Mudanya Devlet Hastanesi’nde başhekim, hastane müdürü ve genel cerrah arasında yaşanan tartışma ve ardından ortaya çıkan iddialar, ilçede sağlık camiasını hareketlendirdi. Gerginliğin büyümesiyle birlikte bir genel cerrahın 40 kilometre uzaklıktaki Çekirge Devlet Hastanesi’ne görevlendirilmesi, “sürgün” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Yerel medya kaynaklarında yer alan bilgilere göre, olay, Mudanya Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Fatih Yavuz Erkal ile hastanenin iki genel cerrahından biri olan Op. Dr. Rafet Sağlık arasında yapılan planlama görüşmesi sırasında yaşandı. İddiaya göre, özellikle aynı gün hem yatılı nöbet hem de icap nöbeti verilen cerrah, başhekimle bu konuyu değerlendirirken Hastane Müdürü Tamer Elinç aniden odaya girerek yüksek sesle tepkisini dile getirdi.
Bu esnada başlayan sözlü tartışma bir süre sonra karşılıklı itişmeye dönüştü. Olayın ardından hastanenin içinde büyük bir huzursuzluk yaşandığı, personelin aylar süren gerginlik nedeniyle çalışma ortamının giderek zorlaştığını ifade ettiği öne sürülüyor.
BSHA’ya konuşan Op. Dr. Rafet Sağlık, yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Hastane müdürü birkaç kez odaya girip çıktı, her seferinde ortamı daha da gerdi.”
“Beni başhekimle yalnız bırakmadı, güvenlik çağrıldı.”
“Ardından, iki aylığına Çekirge Devlet Hastanesi’ne görevlendirildiğimi öğrendim. Bu karar yüzünden hastalarım ortada kaldı.”
Dr. Sağlık, Mudanya Devlet Hastanesi’nde yalnızca iki genel cerrah bulunduğunu, bu nedenle iş yükünün her iki hekim için de yoğun olduğunu belirterek şu ifadeleri ekledi:
“Serviste ameliyat bekleyen hastalarım var, bugün taburcu ettiğim hastalar ağlayarak ‘Şimdi ne olacak?’ diye soruyor. Bu ani görevlendirmenin hiçbir tıbbi gerekçesi yok.”
Sağlık çalışanlarından bir görgü tanığı ise olayın uzun süredir devam eden huzursuzluğun son halkası olduğunu söyledi:
Müdür ile çalışanlar arasında iletişim sorunlarının aylardır sürdüğünü,
Başhemşirenin de benzer nedenlerle aylar önce istifa ettiğini ve yerine hâlâ atama yapılmadığını,
Müdürün toplantı sırasında bağırarak odaya girdiğini ve bunun gerilimi artırdığını aktardı.
Tanık, hastanede son dönemde yaşanan yönetimsel krizlerin sağlık hizmetlerini zayıflattığını da ifade etti.
Op. Dr. Rafet Sağlık, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ile aynı dönemde Okmeydanı Hastanesi’nde ihtisas yaptıklarını belirterek, yaşananları doğrudan aktarabilmek için Bakan’a çağrıda bulundu:
“Sayın Bakan Memişoğlu benim kıdemlim. Kendisiyle telefonda konuşabilirsem tüm süreci en net şekilde anlatmak isterim. Ararsa memnun olurum.”
Dr. Sağlık, görevlendirmenin geri çekilmesini ve hastanedeki çalışma düzeninin yeniden oluşturulmasını talep ediyor.
Yaşanan gelişmeler üzerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) hastaneye bir heyet göndererek taraflarla görüşme gerçekleştirdi. Heyetin rapor hazırlayacağı, ayrıca Mudanya Kaymakamlığı ve İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından sürecin yakından takip edildiği bildirildi.
Sağlık bakanlığı‘nın olayla ilgili nasıl bir adım atacağı ise ilçede merakla bekleniyor.
Yaşanan olaylardan sonra hastane çalışanlarından Sevinç Baran tepkisini sosyal medyada şöyle paylaştı
" Ben ciddi sağlık problemleriyle uğraşırken iş yerinde çıkan bir karmaşanın yayılması hususunda benim de olaya dahil edilip, “zaten mimlisin” diyerek manipüle edilmeye çalışılmam son derece itici ve kırıcıdır.
Öncelikle şunu belirtmek isterim: Ben masa altından oyun çeviren biri değilim. Canım istediği ve sağlık durumum elverdiği sürece sağlık politikalarına katkı sunan biriyim. Ben nasıl ki muhataplarıma "Allah’ın cemaatçileri nasıl kadro aldı belli değil" demiyorsam, onlar da bana “sen mimlisin” deyip bilgim olan ya da olmayan olayları üzerime yıkamaz. Kimsenin haddi değil!
Ben sağlık gündemine 15 yılımı verdim. Yayınlanmış makalelerim, köşe yazılarım, Avrupa’da finale kalmış temsillerim var. Mudanya Devlet Hastanesi’nde vuku bulan olaya gelince: Genel Cerrah Rafet Sağlık’ı bir hekim ve mesai arkadaşı olarak sever, saygı duyarım. Kendim ve ailemin sağlığını gözüm kapalı emanet ederim. Sözüne, teşhislerine güvenirim. Onca yıllık çalışma hayatım boyunca onu bir kişiye bile kırıcı davrandığını duymadım.
Bakın beyler, bayanlar… Sözleşmeli yöneticilik sistemini ben getirmedim, aksine döneminde en çok karşı çıkanlardanım. Kurum hafızasına önem veren biri olarak, bir hekimin kariyerinin ve itibarının, yöneticinin güç zehirlenmesi veya metal yorgunluğu nedeniyle heba edilmesine karşıyım. İdareci bulunur; gelir geçer. Ama bizim için baki olan dürüst, iyi kalpli, çalışmaktan gocunmayan hekim arkadaşlarımıza sahip çıkmaktır.
Ben kimsenin bana aba altından sopa göstereceği yaşta ya da yerde değilim. Arkadaşlarım da değil. Eğer birileri mimlenecekse en çok bizim hakkımızdır. Masa altından her şeyi yapıp, sonra başkasının üstüne atmak olmaz. Ben “ayağını denk alacaksam”, herkes de ayağını denk alsın! Sizin gördüğünüzü İletişim Başkanlığı da görüyor.
Haksızlığa uğrayan bir doktorun başhekimle görüşme isteğini fiziki olarak engelleyip, ardından tüm bu olanların deşifre olmaması için insanlara aba altından sopa gösteremezsiniz!
Bana yapıldığı söylenen yardımlara gelince… Ben o sağlık hizmetlerinin tamamını kamu kurumlarından aldım. Devlet kurumu sizin babanızın malı mı?
Şimdi canınız cehenneme.
Derdi olan avukatıma yazsın. Bu saatten sonra ...
Av : Mehmet Gültekin
