14 Mart Tıp Bayramı’nda Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde acil serviste yaşanan şiddet olayıyla ilgili, meslektaşımıza yönelik bir linç kampanyasının sosyal medya aracılığıyla yürütüldüğünü esefle izliyoruz. TBMM yasama komisyonlarında ‘’Sağlıkta Şiddet’’ ile ilgili görüşmelerin olduğu bir dönemde bu saldırıların olması ayrıca düşündürücü olduğu gibi adli ve idari mercilere yansımış olan bu olayda sürecin takipçisi olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Sağlıkta şiddet hem toplumun sağlığı hem de kendi sağlığımız için büyük bir tehdittir ve bununla mücadele edilmesi gereklidir. Verilerimize göre sağlıkta şiddet sonucu yaşamını kaybeden 13 meslektaşımız bulunmaktadır. Günde en az 30 sözel 10 fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin yüzde 84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarımızda; sağlıkta şiddete uğrayan tüm meslektaşlarımızın bundan önce yanında olduğumuz gibi bundan sonra da yanında olacağımız açıkça bilinmelidir.
Sağlıkta şiddet artık sadece çalışma alanlarımızda değildir. Medya üzerinden, dizilerde, filmlerde, sosyal medya mecralarında da olabilmektedir. Biz hekimler ve sağlık çalışanları kadar basın emekçilerinin de etik sorumlulukları bulunmaktadır. Son yaşanan olayda da taraflardan birisinin ismi baş harfleriyle verilirken; hedef gösterir gibi meslektaşımızın tüm ismi paylaşılması kabul edilemez. Nasıl edinildiği bilinmeyen ve olayla ilgili kamu mercilerinin elinde bulunan görüntü kayıtlarının tedbir kararı olmadan, kaydın ne kadarının paylaşıldığı bilinmeden haberleştirilmesi tarafsız habercilik anlayışı ile örtüşmemektedir. Görüntülerin bir kısmının paylaşılması da tarafgir ve hedef gösterir nitelik taşımaktadır. Nitekim yaşanan linç kampanyası da bunun sonucudur.
Yaşanan olayla ilgili Muğla Tabip Odamız 18 Mart 2022 Cuma günü İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşmüş olup 21 Mart 2022 Pazartesi günü de Muğla Valiliği ile görüşecektir. Adli ve idari sürecin devam ettiği bu olayla ilgili kamuoyunu kışkırtan, yönlendiren tüm yaklaşımlardan hızla vazgeçilmelidir.
Türk Tabipler Birliği
Yatağan Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş A.A., 14 Mart günü saat 23.00 sıralarında rahatsızlanınca ambulansla Yatağan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. A.A., burada yapılan müdahalesinin ardından Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. A.A., kendisini muayene etmek isteyen acil serviste görevli Dr. Tahir Tarımer ile tartıştı. Olaya hastanenin güvenlik görevlileri müdahale etti. Tarımer, tartışma sırasında A.A., tarafından darp edildiğini ileri sürdü. Vücudunda kızarıklık oluştuğunu ve gözlüğünün kırıldığını söyleyen Tarımer, darp raporu alıp, A.A.'dan şikayetçi oldu. A.A. da darp raporu aldı. Apandisit teşhisi koyulan A.A., ameliyat edildi.
Dr. Tarımer, polisteki ifadesinde olay anını anlatırken, "Hasta, apandisit şüphesi ile Yatağan Devlet Hastanesi'nden sevk edildi. Ultrason çektirmek istediğini söyledi. Kendisine kan tahlili ve diğer tetkiklerin yapılmadan mümkün olmadığını anlattım. Evrakını alarak acil servisten ayrılmak istedi. Arkasından gidip, çıkış yapmasına izin vermedim. Sinirlenerek beni itip, boğazımı sıktı" dedi.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki apandisit ameliyatının ardından, genel cerrahi servisinden taburcu edilen Uzman Çavuş A.A., sağlık çalışanlarının 'Sen şiddet, darp, hakaret ettin. Biz seni tedavi ettik, taburcu ediyoruz' sloganları arasında alkışla protesto edildi. Ekip aracına bindirilen A.A., ifadesi için Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü.
Gözaltına alınan Uzman Çavuş A.A., polis merkezinde yeniden rahatsızlandı. İfadesi alınamayan A.A., apandisit operasyonu olduğu bölgede şiddetli ağrı şikayetiyle polis ekiplerince Menteşe İlçe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki tedavisinin ardından tekrar taburcu edilen A.A., polis ekiplerince tekrar Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü. A.A., burada asıl mağdurun kendisi olduğunu belirtip, ifadesinde, "Sağlık çalışanına hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Bu nedenle doktordan şikayetçiyim" dedi. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen A.A., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Nadir Yağcı, tarafından olayın ardından yapılan açıklamada, "Kamu görevlisine hakaret, kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarını işlediği iddiasıyla yürütülen soruşturma sırasında, olay mahallinin güvenlik kamerası kayıtları getirtilerek ayrıntılı şekilde incelendi. Dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, şüpheliye isnat olunan suçların vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumu, özellikle güvenlik kamerası kayıtları dikkate alınarak şüpheliye adli kontrol hükümlerinin uygulanması uygun görülmüştür. Söz konusu soruşturma titizlikle yürütülmektedir" denildi.
Olayın ardından yapılan paylaşımlar iki meslek grubunu birbirine düşürme çabaları hiç hoş olmadı, yakışmadı: PAylaşımlarla ilgili soruşturmaların başlatıldığı dava açılacağı öğrenildi
TTB’den Muğla’daki uzman çavuş-doktor olayıyla ilgili duyuru
Muğla’da bir uzman çavuş ile doktorun karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi oldukları hadise ile ilgili Türk Tabipleri Birliği’nden açıklama geldi. TTB, “Görüntülerin bir kısmının paylaşılması da tarafgir ve hedef gösterir nitelik taşımaktadır. Nitekim yaşanan linç kampanyası da bunun sonucudur” dedi.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Uzman Çavuş A.A. tarafından saldırıya uğradığını iddia edip şikayetçi olan Dr. Tahir Tarımer ile ilgili görüntülerin ortaya çıkmasının ardından doktor hakkında soruşturma başlatıldı.
Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından özellikle asker ve polis kıyafeti giyen kişilerin çektiği doktorlara tehdit videoları sosyal medyada dolaşıma sokuldu. Muğla Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği, konuyla ilgili bir duyuru yaptı.
“14 Mart Tıp Bayramı’nda Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde acil serviste yaşanan şiddet olayıyla ilgili, meslektaşımıza yönelik bir linç kampanyasının sosyal medya aracılığıyla yürütüldüğünü esefle izliyoruz. TBMM yasama komisyonlarında ‘’Sağlıkta Şiddet’’ ile ilgili görüşmelerin olduğu bir dönemde bu saldırıların olması ayrıca düşündürücü olduğu gibi adli ve idari mercilere yansımış olan bu olayda sürecin takipçisi olduğumuzun bilinmesini isteriz,” diyen TTB, şöyle devam etti:
“Sağlıkta şiddet hem toplumun sağlığı hem de kendi sağlığımız için büyük bir tehdittir ve bununla mücadele edilmesi gereklidir. Verilerimize göre sağlıkta şiddet sonucu yaşamını kaybeden 13 meslektaşımız bulunmaktadır. Günde en az 30 sözel 10 fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin yüzde 84’ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarımızda; sağlıkta şiddete uğrayan tüm meslektaşlarımızın bundan önce yanında olduğumuz gibi bundan sonra da yanında olacağımız açıkça bilinmelidir.
“KAMUOYUNU KIŞKIRTAN YAKLAŞIMLARDAN HIZLA VAZGEÇİLMELİDİR”
Sağlıkta şiddet artık sadece çalışma alanlarımızda değildir. Medya üzerinden, dizilerde, filmlerde, sosyal medya mecralarında da olabilmektedir. Biz hekimler ve sağlık çalışanları kadar basın emekçilerinin de etik sorumlulukları bulunmaktadır. Son yaşanan olayda da taraflardan birisinin ismi baş harfleriyle verilirken; hedef gösterir gibi meslektaşımızın tüm ismi paylaşılması kabul edilemez. Nasıl edinildiği bilinmeyen ve olayla ilgili kamu mercilerinin elinde bulunan görüntü kayıtlarının tedbir kararı olmadan, kaydın ne kadarının paylaşıldığı bilinmeden haberleştirilmesi tarafsız habercilik anlayışı ile örtüşmemektedir. Görüntülerin bir kısmının paylaşılması da tarafgir ve hedef gösterir nitelik taşımaktadır. Nitekim yaşanan linç kampanyası da bunun sonucudur.
Yaşanan olayla ilgili Muğla Tabip Odamız 18 Mart 2022 Cuma günü İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşmüş olup 21 Mart 2022 Pazartesi günü de Muğla Valiliği ile görüşecektir. Adli ve idari sürecin devam ettiği bu olayla ilgili kamuoyunu kışkırtan, yönlendiren tüm yaklaşımlardan hızla vazgeçilmelidir.”