan (Fotoğraf 1)’ın asistanlık günlerinde yazdığı ve 3 Baskısı yapılmış olan (1. baskısı 1928, 2. baskısı 1943, 3. baskısı 1967) “Bezm-i Alem Valide Sultan” - Vakıf Gureba Hastanesi Tarihçesi” adlı kitap, çağdaşlaşma yolunda ilerleyen Türk Tıp Tarihi açısından;
Fotoğraf 1. Fotoğraf. Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan (1905, Trabzon - 29 Şubat 1972, İstanbul).
Fotoğraf 2. İstanbul Üniversitesi’nin 11. Rektörü Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan’ın asistanlık yıllarında yazmış olduğu, sonraki yıllarda geliştirerek yeniden yayınladığı; 1. baskısı 1928’de, 2. baskısı 1943’de, 3. baskısı 1967 yılında yapılan “Bezm-i Alem Valide Sultan” - Vakıf Gureba Hastanesi Tarihçesi adlı kitabı Türk Tıp Tarihine ışık tutmaktadır.
Önsözlerden Öğrendiklerimiz
“Mazinin tetkiki, yaşayan nesillere her zaman ibretliktir.”
“Memleketin ilk sağlık kuruluşlarından, halk için bir şifa yurdu olan, yüzbinlerce hastayı barındıran, bu yüksek hayır ve şefkat kurumunun tarihçesi konusundaki eksikliği, genç arkadaşımız Dr. Kazım İsmail Bey gidermiştir.”
“Hastanenin 100. Kuruluş Yılında, Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan’ın, Vakıf Gureba Hastanesi Tarihçesi adlı kitabını, yeni bilgilerle yayınlamasının değerli olduğunu” bildirmiştir.
“Bir Türk anasının, şefkat duygularından ortaya çıkan bu kurumun, ne uğurlu bir büyüme ve toplanma ile gelişerek, bugün İstanbul’un bağrında, yukarıda sıralanan türlü tıp hizmetlerini gördüğünü saptayan bu kitap, Gureba Hastanesi’ne bağlılığımın küçük bir armağanıdır.”
Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan, kısa yaşam öyküsü (1905, Trabzon - 29 Şubat 1972, İstanbul).
Vefa Lisesi’ni (1920) ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni (Darul Fünunu) 1926 yılında bitirmiş, Genel Cerrahi Uzmanlığı eğitimini Vakıf Gureba Hastanesi ve Paris’te yapmıştır (1930-1932).
Kazım İsmail Gürkan daha sonra; Doçent (1933), Profesör (1939), Dekan (1950) ve İstanbul Üniversitesi 11. Rektörü (1951-1953) olmuştur.
Ord. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan, Türkiye’de Çağdaş Patolojinin ve Kanser savaşının kurucusu olan Prof. Dr. Hamdi Suat Aknar’ın vefatının 10. Yılında (1946) yayınladığı ”monografi” de Hamdi Suat Aknar’ın bilimsel yönlerini yazarak, Çağdaş Türk Tıp Tarihi’ne önemli bir katkı daha yapmıştır (3).
İzmir’de 2016 yılında yayınlanmış, “İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi’nden İzmir Devlet Hastanesine” “Bir Hastane Öyküsü” kitabı (Fotoğraf 3) ışığında, İzmir Devlet Hastanesi’nin Cumhuriyet öncesinden günümüze dek geçen süre içerisinde, İzmir’deki sağlık çalışmalarını, değişik açılardan göstermesi bakımından, önemli bir bilgi kaynağı olduğu görülmektedir (2).
Fotoğraf 3. Ocak B, Kocabaş ÖY. İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi’nden İzmir Devlet Hastanesi’ne: Bir Hastane Öyküsü. İzmir Büyükşehir Belediyesi yayını. Kent Kitaplığı, Ünik Binalar Dizisi, No: 4. İzmir: Birleşik Matb., 2016;296.
Cumhuriyet öncesinde İzmir’de “azınlıklara” ait kimi hastaneler bulunuyordu:
Cumhuriyet öncesi dönemde ilk Hastane: “İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi”
İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi 1851 yılında, aydın bir devlet insanı olan İzmirli Emin Muhlis Paşa (1811-1874)’nın gayretleri, liderliğii ve halkın dayanışması sonucu açılmıştır (4).
Frengi Hastanesi 1908 yılında Tepecik’te açılmış, 1913 yılında Eşrefpaşa Belediye Hastanesi, 1984 yılında da İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi) adını almıştır
Cumhuriyet sonrası ilk dönemde İzmir’de aşağıdaki hastaneleri görmekteyiz:
İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi, 1851 yılında kuruluşundan-Haziran 2012'de kapanışına dek, 161 yıl İzmir’in sağlık ve tıp alanındaki yaşamına ve kültürüne önemli katkı ve hizmet sunmuştur. Bu süre içerisinde başlıca şu aşamalardan geçmiştir:
İzmir Konak’ta bulunan, görkemli "Gureba-i Müslimin Hastanesi" yapısal özellikleri, çevredeki tarihsel doku içerisinde ve diğer tarihsel yapılar arasında, mimarlık ve sanat açısından özgün bir görünümdedir.
"Gureba-i Müslimin Hastanesi" İzmir’in tıp, sağlık alanındaki tarihinde önemli bir aşamayı temsil etmektedir.
Hastane yapısı 2 katlı ve kesme taş ve tuğladan yapılmış, yüksek tavanlı ve çeşitli işlemeleri ile döneme özgü tüm özellikleri göstermektedir (Fotoğraf 4-6).
İzmirliler büyük dayanışma yaparak, İzmir’in tarihsel ve simgesel yapılarından birsini yapmayı başarmışlardır.
Fotoğraf 4. İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi’nin dıştan görkemli görünümü (1951) (5).
Fotoğraf 5,6. İzmir Devlet Hastanesi’nin görkemli görünümü (6)
Başlangıçta, 1851 yılında 60 yatakla açılan Gureba-i Müslimin Hastanesi, 1879 yılında 120 yataklı olmuştur.
1879 yılında,” İzmir’in ilk sivil Türk Tabibi” olan Op. Dr. Mustafa Enver (1849, Birgi - 21 Temmuz 1932, İzmir) Baştabip olarak atanmış, 31 Mart 1923 günü Emekli oluncaya dek 44 yıl bu görevini sürdürmüştür.
Hastane, “Gureba-i Müslimin Hastanesi” adını taşımakla birlikte; her kültür ve inanç üyelerinden hasta kabul etmiş, çalışan hekim, eczacı ve görevliler arasında tüm kültürlerden insanlar görevde bulunmuştur.
Bu dönemlerde, toplumsal yoksulluk ve yetersiz eğitim nedeniyle, insanların doğal olarak sıklıkla hastalanması, bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşması, hastanelere de “Gureba” adı verilmiş olması düşündürücüdür.
26 Mart 1913’de İzmir “Gureba-i Müslimin Hastanesi”, İl Özel İdaresi’ne devredilmiş ve adı 1914’den sonra “İzmir Memleket Hastanesi” olmuştur.
10 Temmuz 1953’de TBMM’de, Türkiye’de çoğu il merkezlerinde bulunan Özel İdare’ye bağlı tüm hastaneler (toplam 44 hastane), Sağlık Bakanlığına bağlanmıştır.
İşlemler 1 Mart 1954 günü bitirilerek, “İzmir Memleket Hastanesi”, Sağlık Bakanlığı’na bağlanmış, “İzmir Devlet Hastanesi” adını almıştır. Bu dönemde yatak sayısı 480 olmuştur.
1963-1971 döneminde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin İç Hastalıkları, KBB, Göz Klinikleri, v.b.bu hastanede yer almıştır.
İzmir Devlet Hastanesi Mecmuası (29 Ekim 1963) (5)
İzmir Devlet Hastanesi Mecmuası (Fotoğraf 7), Başhekim Dr. Kadri Aslansan döneminde, 1963 yılında yayın yaşamına başlamıştır, editörü Doç. Dr. Namık Kemal Menteş’tir.
Bu Derginin ilk sayısında, “İzmir Devlet Hastanesi” adı ile çok değerli tarihe not düşen bir makale yazmış olan Op. Dr. Hikmet Aladağ, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefi olarak görev yapmıştır.
Fotoğraf 7. İzmir Devlet Hastanesi Mecmuası’nın ilk sayısı “1963;1(1):3”. Sahibi Dr. Kadri Aslansan (Baştabib), Editör Doç. Dr. Namık Kemal Menteş (GE Kliniği). Derginin kapağında İzmir Devlet Hastanesi’nin fotoğrafı görülüyor (5).
Mart 1985’den sonra, İzmir Devlet Hastanesi, Yeşilyurt (Hatay)'a taşındıktan, sonra İzmir Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi olmuştur.
2000 yılında Dr. Ekrem Hayri Üstündağ Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi adını almış ve
Haziran 2012'de kapanmıştır.
Bundan sonraki dönemde, Ege Doğumevi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne bağlı Konak Ek Hizmet Binası olmuştur.
Burada, İzmir Memleket Sağlık Müzesi “Guraba-i Müslimin Hastanesi Sağlık Müzesi” kurulması için çalışılmaktadır. “İzmir Memleket Sağlık Müzesi, kentin ilk Müslüman Hastanesinin tarihine ışık tutacak, sağlık tarihine dair eşsiz bir yolculuk sunacak”(7,8).
SON SÖZ: İnanıyorum ki, genç Bilimciler ve Hekimler, Tıp ve Sağlık alanında olduğu gibi, Hastaneler, Yönetim, Donanım ve Tekonolji alanıda da Tarihe ışık tutacak yapıtlar ortaya koyacaktır.
--------------
Kaynaklar
1) Gürkan Kİ. Bezm-i Alem Valide Sultan-Vakıf Gureba Hastanesi Tarihçesi: İlk Baskı 3 Eylül 1928. İÜ Tıp Fakültesi El Kitapları Dizisi, No:4, 3. Baskı, İstanbul: Özışık Matb., 1967;168.
2) Ocak B, Kocabaş ÖY. İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi’nden İzmir Devlet Hastanesi’ne: Bir Hastane Öyküsü. İzmir Büyükşehir Belediyesi yayını. Kent Kitaplığı, Ünik Binalar Dizisi, No: 4. İzmir: Birleşik Matb., 2016;296.
3) Gürkan Kİ, Çambel P, Kazancıgil TR. Ölümünün 10. Yıl dönümünde, Hamdi Suat Aknar (1876-1936). İstanbul: Kenan Matbaası, 1946;24.
4) Kuneralp S. Bir Tanzimat Bürokratı: Emin Muhlis Paşa (1811-1874). Tarih ve Toplum 1987;7(39):411-43.
5) Akdağ H. İzmir Devlet Hastanesi. İDH Mecmuası 1963;1(1):3.
6) https://www.visitizmir.org/tr/destinasyon/14970#gallery-6.
7) Özer M. Guraba-i Müslimin Hastanesi'nden İzmir Sağlık Müzesi'ne. Kentyaşam.com 26.08.2019. https://kentyasam.com.tr/haber_detay.php?id=101522
8) İzmir Memleket Sağlık Müzesi hakkında bilgiler, nerede, nasıl gidilir? Haber Ekspres 25.08.2024
https://www.haberekspres.com.tr/izmir-memleket-saglik-muzesi-hakkinda-bilgiler-nerede-nasil-gidilir
----------------------
Diğer Kaynaklar
Prof. Dr. M. Şerefittin Canda
Prof. Dr M. Serefittin Canda
Antakya Lisesi'ni,
ODTÜ Ingilizce Hazırlık Okulu'nu ve
Ege Ü. Tip Fak bitirdi.
Patoloji Uzm oldu ve öğretim üyeliği yaptı.
Izmir, Erzurum, Sivas, Kars, Hatay' da Üniversitelerde görev yaptı. DEÜTF' den emekli oldu. Tıp, sağlık, bilim, tarih, arkeoloji, ekoloji ilgi alanlarıdır.