Kendisine, Türk İdare Sistemi’nde karşılığı olmayan ucube bir şekilde türetilmiş “bakan hanım” yada “bakan başkan” dedirtmekten zevk alan Fatma Şahin'in portresini Murat Güreş yazdı...
Siyaset, bir insanın içine bu kadar işlememeli.
Siyaset, bir kadını ve onun şefkatle dolu olan yüreğini bu kadar nasırlaştırmamalı.
Siyaset, bir insanı bu kadar şımartıp, ne oldum delisi haline getirmemeli.
Siyaset, ‘ben ve ötekiler” diye bir motto yaratıp, bu fasit dairenin içinde komplekse sokmamalı.
İmaj adına gramajı düşürmemeli.
Kötülüğe ve iğrençliğe tepkisiz, pısırık biri haline getirmemeli.
Adını yazmak istemediğim gazeteci bozuntusunun, muhabire tokadı karşısında birkaç saniye içinde yaşanan iflasın arka planı; politik taşralık, ukalalık, terbiyesiz gazeteciye değer (!) atfedip, muhabiri köpek yerine koymanın acı tecellisidir.
İktidarın muktediri olan ‘bakan-başkan’ ile iktidarın yalakası arasında ezilen muhabire reva görüleni, baklava-fıstık güzellemesi ile izleyene karşın toplumsal adalettir gelinen nokta…
Asım Güzelbey döneminde 5-6 kişinin çalıştığı Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürlüğü’nde Fatma hanımın, imajı-gramajı için kaç kişi çalışıyor biliyor musunuz? Yaklaşık 60 kişi…
Çoğu partiden gönderilmiş, akşama kadar boş beleş oturan, kuru kalabalıktan öte bir şey olmayan, salla başı al maaşı bu tipler, Fatma Şahin ve kent imajını adeta dinamitliyorlar. Baba-oğul, amca-yeğen, karı-koca, hısım-akraba gibi cemaat olup cemiyet olamayan bu doldur-istifle-maaş ver anlayışı ile belediyenin bir kurumsallığının olmadığını en iyi biz yerel gazeteciler biliyoruz…
Bir de hiçbir şeyi bilmeyen-görmeyen-duymayan-yazmayan, bunun dozuna göre aldığı zarfın kalınlığı değişen arkadaşlar (!) var ki burasının kurumsal olmadığını en iyi onları gözlemleyerek anlamak mümkün de bu ayrı bir yazı konusu.
Kendi şehrinin gazetecilerine sümüklüböcek muamelesi yapan ama tokatçı ahlaksızı çok sevdiğini söyleyen Fatma hanımın kentin imajı açısından şu an en büyük sorun olduğunu her yerde söylüyorum. Geldiği yer ile bulunduğu konum arasında fersah fersah mesafe olan başkan, bunun ağırlığı altında eziliyor ise bir şey diyemem.
Diyeceğim şu ki, insan büyüdükçe küçülmeli.
Kendisine, Türk İdare Sistemi’nde karşılığı olmayan ucube bir şekilde türetilmiş “bakan hanım” yada “bakan başkan” dedirtmekten zevk alan ama aslında bu elbisenin üzerinde hiç de iyi durduğunu söylemeyen, kendisine toz pembe tablolar çizen ve gerçeklerden uzaklaştıran yalaka takımının etkisinde ne yaptığını bilmeyen bir görüntü ortaya koyuyor.
Hatalarında ders almayan bir kompleks ile sürdürülebilir olmayan bazı icraatlarını hatırlatırsam, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız:
Bir tokadın ifasının, bakan-başkan Fatma hanımla ilgili bana hissettirdikleri şimdilik bunlar.
Umarım vali bey başta olmak üzere, çalışanlarına, partililerine, halka “bakan-başkan-bakan hanım” demekten vazgeçmelerini sağlayarak Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı kimliğine geri döner.
Bugün 21 Aralık…
Yılın en uzun gecesini yaşayacağız.
Bazı zamanlarda uzun uzun düşünmeye ihtiyaç vardır.
Şahsen ben bu fırsatı kaçırmayacağım.
Aynısını bakan-başkana da öneririm…
(yurthaberleri.net)