Adana’da bebekleri olmayan bir çift, tüp bebek tedavisi için bir kadın doğum uzmanı doktora başvurdu. Yapılan analizlerin ardından belirlenen uygun bir embriyo anneye enjekte edilirken, çiftin normal yollardan bebeği oldu. Bebeğin SMA’lı doğması üzerine aile, kadın doğum uzmanından şikayetçi olarak dava açtı. Arabulucuk süreci tamamlanan davada; aile, hekimden 40 milyon liralık tazminat isterken, hekimler ise rekor seviyedeki tazminat talebine tepki gösterdi.
Hekimlerle Hukuksal Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Bayram, yaptığı açıklamada yaşanan süreci ve tazminat talebine tepkisini şöyle dile getirdi:
’"Bir kadın doğum uzmanımız, bir ailenin isteğiyle bir tüp bebek tedavisine başlıyor. Bu tüp bebek meydana getirmeden evvel embriyo anne ve babanın sperm yumurtasının birleştiği organizmaya embriyo diyoruz. Embriyo, genetik merkezde analiz ediliyor. Doğru embriyo, anneye enjekte ediliyor. Fakat hekimin uyarısına rağmen, ailenin normal yollardan kendi bebekleri dünyaya geliyor. Bu defa bebek SMA’lı doğuyor. Bundan kaynaklanan bir dava. Mahkemenin ilk aşaması, arabuluculuk aşaması bitti. Aile bizden 40 milyon lira istedi. Şu anda biz bunu dilekçesini bekliyoruz. Karşı taraf arabuluculuk aşaması bittikten sonra davaya tüketici mahkemesinde devam edilecek. Sonucun ne olacağı önemli değil, hekim kazansa bile, o kazanacağı süre yaklaşık 7 yıl devam ediyor bu davalar, 7 yıl o endişeyi yaşaması bir kere kabul edilemez. Hekim bu stresi, bu problemi kendi işine yansıtacak. Bundan sonraki müdahalelerinde çok farklı davranacak. Bu da kamuoyuna zarar verecek, yani o yüzden sigortaların bir şekilde bu davaları karşılayabilecek miktarlara çıkartılması lazım. Bu çıkartılmadığı sürece hekimler kendilerini güvende hissetmiyorlar."
40 milyon liralık tazminat davasını doktorların karşılamasının mümkün olmadığını söyleyen Bayram, konunun çözüme kavuşturulması gerektiğini aksi takdirde hekimlerin çalışma şartlarını da etkileyeceği belirtti.
Yaptırdıkları tetkiklerle ekonomik kazanç elde edeceklerini belirten Bayram, “Amerika Birleşik Devletleri'nde 100 liralık harcamanın 30 lirası defansif tıpla ilgili, yani hekimin kendini korumasıyla ilgili. Türkiye’de bu yüzde 10-15 olsun, bu bile yaklaşık 7-8 milyar dolar yapıyor. Halbuki devletin ufacık bir düzenleme ile tamamen yok etmesi mümkün. Mesela devlet 500 milyon dolar harcama yapsın, malpraktis ile ilgili hiçbir şey kalmaz. Hekimlerin defansif amaçta, çekinik tıp dediğimiz bu amaçta, istediği hiçbir tetkik hiçbir tahlil kalmaz ve dolayısıyla hekimler ve bizler ekonomik anlamda çok ciddi kazanımlar elde ederiz” ifadelerini kullandı.