Tekirdağ'da cinsel istismara uğraması ve darbedilmesi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 2 yaşındaki Sıla bebeğin ölümüne ilişkin bebeğin annesi, birlikte yaşadığı kişi ve suça sürüklenen çocuklardan birinin babası ile suça sürüklenen 2 çocuğun yargılanmasına başlandı.
Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı görülen duruşmaya, annenin birlikte yaşadığı S.Ö. ile çocuklardan birinin babası K.A. getirildi. Diğer sanıkların duruşmaya bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılacağı öğrenildi.
Duruşma, anne B.Y. (29), çocuklardan birinin babası olan komşu K.A. (32) ve annenin birlikte yaşadığı S.Ö. (57) hakkında Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, suça sürüklenen çocuklar G.K. (14) ve K.A. (13) hakkında ise Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davaların birleştirilmesiyle başladı.
Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun bazı üyeleri de gözlemci olarak duruşmaya katılmak için salona girdi.
Çok sayıda siyasi, baro üyesi ve sivil toplum örgütü temsilcisi de adliye önüne geldi.
Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugünkü duruşma öncesinde, barolar, sivil toplum örgütleri adliye önünde toplandı. Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, duruşmanın kapalı yapılacağını belirterek, "Yetişkinler ile suça sürüklenmiş çocukların yargılanması bir arada olacağından CMK 185'inci maddesi gereğince duruşmalar kapalı yapılacak" dedi.
Gürcün, bugünkü duruşmaya tutuklu sanıklardan sadece Sanlı Ö.'nün salonda hazır bulunacağını belirterek, diğer sanıkların bulundukları yerden SEGBİS ile bağlanacağını söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, duruşma öncesi gazetecilere, Sıla bebek için, adalet aramak için Tekirdağ'a geldiklerini söyledi.
Türkiye'nin Sıla bebek ve Narin cinayetini konuştuğunu belirten Gökçen, "Bu iki cinayet üzerine TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Bu araştırma komisyonunun çalışmaları doğrultusunda hepimiz, bütün milletvekilleri olarak da bu davaları yakından takip etmekle yükümlü hissediyoruz kendimizi. Ne yazık ki öyle bir döneme geldik ki, öyle bir dönemi yaşıyoruz ki artık çocukları koruyamıyoruz." diye konuştu.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hukuk Kurulu Başkanı Helin Görgül de Sıla bebeğin yaşam hakkını, ağır ihmaller ve kasıtlarla elinden alanların cezalandırılması ve bu vahim olayda adaletin bir an önce tecelli etmesi için burada olduklarını söyledi.
Tekirdağ'da Sıla Yeniçeri'nin ölümüne ilişkin 5 sanığın yargılandığı duruşmaya TBMM Araştırma Komisyonu'ndan temsilci olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, çocukların ifadesi alınması nedeniyle duruşmadan çıktıktan sonra basın açıklaması yaptı.
Mahkemenin kendisi için ara karar verildiğini söyleyen Özçağdaş, "Tüm Barolar adına Tekirdağ Barosu ve Meclis'te kurulan çocuk ihmal, istismarını önlemeye yönelik alt komisyon temsilcisi olarak benim duruşmayı gözlemem konusunda mahkeme bir ara karar verdi. Şu ana kadar duruşmayı takip ettim. Kuşkusuz duruşmanın içerisindeki konularda gizlilik kaydı var. Kapalı bir görüşme. Çünkü yargılananlar arasında 18 yaşından küçük suça sürüklenmiş çocuklar var. Nitekim şu an çocukların ifadesi alındığından ben dahil, Tekirdağ Barosu da dışarı çıktı. Duruşmanın kendisiyle ilgili, içeriğiyle ilgili kapalı bir görüşme olduğundan bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu söylemek mümkün. Türkiye'de maalesef yeni doğan bebekleri koruyamadığımızı, 18 kez ziyaret etsek de 5 çocuğumuzu ölümden kurtaramadığımızı, burada Sıla bebeği, Diyarbakır'da Narin çocuğumuzu, kadınlarımızı koruyamadık. Türkiye, geride kalan on yıllarda tüm canlılar için, çocuklar için, bebekler için, kadınlar için bir cinnet ülkesi haline gelmiş durumda. Asıl üzüntü veren olaylardan biri toplumda bu derece büyük infial yaratan, bu derece insanlarımızı gözyaşlarına boğan olaylarda bile iktidar partisi mensuplarının, gerekli bürokratların buralara gelip takip etmediklerini görüyoruz" dedi.
Bugün görülen davanın çok detayları olduğunu söyleyen Özçağdaş, "Onlar usul idaresinde konuşulacak. Hukuken takip edilecek. İçerde takip ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin asıl konuşması gereken mesele ne oluyor da bu çocuklar, bu bebekler, bu kadınlar, bu gençler ölürken, öldürülürken sistemin onları nasıl koruyamadı? Bugün içerisinde olduğumuz sistem ülkeyi korumaktan aciz. İktidar sahipleri bunlara karşı son derece umarsız. Davalara gelmeye bile niyetli değil. Dönüp dolaşıp başka ülkede yaşananları işaret eden bir iktidar var. Sizin asıl sorumluluğunuz Türkiye'ye dairdir. Sizin asıl sorumluluğunuz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının sağlığını, güvenliğini, yaşamını korumanızdır. Bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; bu ülkenin iktidarı olun. Propaganda işlerini bırakın. Bu ülkenin bebeklerini, çocuklarını, kadınlarını, emeklilerini, emekçilerini, askerlerini, yoksularını koruyun. Sizden beklenen tek iş budur. Vatana verebileceğiniz tek hizmette budur" diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir de davanın ilk duruşmasına Türkiye Barolar Birliği olarak katılım sağladıklarını belirtti.
Davaya katılım taleplerinin reddedildiğini aktaran Candemir, davayı gözlemci olarak takip etmeyi sürdüreceklerini söyledi.
Sıla bebek için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getiren Candemir, "Tekirdağ Barosu ile TBMM Araştırma Komisyonundan vekilimizin talebi kabul edildi. Bizim talebimiz reddedilse de Sıla bebek için mücadelemiz devam edecek." dedi.
Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün de adaletin peşinde Türkiye'nin dört bir yanından hukukçuların bugün Tekirdağ'da olduğunu belirtti.
Baroların duruşmaya gözlemci olarak katılacağını ifade eden Gürcün, "Bu gerçekten Tekirdağ Barosunun ve Türkiye'deki baroların mücadelesinin somutlaşmış bir biçimidir. Bu davayı başından sonuna takip edeceğiz. Şimdi içeride TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanımız davayı Tekirdağ Barosu adına izlemeye başladı. Bu açıdan gelinen aşama bizim açımızdan çok değerli ve bu anlamda da bu davaya sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyoruz." dedi.
Malkara ilçesinde yaşayan Bakiye.Y (29), Sıla bebeği 2 Ağustos'ta Malkara Devlet Hastanesi'ne götürdü. Yeniçeri, vücudunda morluklar olan çocuğunun bıraktığı komşusu tarafından düşürüldüğünü ve yaralandığını söyledi. Muayene edilen Sıla bebek, daha sonra ailesine teslim edilip, evine gönderildi. Aile, 8 Eylül akşamı Sıla bebeği yeniden Malkara Devlet Hastanesi'ne götürdü. Baygın haldeki Sıla bebeği muayene eden doktorlar, darp izleri ve morlukları görünce durumu polise bildirdi. Durumu ağır olan Sıla bebek, Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edildi. Muayenesinde Sıla bebeğin beyin kanaması geçirdiği belirlendi, vücudunda fiziksel şiddete uğradığına yönelik bulgular elde edildi ve ameliyata alındı. Hastane ayrıca Sıla bebekten aldığı DNA örneklerini incelenmek üzere Tekirdağ Adli Tıp Kurumu'na gönderdi.
Gizlilik kararı verilen soruşturmada, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekipleri, anne Bakiye Y.’nin de aralarında olduğu 5 şüpheliyi gözaltına aldı. Soruşturmada Bakiye.Y., dini nikahla birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşusu ve çocuklardan K.A.'nın babası Kani.A. (32) ile bebeğin bırakıldığı komşunun çocukları G.K. (14) ve K.A. (13) tutuklandı. Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, 11 Eylül'de yaptığı açıklamada, Sıla Yeniçeri'nin cinsel istismara uğradığının adli tıp raporlarıyla kesinleştiğini açıkladı.
Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nin çocuk yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Sıla bebek, 7 Ekim'de 1 aylık yaşam savaşını kaybetti. Tutuklu sanıklardan Kani A., geçen günlerde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
Sıla bebek hakkındaki soruşturma Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlanıp davanın açılması amacıyla fezleke Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Başsavcılık, anne Bakiye.Y, Sanlı Ö., Kani A. ile G.K. ve K.A. için 2 ayrı iddianame hazırladı. İddianamede anne Bakiye Y. için 'İhmali davranışla kasten öldürme', 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'Aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali' suçlarından toplam 67 yıl hapis cezası talep edildi. Sanlı Ö. hakkında, 'Suçu bildirmeme, gizleme' suçundan 1 yıl 6 ay, çocuklardan K.A.'nın babası Kani A. için ise 'Çocuğun cinsel istismarı', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 28 yıl 6 ay hapis cezası istendi. Suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A. için hazırlanan iddianame ise Tekirdağ 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede G.K. için, 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından toplam 66 yıl, K.A. hakkında da 'Nitelikli cinsel istismar', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 48 yıl ile 'Kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Hazırlanan 2 ayrı iddianame Tekirdağ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirildi.
İddianamede, Sıla bebeğin İstanbul 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan Adli Tıp mütalaasında, bebeğin ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafa içi kanama sonucu meydana geldiğinin bildirildiği belirtilerek, künt kafa travmasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu kaydedildi. Tekirdağ Şehir Hastanesi'nde düzenlenen bilirkişi raporunda ise cinsel istismara uğradığı belirtildi. Bebeğin vücudunda ısırık izleri bulunduğu, izlerin K.A.'nın DNA profilini içerdiği ifade edildi ( Evrenhaber)
Prof .Dr. Fethi Açıkel " Sıla bebeğimizin ilk duruşması Tekirdağ Adliyesi'nde görüldü. Genel Başkan Yardımcılarımız Suat Özçağdaş ve Gökçe Gökçen ile vekillerimiz Nurten Yontar, Vecdi Gündoğdu, Nimet Özdemir ve örgütümüzle birlikte, bir gözümüz Diyarbakır'da Narin davasında, bizler de Tekirdağ'da hazır bulunduk.
AKP'nin çocuklarımızı, genç kızları ve kadınları şiddet, taciz ve güvensizlik iklimine terk ettiği ve koruma mekanizmalarının kaybolduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu dava sadece Sıla bebeğin değil, güven ve koruma hak eden tüm çocuklarımızın davasıdır. İktidarın kasıtlı ve ihmalkâr politikaları yüzünden, ülkemizin çocukları, genç kızları ve kadınları koruma sağlanmadığı için, her geçen gün ağır sonuçlarla karşı karşıya kalıyorlar. Narin cinayetinden, İzmir'de yanarak hayatlarını kaybeden çocuklarımıza kadar, Sıla bebek gibi nice evladımızı, AKP bu sisteme kurban etmektedir.
Şiddet ve tacizin önlenmesi ve adaletin mutlaka ve hızla tecelli etmesi için, çocuklarımızın ve kadınların güvende yaşayacağı bir Türkiye için elimizden geleni yapacağız.
Bu suistimalci ve karanlık düzeni değiştireceğiz. Vahim istismarı, şiddeti ve yoksulluğu bitireceğiz.
Adalet, güvenlik ve refah içinde bir Cumhuriyet Türkiye'sini yeniden kuracağız.
Tekirdağ'da cinsel istismara uğrayan ve darbedilen bebek yaşam mücadelesini kaybetti
Sıla bebeğin gözyaşı döken yakınlarına Tekirdağ Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ekipleri destek oldu.
Altınova Mahallesi'ndeki yakınlarının evine helallik için götürülen bebeğin cenazesi daha sonra aynı mahalledeki Yeni Cami'ye getirildi.
Burada Sıla bebeğin teyzeleri tabuta sarılarak uzun süre ağladı. Cenazede fenalaşan bebeğin akrabalarını sağlık ekipleri sakinleştirdi.
Törene katılan Kadın Dayanışma Platformu üyesi kadınlar ellerinde "Sıla bizim kızımız" dövizleri taşıdı.
Bebeğin cenaze namazını kıldırmak üzere gelen İl Müftüsü Mustafa Soykök, namaz öncesi yaptığı konuşmada kıldırdığı cenazenin çok farklı olduğunu, yüreklerinin dağlandığını belirtti.
Sıla bebekten helallik isteyen Soykök, "Ben hepiniz adına helallik isteyeceğim. Sıla bebeğimiz ne olur bizleri affet, seni koruyamadık. İnşallah senin için döktüğümüz gözyaşları iyiliklere, merhametin çoğalmasına vesile olur. İnsani değerlerimizi daha fazla kuşanmayı, güzellikleri, merhameti çoğaltmak için sorumluluklarımızın farkında olmayı Rabbim nasip eylesin." dedi.
Kılınan cenaze namazının ardından Sıla bebeğin cenazesi Yenişehir Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Cenazeye, Sıla bebeğin dedesi Latif Güler, teyzeleri Aslı Tatar ve Elif Akyüz, ailenin yakınları ile Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygun, DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün da katıldı.
Aslı Tatar, gazetecilere yaptığı açıklamada derin bir üzüntü içerisinde olduklarını söyledi.
Yeğeni Sıla'nın kaybının tarif edilemez acı verdiğini ifade eden Tatar, "Acımız çok büyük. Allah kimseye yaşatmasın. Yaşamayan bu acıyı bilmez. Rabbim düşmanımın başına vermesin. Yanımızda olan herkese teşekkür ederiz. Artık bizim rahmetli Sıla bebeğimizin annesi B.Y. diye bir kardeşimiz yok. Öyle kanı bozuk kız kardeşimiz yok daha doğrusu. Bırakın bu ailede bu sülalede yok öyle biri." dedi.
Ailenin avukatı Ahmet Berksoy da, son güne kadar Sıla bebeğin hayata döneceği ümidini taşıdıklarını belirtti.
Sıla'nın vefatının ülke gündemini sarsan bir olay olduğunu ifade eden Berksoy, 5 tutuklunun 2'sinin çocuk olduğunu hatırlattı.
Suçluların en ağır cezayı alacaklarından şüphesinin olmadığını ifade eden Berksoy, "Cinsel istismar sonucunda çocuğun bitkisel hayata girmesi ve ardından ölümün vuku bulması durumunda kanun kurucunun iradesi açık, net bir biçimde ortada. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyor. Çocuklar özelinde her ne kadar yaş küçüklüğü indirimi gündemi olsa bile biz üst sınırdan cezalandırılması için hukuki yönden elimizden geleni yapacağız." diye konuştu.
Malkara ilçesinde yaşayan anne B.Y, 8 Eylül'de kızı Sıla'nın uyanmadığını belirterek, Malkara Devlet Hastanesi'ne götürmüştü. Yapılan muayenede bebek, beyin kanaması teşhisi ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, polise bilgi verilmişti.
Bebek, beyninden ameliyat edilerek entübe halde yoğun bakıma alınmıştı.
Soruşturma kapsamında anne B.Y. (25), birlikte yaşadığı S.Ö. (57), komşuları K.A. (32) ile 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmıştı. Sıla bebeğin 5 yaşındaki kardeşi A.Y. ise devlet korumasına alınmıştı.
Tekirdağ Baro Başkanı Gürcün, darp nedeniyle hastaneye getirilen ve yoğun bakımda tedavisi süren 2 yaşındaki kız bebeğe cinsel istismarda bulunulduğunun adli tıp raporuyla belirlendiğini ifade etmişti.
Sıla bebek, dün Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde bir aydır tedavi altında tutulduğu yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybetmişti. A. A . Ekim 2024