SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, beslenme alışkanlıklarında ileriye yönelik çok ciddi değişiklikler olacağını söyledi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından, “III. Diyetisyen Olarak Çalışmak” adlı panel kapsamında “Toplu Beslenme Sistemlerinde Diyetisyen olarak Çalışmak” konulu oturum düzenlendi.
SANKO Üniversitesi Hastanesi salonunda düzenlenen etkinlikte konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Güner Dağlı, “Sevgili gençler, gelecek sizlerin, insanlar beslenmek zorundalar, bu canlılar var olduğu günden geçerli olan bir süreç” dedi.
Beslenme alışkanlıklarında ileriye yönelik çok ciddi değişiklikler olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, “Hem besinlerin üretiminde hem de insanların paylaşımında değişiklikler olacak. Kendinizi buna yönelik hazırlamak zorundasınız. Sağlık ekibinin bir parçası olarak, hepimizin birbirine ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. EFSUN KARABUDAK
SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Efsun Karabudak ise toplu beslenme sistemlerinin; farklı yaş, sağlık, fiziksel aktivite yapan kişilere toplu beslenme hizmeti sunan alan olduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin 2030 yılında 657 milyon insanın yetersiz besleneceğini öngördüğünü, bunun da şu anki dünya nüfusunun 12’de 1 anlamına gelen çok ciddi bir rakam olduğunu anlatan Prof. Dr. Efsun Karabudak, şöyle konuştu:
“Dünyada 41 milyon kişi kıtlığın eşiğinde, yıllık 13,3 milyar ton gıda ise farkında olmadığımız israf olarak atılmakta. Küresel olarak üretilen gıdanın yaklaşık 3’te 1’ini israf ediyor, bilmeden atıyor ya da kayba uğratıyoruz.
Aslında beslenmenin temel fizyolojik ihtiyacımız olduğunu hepimiz biliyoruz. Tabi ki son yıllarda sürdürülebilir beslenme, gıda güvencesi, gıda güvenirliliği, gıdaya ulaşım uluslararası platformlarda çok ciddi tartışılmaktadır. İçinde bulunduğumuz çağ yani Antroposen çağı besin, sağlık ve çevre koşulları arasında gerçekten dengenin oluşturulması gerektiği gerçeğiyle bizleri yüz yüze getirmiştir. Artan küresel nüfusun, sürdürülebilir beslenmesi için, besin sistemlerinde, sağlıklı beslenmeye erişim konusunda önlemler alınması gerekmektedir.
Toplu beslenme sistemleri şu anda besine ulaşmada ve gıda güvencesini sağlamada alanında uzman, yaptığı işin bilincinde olan, catering hizmetlerini insanlara zamanında ve uygun miktarlarda ve beslenme ilkelerine göre sağlayan bir çalışma alanını hedeflemekte, siz değerli diyetisyen ve diyetisyen adaylarının ilgileriyle de yolunu çizecektir.”
ÖĞR. GÖR. MERYEM ÖZDEMİR PETEK
Panelin oturum başkanlığını yapan Öğr. Gör. Meryem Özdemir Petek, sağlıksız beslenmenin çağımızın en büyük sorunlarından biri olduğunu ve dünya genelinde doğru beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştırılmasına yönelik plan ve politikalar oluşturulduğunu vurguladı.
Değişen dünyada insanların ev dışında beslenmesinin zorunluluk olduğuna vurgu yapan Öğr. Gör. Petek, “Bu nedenle de 21. Yüzyılda toplu beslenme daha tanınabilir hale geldi. Ev dışı beslenme gereksinimlerinin artışı, sağlıklı tercihlerde bulunma ve besin güvenliği kaygısı toplu beslenmede diyetisyenlerin önemini ve olmazsa olmaz bir konumda olduklarını gündeme daha fazla getirmektedir” ifadelerine yer verdi.
UZM. DİYETİSYEN HASAN KESKİN
Beytepe Kurumsal Hizmetler’den Uzm. Diyetisyen Hasan Keskin ise “Toplu Beslenme Hizmetlerinde 23 Yıl” konulu bir sunum yaptı.
Catering sektörünün yüksek çalışma temposu ve zamanın değerinin artması ile ev dışı beslenme yani perakende alanında da hızla büyüdüğünün altını çizen Keskin, “Bugün itibari ile kamuda 400’den fazla hastane Milli Savunma Bakanlığı’nda 80 civarında birlik ve birçok kamu kurum ve kuruluşu catering hizmeti almaktadır. Bunun yanında özel sektörün yaklaşık üçte ikisi catering hizmetlerinden yararlanmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
CATERİNG SEKTÖRÜNDE DİYETİSYENİN YERİ
Diyetisyenliğin catering sektörünün tüm konularına yönelik eğitim alınan tek disiplin olduğunu belirten Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak günümüzde özel sektör için yapacağınız işin eğitimini almak yeterli değildir. Okulda alınan temel eğitim, sahada pratik ve uygulama ile birleştirilmelidir. Diyetisyenler aldığı eğitim ile toplu beslenme yapılan kurum ve kuruluşlarda toplu beslenme sistemlerinin her aşamasını koordine edebilecek ve yönetebilecek tek meslek grubudur.
Alınan temel beslenme, besin kimyası, besin mikrobiyolojisi, kurum beslenmesi, menü planlama, kalite yönetim sistemleri, ekonomi, antropoloji derslerinde verilen eğitimler, saha stajları ve mezuniyet tezleri diyetisyenlere toplu beslenme konusunda çok ciddi bir alt yapı kazandırmaktadır. Bu alt yapıyı sahadaki pratikle birleştiren diyetisyenler toplu beslenme sistemlerinin en iyi yönetici ve yönetici adaylarıdır.
Baktığımızda sahada başka hiçbir meslek dalı menü planlaması yapamamaktadır. Tabi ki burada; beslenmesini sağladığınız grubun yaş, cinsiyet sosyo ekonomik, sosyo kültürel ve günlük aktivitelerine göre gereksinimlerini hesaplayıp, günlük almaları gereken enerji, protein, mineral ve vitaminleri miktarlarını belirleyip, kurumun bütçesini göz önünde tutarak, bireylerin dengeli ve yeterli beslenmesini sağlayacak menüyü planlamadan bahsediyoruz.
Bu konu çok zor ve detaylıdır. Diyetisyenler, eğitimleri boyunca menü planlaması ile ilgili ciddi dersler almakta ve stajlar yapmaktadır. Yoksa eline kağıt kalem verdiğimiz herkes yemek menüsü yaz dediğimizde, bir takım yemek isimleri karalayacaktır.”
DİYETİSYEN UĞUR FERHAT GÜNEŞ
Food Well Diyet Restoran’dan Diyetisyen Uğur Ferhat Güneş de Toplu Beslenme Hizmetlerinin Uyarlanması konusunda bilgi paylaştı.
Diyetisyenlerin toplu beslenme alanında çalışmadan önce o alanda önemli bilgilere sahip olması gerektiğini bildiren Güneş, toplu beslenme hizmetleri hakkında ilk bilgilerin okuldaki teorik eğitimden alındığını anımsattı.
Okulda alınan temel bilgilerin, klinik bilgilerle bir bütün haline getirmesinin önemine değinen Güneş, şöyle devam etti:
“İş hayatına girdiğimizde ise bizi daha farklı bir hayat bekliyor. Bu açıdan çok iyi bir donanım ve bilgiyle mezun olmamız, mezun olduktan sonra da her zaman gelişime açık olmamız gerekir. Toplu beslenme alanında çalışmaya başladığımızda ise tüm bu durumları çok iyi değerlendirerek, görev yaptığımız kurumun hangi bireylere, nasıl ve ne tür bir hizmet verdiğini iyice kavramalıyız.
Toplu beslenme hizmetlerinde toplumun sosyal yapısı, sosyo ekonomik durumu ve toplumun beslenme alışkanlıklarının çok iyi araştırılması gerekir. Çünkü kurumda çalışan diyetisyen, bu faktörleri göz önünde bulundurarak menü planlaması yapmalıdır. Diyetisyen her zaman çok iyi bir gözlemci olmalı ve iyi bir iletişim kurabilmeli.
Diyetisyen toplu beslenme hizmetlerinde personelini çok iyi tanımalı ve eğitim vermelidir ki, bunu da çok iyi bir iletişimle gerçekleştirmelidir. Diyetisyen olarak toplum için büyük ve önemli bir görev yapıyoruz. İşte tam da bu nedenle her zaman kendimizi geliştirmeli ve işimizi severek yapmalıyız.”
Panelin sonunda, katılımcıların sorularını cevaplayan panelistlere armağan takdim edilerek, birlikte fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.