SGK’ya sahte ilaç satıldı iddiası kısa sürede gündem oldu. İddianın sahibi ise gazeteci Murat Ağırel... “Halk TV’de Kayıtlara Geçsin programına katılan Ağırel sahte ilaçla ilgili yaşanılan süreçleri anlattı. SGK’nın da araştırma yaptığını belirten Ağırel, “SGK’da soruşturma bünyesinde devam ederken Takeda (İlacın sahibi Japon firma) bunların tespitini yapıyor.” diyerek Türkiye’de ilacı satan firmanın ismini verdi.
Gazeteci Ağırel’in anlattıkları ise şu şekilde;
Kan kanseri tedavisinde kullanılan bir ilaç... İçerinde kanserin tedavi sürecinde kullanılması gereken etken maddesi olması gerekirken başka bir madde kullanılmış. Peki bu nasıl ortaya çıkıyor? İlaç resmi olarak ihaleye giren adamlar tarafından alınmış, SGK deposuna giriyor. Bir depo çalışanı farklılığı görüyor.
“BU İLAÇ SAHTE”
Bunu firmanın Türkiye’deki resmi distirübütörü geri ilaca gönderiyor. Diyor ki ‘Burada bir hata olabilir mi? Bakar mısınız... İlaç yetkileri de diyor ki ‘Bunu bize ulaştırır mısın, çünkü bu sahte’ diyor. Bununla ilgili hemen araştırma yapıyor. O ilaçlardan bir tanesini alıyor. Testlerini yaptırıyor. Sahte...
İLACIN SAHİBİ FİRMA DEVREYE GİRİYOR
Sonra bununla ilgili Takeda firmasına başvuruyor. Japon bir firma. Asıl sahibi o. Böyle böyle bir olay oldu. Bu ilaçlar sahte diye. Firma bunu araştırıyor. Sonra geliyor SGK’ya başvuruyor. Bana bunun numunesini verin araştıracağım diye.
SGK: BEN ARAŞTIRIRIM
SGK diyor ki ‘Sana ne gerek var kardeşim. Benim labarotuvarım var. Ben orada analiz yaptırırım’ diyor. Kendi kimyagerine gönderiyor. ‘Ben onları depoda tuttum, şikayetini de aldım, analiyizini yaptıracağım’ diyor. Analiz için kimyagere gönderiyor. Analiz yapılıyor. Analiz sonucunda ilacın gerçek olduğu ortaya çıkıyor. Bunun üzerine Takede vazgeçmiyor. Araştırma yapmaya devam ediyor.
İSVİÇRE’YE DE SIÇRADI
Bu sırada tam da İsviçre’deki ilaç denetleme kurumunun eline bir ihbar ulaşıyor ve Türkiye’den satılan bir ilacın sahte olduğundan şüphelenildiği bilgisi geliyor. İlacı hemen alıyor. 5 kutu ilacı inceliyor sahte çıkıyor. Bunu hemen dünyada duyuruyor. Ardından Türkiye’deki yetkililere duyuruyor. O da yetmiyor Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bildiriyor.
İLACI KİM SATIYOR?
WHO’da tüm dünyaya bu sahte ilaç bilgisini geçiyor. Takeda’da bunu Türkiye’de satan firmaları tespit ediyor. Bizde daha SGK’da soruşturma bünyesinde devam ederken Takeda bunların tespitini yapıyor. Kimler var; Tekiner ecza deposu, Davut Tekiner... Bu ismi unutmayalım.(Kaynak:My net)
'Sahte ilaç' gündeminde son durum: Skandalda herkes topu birbirine atıyor
Gazeteci Murat Ağırel,bir süredir sahte ilaçlarla ilgili yazdığım yazılar, insanları doğrudan ilgilendiren bir konu olduğu için büyük ses getirdi.
Önce Sağlık Bakanlığı açıklama yaptı şimdi de Sosyal Güvenlik Kurumu...
SGK açıklamasında özetle şunlar aktarıldı:
“Kurumumuzca yurtdışından temin edilecek bütün ilaçlar için; Sağlık Bakanlığı’nca Denetlenen Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği gereğince, ürünlerin menşei ve temin edileceği firma bilgileri de paylaşılmak suretiyle, TİTCK’den Kontrol Belgesi alınmaktadır. Söz konusu kontrol belgesi olmaksızın ilacın gümrük işlemlerinin tamamlanması mümkün değildir. Kurumumuz sadece ilacın finansmanı, bahse konu kılavuzda belirtildiği üzere temini ve İyi Dağıtım Uygulamalarına uygun dağıtım yapmakla sorumludur.
İddialar 2018 yılına ilişkin olup ilaca ilişkin şüpheli bir durumun varlığının kurumumuza bildirimini takiben, ilaç dağıtımı o tarihte derhal durdurulmuş, stoktaki ilaçlar karantinaya alınmış, süreç içerisinde TİTCK’ye ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerekli bilgi verilmiştir.”
AÇIKLAMA YAPILDI
Yani sahte ilaçları kabul ediyor.
“İlacı bahse konu depolardan da aldım. Ancak bu depoların ithal kontrol belgesini Sağlık Bakanlığı veriyor” diyor.
Halbuki öte yandan ilacın Türkiye’deki dağıtıcısı GEN İlaç KAP’a bir açıklama yaptı. Sahte ilacı doğruluyor ve “Biz zaten üzerimize düşeni yaptık” diyor.
İşin özü şu...
Sağlık Bakanlığı ilaç alımı yapan kurum değil. İlaç listesine istenilen ilacı ekler veya eklemez. İlacı isteyen kurum SGK, izin veren TİTCK yani Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, ithal eden İbni Sina kurumu ve Türk Eczacıları Birliği yani TEB.
Ortada sahte ilaçlar var kurumların açıklamaları bu.
SGK iddialar 2018’e ilişkin diyor. İddia değil bir gerçek. 2018’de ilaç firması kurumunuza şikâyet ediyor ancak 2020’de ancak savcılığa intikal ediyor. Neden iki sene bekliyor?
Müfettiş raporuna göre SGK ilaçları alırken alım yaptığı firmadan istemesi gereken evrakları istemiyor. Ancak müfettiş isteyince evrakları firmadan istiyor.
CEVAP VERİLMİYOR
İki ay boyunca müfettişe teslim etmediği, sonrasında polis zoru ile alınan sahte ilaç numunelerini açıklamıyor.
İlaçlar için İbni Sina tarafından ödenen 26 milyon TL, TEB tarafından ödenen yaklaşık 11 milyon TL ücret ne oldu cevap vermiyor.
İlacın resmi dağıtıcısı varken ilaç depolarından neden ilaç aldığını açıklamıyor.
İlaçların nerelere dağıtıldığı hakkında bir bilgi vermiyorlar.
Herkes topu birbirine atıyor.
Ortada bu kadar muğlak, hangi kurumun ne yaptığını bilmeden birbirini suçladığı bir durum varken aslında aradığımız cevap da ortaya çıkıyor.
Bu defter kapanmaz...(Cumhuriyet)
Gazeteci Murat Ağırel iddialarını yineledi:
Takip edenler biliyor. Bir süredir sahte ilaçlarla ilgili belgeler açıklıyorum.
Kanser ilacı diye ağrı kesici vermişler insanlara...
SAHTE İLAÇ DOSYASI evraklarını kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
Okuyup ve okutup paylaşırsanız memnun olurum.
BAŞLAYALIM…
1- Bütün mesele ÇSG Bakanı Vedat Bilgin’in 13 Kasım 2022 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı açıklama ile başladı.
Bakan Bilgin, CHP Milletvekili Burhanettin Bulut’un sorusu üzerine SGK’da 1 milyar TL yolsuzluk olduğunu ve sorumluların atıldığını söyledi.
2-Bu cevap üzerine müfettiş raporunu aramaya başladım. Ancak karşıma birbirinden farklı olaylar düğümü çıktı.
İlk ulaştığım evrak SGK’daki bir bürokratın istifa mektubu oldu.
Bu kişi mobbinge uğradığını ve kanser olduğunu belirtip istifa ediyor.
Bu mektuba geleceğiz...
3- Benim yazacaklarımın tamamı savcılığa intikal etmiş olan müfettiş raporundaki tüm ayrıntılar.
Her bir bölümü ayrı skandal içeriyor.
Bu rapordan yola çıkarak siyaset-ticaret-mafya ilişkileri ve diğer sahte ilaçları okuyacaksınız…
4-SGK Kanser Tedavisinde kullanılan “Ponatinib” etken maddeli“ICLUSIG” ilacını almak istiyor.
İlacın alım işlemleri TEB ve İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nce yapılıyor.
İlaç resmi dağıtıcı GEN İlaçtan alınmıyor bir ecza deposundan alınıyor…
5- İlaç için üretici firmaya (GEN) ilaçların sahte olabileceğine dair bir ihbar gidiyor.
Firma araştırıyor ve ilaçların sahte lot numarasına sahip olduğunu, ilaçları analiz yapmak istediklerini beyan ediyorlar.
SGK yetkilileri biz analiz yaparız diyor ve numune vermiyorlar…
6- 2018’de ise Türkiye’deki ELITE adlı firma İsviçre’deki FARMA MONDO adlı firmaya altı kutu sahte ilaç satıyor.
İsviçre’deki firma satın aldığı ilacın bir kutusunu da Arjantin’e satıyor.
Şikâyetler geliyor.
SWISSMEDIC ilaçlara el koyuyor ve analizini yapıyor…
7- SWISSMEDIC, ilacın etken maddesi PONATINIB içermesi gerekirken sadece PARASETAMOL içerdiğini belirliyor.
Yani kanserle mücadelede kullanılan direnç artırıcı ilaç aslında basit bir ağrı kesici çıkıyor.
Dünya Sağlık Örgütü bunu tüm dünya ile acil kodu ile paylaşıyor…
8- Sağlık Bakanlığı hemen müfettiş görevlendiriyor.
Müfettiş SGK’nın elinde bulunan ilaçların analiz edilmesini istiyor.
Tam da burada ilginç bir şey oluyor…
9- Analiz yapılıyor ve sonuç “İlaç sahte değil gerçek” diye çıkıyor.
Müfettiş incelemesinde bu durumda şüpheleniyor, “bana numune gönderin” deyince foya açığa çıkıyor…
10-Müfettiş bunun üzerine ilaçları “dağıtmayın bekleyin” diyor.
Ve ilaç alımı esnasında firmalardan istenilmesi gereken evrakları bir kez daha istiyor.
Garip bir durumla karşılaşıyorlar…
11- Müfettişin istediği evraklar nihayet geliyor ama…
Meğer SGK alım esnasında verilmesi zorunlu olan belgeleri MÜFETTİŞ İSTEYİNCE firmadan istemiş!
Yani ilaca ait bilgi belge yokmuş.
Alım yapılan firma kim? SBA PHARMA.
SBA aslında şube asıl firma RAD/SANERA adlı firma.
12- İşin ilginci sahte ilacı satan firmanın bu ilk vukuatı da değil.
Şirket sorumlusu daha önce ABD’de sahte ilaç satmaktan ceza alan ve cezaevinde yatan firma çalışanları tarafından yönetiliyor…
13- Peki, SBA ilacı kimden almış ve İbni Sina SGK sahte ilaç için SBA adlı firmaya ne kadar ödemiş?
SBA ilaçları, güya KAZUNIONPHARM COM adlı şirketten almış.
Araştırdım. Faal bir şirket değil.
Üç ortak gözüküyor.
Genel Müdürü Nurgaliyev Nurlan Yermekbayeviç.
14-Peki RAD/SBA’ya Sahte ilaçlar için SGK ne kadar ödeme yaptı?
1 milyon 312 bin 500 Avro yani yaklaşık 26 milyon TL.
Bu rakam sadece 2 ay içindeki alımlar için verildi…
15-Peki Türk Eczacılar Birliği sahte ilaç için ne kadar ödeme yaptı?
508 bin 200 Avro…
Yaklaşık 10 milyon Türk Lirası.
16-Müfettiş bu tespitleri yaparken TAKEDA firması aradan 7 ay zaman geçmesine rağmen soruşturma sonuçlanmayınca olsa gerek Ankara Emniyeti’ne ve Ankara Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyor.
İlaçların halen satıldığını ve yeni firmalar bulduğunu beyan ediyor.
17-Müfettiş de daha önce yapılan analizden şüpheleniyor ve yeni analiz yapılmasını istiyor.
Bu nedenle SGK’ya yazı yazarak ürünlerin teslim edilmesini istiyor.
Talep sonrasında SGK sessizliğe gömülüyor…
18-Müfettiş numuneleri istiyor ancak kurum 60 gün numuneleri vermiyor ve sallıyor.
Bir başka skandal olay oluyor.
Müfettiş savcılıktan yardım istiyor ve polis zoruyla numuneleri alıyor…
19-Müfettiş numuneleri analiz ettirmek için Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Laboratuvarı’na 5 Eylül 2019 tarihinde gönderiyor.
20-Üniversite altı gün sonra analiz sonucunu açıklıyor.
Yapılan analizde ilaçların Ponatinib isimli etken maddeyi hiç içermediği, sadece parasetamol içerdiği tespit ediliyor.
Yani TAKEDA adlı firmanın ve İsviçre Denetleme Kurumu’nun analiz sonuçları ile aynı çıkıyor
İlaç sahte…
21-Bu durumda müfettiş hemen ilk analizi yapan görevlileri çağırıyor ve ifadelerini alıyor.
Ancak kimyagerler analizin düzgün olduğunu savunuyorlar.
Orijinal ürün mü analiz yapılırken sunuldu yoksa gerçekten analiz sahte mi belli değil.
22-Soruşturma sürerken bu sefer Adana Balcalı Hastanesinden bir şikayet ulaşıyor.
Bahse konu ilaçtan kullanan bir hasta ilacın sahte olduğunu ve durumunun kötüleştiğini söylüyorlar…
23-Müfettiş Savcılığa sunulmak üzere raporunu tamamlayıp veriyor.
2018 yılında başlayan süreç 2020 yılında savcılığa intikal ediyor ama 2023’te halen bir gelişme sağlanamamış durumda.
24-Bundan cesaret alanlar da bu sırada durmuyorlar tabii ki.
Başka sahte ilaç var mı ? Ne yazık ki var… SWISSMEDIC vasıtası ile öğreniyoruz bunu.
SWISSMEDIC Türkiye’de faaliyette olan 3 depo hakkında Eylül 2020 tarihinde ithalatlarının yasaklandığını bildiriyor.
25-Dünya Sağlık Örgütü de yine Ekim 2020 yılında acil kodlu uyarı yayınlıyor.
26-Sağlık Bakanlığı TİTCK’da hem müfettiş atıyor hem de Nisan 2022 tarihinde tüm sektörü uyarıyor.
27-Sahte ilaçlar ise şöyle: Defibrotide (parti 0126), Soliris (parti 1000706, 1003254) ve Harvoni (parti 22VMYA12, 61264902)
Türkiye’den Brezilya’ya ihraç ediliyor.
28-Bunun üzerine SGK’ya sorular sordum ve bu depolardan alım yapıldı mı?
“Bu Lot numaralı ürünler var mı” diye…
Cevap verdiler: “Bu depolardan alım yapılmamıştır.”
29-Hem sağlık Bakanlığı Hem SGK sahte ilaç “ICLUSIG” için açıklama yaptı. Önce Sağlık Bakanlığı TİTCK’nın açıklamasına bakalım.
Bakanlık Kabul ediyor ve yazdıklarımı doğruluyor. Açıklama aşağıda:
30-SGK’nın yapmış olduğu açıklamaya bakalım.
O da doğruluyor ve “bu depoların ithalat yapabilmesi için TİTCK kontrol belgesi vermesi lazım” diyor.
Ama numuneyi niye teslim etmediğini, neden ilaç alırken evrakları almadığını açıklamıyor.
31-Yani sahte ilaç konusunda yazdıklarımı harfi harfine doğruladı iki kurum.
Peki, insan sağlığına kast eden sorumlular? Neden yargılanmıyorlar? Sahte ilaçları satan depo sahipleri ne olacak?
Neden yargılanmıyorlar? Bu düpedüz insan öldürmeye teşebbüs değil midir?
32-Tabii ki bu dosya burada bitmiyor. Şimdi bu kurumlarda neler yaşanıyor. Kim, kimden güç alıyor? Hangi yetkiler ile kimler nasıl ilaç getiriyor.
Bunlar da ortaya çıkacak.
Elimden geldiğince hem Cumhuriyet’te hem de Halk TV’de Kayda geçsin programında anlattım.
33-Yaşanan sahte ilaç skandalını duymayan, görmeyen, önemsemeyen milyonlarca kişi var.
SGK’daki bu ilaç skandalının sorumlularının hesap verebilmesi için konunun takipçisi olacağım.
Lütfen siz de duyurun ve takip edin.
34-Akşam ise İbni Sina SGK içinde yaşan istifa ve sonrasında yaşananları yine bu paylaşımların altında ayrıntılı şekilde paylaşacağım.
Okuyan dostlar,okumayanlara iletsin lütfen.Halk Sağlığı ile oynamak öldürmeye teşebbüs etmektir.Kimse sorumluluktan kaçamaz.
https://twitter.com/muratagirel
İlaç sektöründe işler nasıl dönüyor
1–ÇSG Bakanı Vedat Bilgin’in açıkladığı yolsuzluk ile ilgili müfettiş raporlarını ararken ulaştığım diğer belge ise bir istifa mektubu oldu. İstifa eden kişi Fatih Çırakoğlu. Kurum İbni Sina Sosyal Güvenlik Kurumu. 24 Ağustos 2022 tarihli bir mektup…
2-Fatih Çırakoğlu’na ulaştım ve istifa mektubunu sordum. Doğruladı. İddialarını sordum; “Ben dilekçemde yazdım. Konuşmak istemiyorum” dedi.
3- Fatih Çırakoğlu, 2019 yılında İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkez Müdür Vekili olarak çalışmaktayken Aralık 2021 tarihinde Yurt Dışı Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı oluyor.
Oluyor ancak burnundan geliyor. Uğradığı baskı ve mobbing sonucu kanser oluyor .
İşte o mektup:
4-İstenilenler yapılmadığı için SGK Teftiş Kurulu, Maliye Müfettişleri, Bakanlık Teftiş Kurulu soluğu kurumu denetlemekte almış.
Hatta istifa mektubundaki iddiaya göre kendisini “Cumhurbaşkanı danışmanının danışmanı” diye tanıtan bir kişi de bu baskıya katılmış.
5- İstifa mektubu sunulduktan sonra Çırakoğlu görevden alınmış.Mektupta ilaç alımında tasarruf yöntemlerini engelleyen kişi olarak ise eski AKP Milletvekili olan Şükrü Ayalan’ın olduğu açık açık yazılmış.
İlk karşı karşıya gelinmesi ise GENOTEK isimli firma ile olmuş.
6-Dünyada o zaman ulaşılması çok zor olan ve kemik iliği naklinde kullanılan “Melphalan” isimli ilacı SGK fiyatından daha pahalıya almaları istenilmiş.
Ancak kurum Arjantin ile anlaşma sağlamış.
7-Üretici olan HERNAN firması stoklarındaki tüm ilacın Şükrü Ayalan ve ortağı Birol Taşkara’nın peşin para göndererek alındığını bildirmiş.
8-SGK’daki bürokratlar bundan sonra yaşananları şöyle anlatıyor:
“Başka bir aracı buluyor ve ilacı Hollanda’dan aldığı fiyata SGK’ya verdirdik. Kriz çözüldü ama Şükrü Ayalan’ın bize ve kuruma karşı kini de başladı.”
9-Bahse konu GENOTEK firmasının kurucusu Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre Birol Taşkara.
Aradım yaşananları sordum. Söz konusu iddiaları doğruladı.
10-Birol Taşkara, kendisi ile AKP’li Şükrü Ayalan arasındaki ortaklığı sordum. Ortak olmadıklarını, Şükrü Ayalan’ın başka bir firma üzerinden danışmanlık yaptığını ancak sonrasında ayrıldıklarını belirtti
11-Firma hakkında soruşturma yaparken Şükrü Ayalan’ın kendisinin kafasına silah dayayıp 10 milyon Avro aldığını öğrendim. Bunu da sordum. Olayı doğruladı. Ancak “kapandı o mevzu” dedi.
12-İstifa mektubunda insanın tüylerini ürperten bir iddia daha var...
Şükrü Ayalan NİPT FARMA adlı firması ile Bangladeş üretimi bir ilacı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) yurt dışı ilaç listesine aldırmış.
13-Mektuptaki iddiaya göre bu ilacın fiyatı yurt dışında 50 Euro, ancak devlete vermiş olduğu teklif 3 bin 750 Euro olarak belirlenmiş.
Yani bir yılda 3.7 milyon Euro kâr yapacak eski AKP’li vekil. Kurumun başkanı ilacın çöp olduğunu belirtiyor.
14-Bu iddiaları Şükrü Ayalan’a sordum.“Tamamen yalan” dedi. NİPT Pharma ile iş yapamadık kapandı.Daha önce de iş yaptım ortaklarım beni dolandırdı dedi.
Birol Taşkara için de “O benim yanımda çalışan bir ilaç mümessilidir”dedi.Halktv yayınına bağlandı yalan dedi,Tekzip yayınladı.
15-Sonra bir belgeye daha ulaştım. Ayalan’ın yalan dediği olay gerçek. İhale düzenleniyor Ayalan’ın firması önce 3750 Eur Teklif veriyor.Çırakoğlu pahalı diye ilacı almıyor. Bu sefer Ayalan “Türkiye’ye özel önem verdiği için” fiyatı 2 bin 250 Euro’ya çekiyor.
İşte belgesi:
16-Ama öğrendim ki ilaç Bangladeş’te kendi ülkesinde bile ruhsatlı değilmiş üstelik yurt dışında satışı da 400-450 Dolar seviyesinde.
Bunlar da görselleri:
17-Hatta işin içinde AKP Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Bölükbaşı olduğuna dair iddialar vardı. Aradım yalanladı.
Bagladeş’ten alınmak istenen kanser ilacını sordum. Doğruladı. “Listeye eklendi ancak konuşuldu engellendi. Biri listeden çıkarıldı” dedi.
18-TİTCK’nın kılavuzda yaptığı değişiklik ile Bangladeş ilaçlarına bir günde yol açıldığı iddia edildi. Bakanlık bu iddiayı yalanladı.
Ancak Bangladeş ilaçlarının listeye eklendiğini, sonra çıkarıldığını kabul etti, ancak ilaç alınmadığını belirtti.
19-Tüm bunlara rağmen Şükrü Ayalan avukatı aracılığı ile yeni moda noterden tekzip yayımlattı.
İddiaları reddetti. Ben elde ettiğim bilgi ve belgeler ile Cumhuriyet’te yazdım Halk TV’de anlattım.Yayına bağlandı ve bunlar yalan.“Gazeteci araştırır” dedi.
Araştırdık sonuç ortada…
20-Dahası savcılık makamına verilen dilekçeye ve eklerine ulaştım.
Şükrü Ayalan, Birol Taşkara için “Benim yanımda çalışan ilaç mümessiliydi” diye açıklama yapmıştı.
Nasıl bir mümessil ise bu kişi ortakları ve Şükrü Ayalan ile ibraname yapıyor.
21-Yani alacak verecek yok diye aralarında uzlaşma belgesi imzalıyorlar. Nasıl mı?
22-- İş takibinin belgesi olur mu? Olurmuş.
İşte bir milletvekilinin bir şirket adına yaptığı iş takibi karşılığında alacağı komisyon tutarını belirten belge.
AKP’li Şükrü Ayalan görevi sonrası ilaç şirketlerine danışmanlık yapmış ve kardan yüzde 30 komisyon almış.
23-Şükrü Ayalan 01.01.2015-01.05.2019 tarihleri arasında ilaç firmasından iş takibi sonucunda 8 Milyon Avro almış.
Ancak bu rakam yeterli gelmemiş. BirolTaşkara’yı Çankaya’daki bir adrese çağırmış.
Bundan sonra işler karışmış…
24-Ofise gelen Taşkara’ya “3 milyon Avro daha vereceksin” demiş.
Taşkara reddedince ofiste bulunan silahlı kişiler tarafından darp edilip, kafasına silah dayanmış ve senet imzalatılmış.
Bunu nereden öğreniyoruz? Savcılığa verilen dilekçeden tabii ki. Buyurun okuyun…
25-Bu olay üzerine Birol Taşkara üst düzey birileri tarafından aranıyor ve sulh ilan ediliyor. Taşkara şikâyet dilekçesini geri çekiyor. Senet iade ediliyor. Olay kapanıyor.
26-Bu belgeler üzerine tekrar Şükrü Ayalan’ ı aradım. Yine yalanladı. Olayı sordum, “İftira attığını kabul etti, yanlış yaptım diye şikayetini geri çekti” dedi.
27-Tabii ben bunları yazmaya, anlatmaya başlayınca Ayalan hakkında ihbarlar, bilgiler yağmaya başladı.
12 Ağustos 2022 tarihli bir dilekçe…
Yazan Şükrü Ayalan’ın ortağı olduğu Kıbrıs’ta kurulu NİPT Pharma adlı firma.
28-TİTCK’ya hitaben yazılmış bu dilekçe EMCURE adlı ilaç şirketinin tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılardan dolayı sorun yaşanmaması için şirkete ait ilaçların “Yurtdışı İlaç Listesi”nden ivedilikle çıkarılmasını istiyor.
29-TİTCK dilekçeyi kayda alıyor ve bahse konu ilaçları listeden çıkarıyor.
Tesadüf bu ya birkaç gün sonra bu firmanın da katılacağı bir ilaç ihalesi var.
30-Firma ne olduğunu anlamıyor ve TİTCK’ya neden listeden çıkarıldığını soruyor ama cevap alamıyor.
Firma yetkililerine ulaştım.
Sordum doğruladılar. Halen cevap alamadıklarını da belirttiler.
31-Peki gerçek neden neymiş?
Firmanın TİTCK’ya verdiği resmi tercümeli dilekçesinden okuyalım…
Sarı bölgeyi dikkatlice okuyun…
32-Değerli Dostlar…
Daha çok bilgi ve belge var. Teyit ettirdiklerim ve teyit ettirmeye çalıştıklarım da var.
Şükrü Ayalan bu cüretkar davranışları kendi başına yapmıyor sadece. Güvendiği sığındığı bir kişi var.
33-TİTCK açıklamasında Türk Milletinin menfaati ve kalite standart için kılavuz değişliği yapıldığını iddia etti.
Sorularım var…
34-Dünyadaki en fakir ülkelerden birisi sayılan Bangladeş nasıl bu listeye girmiştir? Listeye giren ürün neden ithal edilmemiştir? Sonra neden listeden çıkarılmıştır?
35-Bir firmanın dilekçesi ile İlaç şirketi nasıl listeden çıkarılmıştır? Firmanın açıklamasında belirttiği hususlar ile ilgili sorumlular hakkında bir soruşturma açılmış mıdır?
36-Bir firmanın dilekçesi ile İlaç şirketi nasıl listeden çıkarılmıştır? Firmanın açıklamasında belirttiği hususlar ile ilgili sorumlular hakkında bir soruşturma açılmış mıdır?
37-Yalanlanan açıklamalar ve sonrasında benim ulaşabildiğim belgeleri kamuoyuna sunuyorum.Takdir kamuoyunundur.
Lütfen okuyun,okutun.Siyaset önemsemiyor ama ben bu yapının üzerine gideceğim.
SGK ve TİTCK içerisindeki bu kişileri bulana kadar yazmaya devam edeceğim.