Pandemi dönemi ile birlikte online eğitimlere olan talep arttı. Sosyal mecrada ulusal veya uluslararası kurumlardan sertifika aldığını iddia eden sahte uzmanlar türedi. Bunların arasında 5 yıllık eczacılık eğitimini birkaç aylık eğitimle aldığını iddia edenler de mevcut.
Fitoterapi, Aromaterapi ve kozmetoloji benzeri konularda hiçbir akademik ünvanı olmayan kişilerce eğitim verildiğini, bu eğitimleri alan kişilerin de sağlık mesleği profesyoneliymiş gibi davranarak insanlara teşhis ve tedavi uyguladığını belirten Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, “Eğitime katılanlar yetkinliği ve uzmanlığı olmayan kişilerden aldıkları bilgileri uygulamaya çalışırlarsa sonuçları halk sağlığı açısından çok riskli olur” diyerek bu programları uzman akademisyenlerin veya Sağlık Bakanlığı’ndan yetkili kişilerin ve meslek birliklerinin “sağlık okur yazarlığı” çerçevesinde verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Saydan bu konuda yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyleyerek açıklamasında şunlara yer verdi:
SAHTE UZMAN PANDEMİSİ HIZLA YAYILIYOR!
“Sosyal mecrada ulusal ve uluslararası geçerli sertifika veren yerlerin pandemi döneminde artmış olması bizleri endişelendiriyor. Bu tip yerlerde genelde bir yetkinliği ve uzmanlığı bulunmayan kişilerce bu eğitimler veriliyor. Bu sözde eğitimleri alan kişiler de eczacı ya da doktormuş gibi davranarak özellikle sosyal medyada kendilerini insanları sağlıklı yaşatmaya adamış insanlar olarak lanse ederek, tıbbi tavsiyelerde ve ürün önerilerinde bulunuyorlar. Kronik rahatsızlıkları olan insanların kullandıkları ilaçlarla etkileşmesi olduğunu bilmedikleri ürünleri tavsiye edip satıyorlar. Sosyal medyada patlayan bu “sahte uzman pandemisi” nin sonuçları halk sağlığı açısından ölümcül bir risk oluşturuyor.
Eczacılık eğitiminin bir parçası olan Fitoterapi, Aromaterapi ve kozmetoloji benzeri konularda eğitmen olarak ev hanımından tutun da mimar, mühendis, lise öğretmeni olan kişiler sertifika veriyor. Bu kişiler eğitim vermeye ehil olmadıkları gibi verdikleri sözde sertifikaların da hiçbir geçerliliği bulunmuyor. İnsanlara hiçbir geçerliliği olmayan sertifikalar vererek haksız kazanç sağladıkları gibi bu sertifikaları alanların kendilerini sağlık profesyoneli olmuş saymaları ve sırf para kazanmak amacıyla insanların sağlığıyla oynamalarına müsaade edilemez.
HALK SAĞLIĞI SERTİFİKA İLE MESLEK KAZANDIRILACAK BİR SEKTÖR DEĞİLDİR!
TEİS olarak bu tip eğitimler için yasal bir düzenlemenin yapılması ve sertifikaların vatandaşa “sağlık okur yazarlığı” eğitimleri kapsamında verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir sertifika senelerce okunarak elde edilen akademik eğitimin yerini alamaz. Sosyal medya üzerinden hızla türeyen sahte uzmanların halk sağlığına verdiği zarar maalesef ölçülememekte, sağlık sistemine verdiği zararın maliyeti hesaplanamamaktadır. “Sağlık okur yazarlığı” eğitimlerinin de konusunda uzman akademisyenler veya Sağlık Bakanlığından yetkili kişiler tarafından, Meslek Birlikleri, Sendikalar veya Bakanlıkça düzenlenmesi gerekiyor. Yasal düzenleme yapılmaz ise bu yetkisiz eğitimler sebebiyle vatandaşlarımız meslek kazandığını sanarak sahte uzmanlar tarafından dolandırılmaya, halkımız da sahte uzmanlardan şifa bulma umuduyla sağlığından olmaya devam edecektir.”
