Adım adım terörsüz Türkiye...
Cumhur İttifakı'nın 'Terörsüz Türkiye' hedefine doğru giden süreç MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kararlı tutumuyla Bahçeli'ye hep destek verdi.
Peki, terörsüz Türkiye sürecinde son 8 aylık süreçte neler yaşandı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1 Ekim'de Meclis'in açılışındaki konuşmasında yaptığı 'iç cephe' vurgusu sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli inisiyatif aldı.
Genel Kurul'da, DEM Partililerle tokalaştı. Bahçeli, 15 Ekim'deki partisinin grup toplantısında da terörün bitirilme çağrısını ilk kez dile getirdi.
"Türkiye'ye getirilirken, 'Her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin."
Bir hafta sonra adres yine Milli iradenin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisiydi. Bahçeli, sözlerinin arkasında olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili ilk değerlendirmelerini 30 Ekim'de yaptı. Sürece ilişkin desteğini vurguladı:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhur İttifakı ortağımız MHP'nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkan ele geçirdik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle "hedef artık; 'Terörsüz Türkiye'ydi." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ideal doğrultusunda Cumhur İttifakı'nın ortak siyasi vizyonla hareket ettiğine dikkati çekti.
Gelişmelerle beraber DEM Parti heyeti Adalet Bakanlığı'nın izniyle 28 Aralık'ta İmralı'ya giderek ilk görüşmeyi gerçekleştirdi. Heyet, sonrasında Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaret etti. AK Parti başta olmak üzere Meclis'teki partilerle de görüşme trafiği sürdü.
İmralı ile ikinci görüşme 22 Ocak'ta yapıldı. Ardından DEM Parti heyeti bu kez Irak'ın kuzeyinde IKBY yetkilileriyle temaslarda bulundu. 27 Şubat'ta İmralı ile olan üçüncü görüşme sonrası gözler İstanbul'a çevrildi. İmralı'dan terör örgütü PKK'ya kendisini feshetme çağrısı geldi.
DEM Parti'nin Meclis'te başta AK Parti ve MHP olmak üzere partilerle ikinci tur görüşmeleri sürecin önemli sac ayaklarından biri oldu. Ramazan Bayramı'nda AK Parti 10 yıl sonra, MHP ilk kez DEM Parti ile bayramlaştı.
Sonrasında asıl ve kritik görüşmenin adresi Beştepe oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Nisan'da DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder'i kabul etti.
21 Nisan'da Sırrı Süreyya Önder'in yer alamadığı DEM Parti heyeti, İmralı'ya gitti. 24 Nisan'da, DEM Partili yetkililer Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüştü.
Sırrı Süreyya Önder'in 3 Mayıs'ta hayatını kaybetmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli taziye mesajlarını art arda paylaştı. Bahçeli, Meclis'te Önder'i anma programına katılarak 'Terörsüz Türkiye'ye verdiği desteği bir kez daha gösterdi.
Sabır, özveri, büyük bir kararlılıkla yürütülen 8 aylık "Terörsüz Türkiye" süreci başarıyla nihayete erdi.
Önce DEM Parti terör örgütü PKK'nın, 5-7 Mayıs'ta kongresini topladığını ve İmralı'nın çağrısı doğrultusunda kararlar alındığını duyurdu. Ardından PKK'nın fesih kararı aldığı ve silah bırakacağı açıklandı.
Böylece Türkiye, yaklaşık yarım asırdır süren terör sorunundan kurtularak önemli bir eşiği geride bıraktı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakma kararı almasına ilişkin açıklama yaptı.
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terörsüz Türkiye" için ortaya koyduğu yüksek siyasi irade ve sürecin koordinatlarını "devlet politikası" olarak çizen kapsayıcı ve net yaklaşımı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısının, gelişmelere dönük duruşunun ve yönlendirmelerinin topyekun "iç cephe"nin güçlendirilmesinin başlıklarını oluşturduğunu belirtti.
Siyasi partiler arasındaki etkili ve verimli görüşme trafiğinin, istişare ve diyaloğun, demokratik siyasetin "meşru adres" olarak sorumluluk almasını ve inisiyatif üretmesini sağladığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"İmralı'dan yapılan çağrı sonrasında PKK'nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı alması 'Terörsüz Türkiye' hedefi açısından önemli bir aşamadır. Terörün tamamen bitmesi halinde yeni bir dönemin kapısı açılacaktır. Bu kararın fiilen uygulanması ve tüm boyutlarıyla gerçekleşmesi gerekmektedir. 'Fesih' ve 'silahları teslim etme' kararının, PKK'nın tüm şube ve uzantıları ile illegal yapılarını kapsayacak şekilde, somut olarak ve eksiksiz hayata geçmesi bir dönüm noktası olacaktır. Bu süreç devlet kurumlarımız tarafından sahada titizlikle takip edilecektir. Ulaşılan aşamalar Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilecektir."
AK Parti Sözcüsü Çelik, terör örgütünün fesih ve silah bırakma kararının "içerde" ve "dışarıda" tüm boyutlarıyla ve somut olarak hayata geçmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Böylece, yakın bölgemizde terör örgütlerinin vekalet savaşları için kullanıldığı emperyalist planların önünün kesilmesine dönük olumlu bir dalga oluşacaktır. Ayrıca 'Terörsüz Türkiye' hedefine somut olarak ulaşılması, tüm dünyada siyasetin siyasetsizleşmeye boğulduğu bir dönemde, Türkiye'nin siyasi tüm kanalları daha etkili şekilde işletebilmesine imkan verecek, demokrasimizi, siyasi hayatımızı ve milli birliğimizi daha da güçlendirecektir. Siyasi diyalog kanallarının, TBMM başta olmak üzere siyasetin tüm meşru adreslerinde en güçlü şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Cumhuriyetimizin hepimizin 'çatı'sı olduğu bilinci, demokrasimizin her türlü sorunun çözümü için temel 'zemin' olduğu anlayışı daha güçlenecek ve siyasi olarak kökleşecektir."
Tarihdaşlık, kaderdaşlık ve vatandaşlık bilinciyle geleceğin en sağlam ve meşru zeminlerde şekillenmeye devam edeceğinin altını çizen Çelik, her olumlu aşamanın yeni bir olumlu aşamanın davetiyesi olacağını belirtti. Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Terörsüz Türkiye'ye sahada tüm boyutlarıyla, eksiksiz ve somut hedefleriyle ulaşılması gerekir. Buna ulaşılması demek, bütün kültürel, etnik ve mezhepsel unsurlarıyla tüm vatandaşlarımızın kazanması demektir. Kazanan tüm vatandaşlarımız olacaktır. Temel prensibimiz şudur: Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda hiçbir tartışma yoktur, bu değerleri zedeleyecek ve hiçbir adım söz konusu değildir, olamaz. Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği Türkiye Yüzyılı'nı kucaklayacak büyük stratejik adımlardan önde geleni 'Terörsüz Türkiye' olaktır. Milletimiz müsterih olsun, Türkiye Cumhuriyeti gündemine hakimdir."
Terör örgütü PKK'nın tarihi kararının ardından, süreci başlatan ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a çağrı yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli'den ilk açıklama geldi. Bahçeli, açıklamasında, "Böylelikle PKK musibeti son bulacak, 47 yıldır ihanetle yazılan kanlı sayfa ümit ve temenni ediyorum ki, bir daha açılmamak üzere kapanacaktır" dedi.
Açıklamasında Öcalan'a teşekkür eden Bahçeli, "27 Şubat barış ve demokratik toplum çağrısıyla tarihsel sorumluğu üzerine alan PKK'nın kurucu önderi Abdullah Öcalan'a, İmralı-DEM Parti-Kandil arasında temas ve görüşme trafiğini yürüten heyetlere, DEM Parti'nin eş genel başkanlarına, yönetici ve milletvekillerine, Türk ve Kürt kardeşliğine sahip çıkan her vatan evladına, elbette Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesiyle hiyerarşik zincir içindeki tüm kahramanlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Büyük Türk milletini saygıyla selamlıyor, terörsüz Türkiye'yle ilgili tarihi gelişme ve kararların hayırlı olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum" dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti açık talihiyle, ortak aklı çalıştıran milli birlik ve dayanışma tablosuyla, aynı zamanda mülkün temeli olan adalet tabanıyla, elbette asırlara sari ahlak müktesebatının tasarruf ve taahhüdüyle tarihi bir eşiktedir. Türk vatanının her yöresine emek, sabır ve fedakârlıkla ekilen barış tohumları umutla sulanmış, nihayet tomurcuklanmış ve çiçek açmıştır.
Bugüne kadar çekilen çileler, katlanılan badireler, karşılaşılan belalar, ödenen bedeller, dökülen tertemiz şehit kanları milli yüreklere ateş gibi düşse de milli birlik ve kardeşliğimizi heba ve heder edecek siyasi ve sosyolojik kırılma hiç yaşanmamıştır. Türk'ün Kürt'e, Kürt'ün Türk'e hürmet, muhabbet ve bağlılığı aziz Türk milleti varlığında tezahür ve temerküz etmiş, bununla mündemiç olmak suretiyle hiçbir kopma, parçalanma veya zayıflama emaresine tesadüf edilmemiştir.
Dünya çapında zincirleme reaksiyon gösteren savaş ve çatışmalar silsilesinin karanlık gölgesi beşeriyet ve coğrafyaları pek çok yönden tahakküm ve tesirine almışken, Türkiye Yüzyılı'nın barış ve huzur uyanışıyla tahkim, taltif ve tarifi muazzam bir atılımın, muhteşem bir tarihsel akışın tescilidir.
27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis Köyü'nde kurulan, ilk silahlı eylemini 15 Ağustos 1984 akşamı Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştiren bölücü terör örgütü PKK, 12.Kongresi'ni 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde toplayarak 27 Şubat İmralı çağrısına müzahir kararlar almıştır.
Bu kapsamda PKK silahları bıraktığını, örgütsel varlığını feshettiğini bugün sabah saatlerinde açıklamıştır. Böylelikle PKK musibeti son bulacak, 47 yıldır ihanetle yazılan kanlı sayfa ümit ve temenni ediyorum ki, bir daha açılmamak üzere kapanacaktır. Mevzu bahis tarihi gelişmenin kuşkusuz çok mühim ve münhasır sonuçları olacak, siyaset ve demokrasinin sivrilip serpilmesiyle miadı dolan silahlı çatışma dönemi acı hatıralarıyla ve alınmış ibretlik dersleriyle geride kalacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi 22 Ekim 2024 tarihinden itibaren terörsüz Türkiye hedefini kararlılıkla savunmuş, cesamet ve cüreti günbegün tahrik edilen istismar ortamının ve hamasi söylemlerin bubi tuzağına düşmemiştir. Partimiz ve Cumhur İttifakı hiçbir şekilde geri adım atmamış, özellikle İmralı ile DEM Parti ülkemizi kapsamına alan risk ve tehditleri isabetle ve itinayla okumuşlardır. El birliği, güç birliği, inanç birliği, eylem birliği ve ortak kader birliği mucibince; Türkiye'nin sırtında on yıllardır taşınması gittikçe ağırlaşan terör ve bölücülük kamburuna müdahale edilmiş ve hamd olsun sonuç alınmıştır.
Şahsen, milletine ve ülkesine feda edilmiş hayatımın en mümtaz ve müstesna anını iliklerime kadar hissetmenin müftehir ruh haliyle dolup taştığımı herkesin bilmesinde yarar görüyor, bundan sonrası için daha temkinli, daha dikkatli, daha serinkanlı ve sağduyulu hareket edilmesini vazgeçilmez önemde değerlendiriyorum.
Silahların ne zaman, nerelere, hangi şartlar dahilinde, hangi sınır ve ölçekte bırakılacağı, bunun zaman ve mekan parametrelerini analiz ederek teknik takip ve gözetiminin kimler tarafından ve nasıl sağlanacağı, feshedilen PKK'dan PYD/YPG'ye muhtemel geçiş ve intikallerin denetim ve kontrolünün eşzamanlı ve eşgüdüm halinde nasıl ve ne şekilde temin edilip edilmeyeceği, silah bırakan örgüt militanlarından suça bulaşmış ya da bulaşmamış olanların tasnif ve tefrikinin nasıl yapılacağı, PKK terör örgütünün lider kadrosuyla ilgili alınacak tedbirlerin kapsam ve hududunun ne olacağı, siyasi ve hukuki reformlarla demokrasi ve sivil siyasetin güçlendirilmesinin yanı sıra bin yıllık kardeşliği ve birlikte yaşama iradesini pekiştirip ileriye taşıyacak stratejik ve yasal adımların çatı ve çerçevesinin nasıl belirleneceği ayrıca ele alınmalı, müştereken ve maşeri vicdana muvafık halde tatbik edilmelidir.
Barış havası, güvenlik ortamı mutlak surette kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Önyargıların bataklığı kurutulmalı, uyduruk kayıkçı kavgaları sonlandırılmalı, ucuz polemiklerin sahne aldığı sipariş gerginlikler bitirilmeli, ideolojik, ilkesiz ve ilkel takıntıların parantezi kapatılmalıdır. Kararmış kalplerin, katılaşmış vicdanların, küçük hesapların, kötürüm heveslerin hoşgörü ve uzlaşma çabalarını boşa düşüreceği, barış ve kardeşlik fidelerini solduracağı unutulmamalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, hiçbir zaman inkar, imha, asimilasyon ve soykırım yanlışıyla hükmü şahsiyetine leke düşürmediği açıktır. Türk milletinin hiçbir mensubu yaban ve yabancı addedilmediği de tarihi vakıa ve vesikalarla ortadadır. Bu ülke hepimizindir, bu vatan üzerinde yaşayan herkesin namus ve şeref mevzuudur. Türk ile Kürt ezelden ebede bir ve beraberdir. Hiçbir iç ve dış melanet ve ihanet senaryo bu beraberliği bozamayacak, bunalım kapanına hapsedemeyecektir.
Kim ne derse desin, statükocu ve ezbere dayalı marjinal iddialara kimler bel bağlarsa bağlasın terörsüz Türkiye'nin meşalesi yakılmıştır. Bugün kazanan barış ve kardeşliktir. Bugün kazanan siyaset ve demokrasidir. Bugün kazanan doğudan batıya, güneyden kuzeye Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti, hatta mücavir coğrafyalardaki dost ve kardeş halklardır.
Bilindiği üzere terörizm; toplumu dönüştürecek veya bir yapıyı değiştirecek kadar köklü ve nihai sonuca ulaşmak için; Birden çok kişiye ve ortama tesir edebilmek amacıyla, bu etkinin en yüksek olabileceği niyetiyle seçilmiş özel hedeflere yöneltilen, saldıran ile saldırılan arasında doğrudan illiyetin olmadığı, sürekli korku ve tahribat yaratma tehdidinin veya uygulamasının sistematiğidir. Bu sistematik şiddetin uygulaması terör, uygulayıcısı terörist, mağduru ise insanlık ve insani değerlerdir. Ve bu insanlık dışı kırım ve yıkım süreci ülkemizde inşallah son bulacaktır.
Kırlarımızda çiçekler toplanacak, dağlarımızda kaderdaşlığın ve kardeşliğin hiç kesilmeyecek esintileri hakim olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü evresidir. Terör örgütünün feshi ise yeni yüzyılın ulaşılan ve gerçekleşen ilk hedefidir. Bundan sonra milli ülkülerimizin ve nihai hedefimizin peşinden el ele ve hep birlikte yürümek bölge ve dünya genelinde hayranlık uyandıracak müteyakkız ve muktedir hayat, siyaset ve milli varlık gerçeği olarak anılacaktır. Bu vesileyle 3 Mayıs 2025'te hayata veda eden, terörsüz Türkiye gayesine samimiyetle hizmet eden merhum Sırrı Süreyya Önder'i rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum.
Terörsüz Türkiye hedefini bir devlet politikası haline getiren, özverili bir şekilde tavrını ve duruşunu gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza, partisinde ve devlet bürokrasinde mücadele edip terörsüz geleceğin mimarisine destek veren mesai arkadaşlarına, 27 Şubat barış ve demokratik toplum çağrısıyla tarihsel sorumluğu üzerine alan PKK'nın kurucu önderi Abdullah Öcalan'a, İmralı-DEM Parti-Kandil arasında temas ve görüşme trafiğini yürüten heyetlere, DEM Parti'nin eş genel başkanlarına, yönetici ve milletvekillerine, Türk ve Kürt kardeşliğine sahip çıkan her vatan evladına, elbette Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesiyle hiyerarşik zincir içindeki tüm kahramanlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Büyük Türk milletini saygıyla selamlıyor, terörsüz Türkiye'yle ilgili tarihi gelişme ve kararların hayırlı olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum."