SES’imiz Gücümüzdür! Yeter Artık Susmayacağız, Korkmayacağız!

Hemşirelik bilim ve sanatı içinde barındıran, geçmişten günümüze sosyal, kültürel ve teknolojik değişimlerle kendini yenilemeyi başaran, birey, aile ve toplumun sağlık durumu ile ilgilenirken etik ve merhamet duygusunu da mesleğinin bir

DİĞER 12.05.2021 12:46:25 0
SES’imiz Gücümüzdür! Yeter Artık Susmayacağız, Korkmayacağız!

Hemşirelik bilim ve sanatı içinde barındıran, geçmişten günümüze sosyal, kültürel ve teknolojik değişimlerle kendini yenilemeyi başaran, birey, aile ve toplumun sağlık durumu ile ilgilenirken etik ve merhamet duygusunu da mesleğinin bir parçası sayan uygulamalı bir sağlık disiplinidir. Covid-19 pandemisi ile ülkelerin sağlık sistemleri sıkıntıya girmiş, bulaş arttıkça sağlık ve hastane kaynaklarına da ihtiyaç artmıştır. Çok sayıda hastanın kısa süre içerisinde enfekte olarak yoğun bakıma ihtiyaç duyması ile hemşireliğin temel amacı olan “bakım” kavramının önemi daha belirgin hale gelmiş, ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alan Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, yönetilmesi, azaltılması ve halkın eğitilmesinde hemşirelerin önemli rolleri olduğu fark edilmiştir. Ülkemizin de içinde yer aldığı 191 ülkeden gelen verilerle oluşturulan ve 6 Nisan 2020’de yayınlanan 2020 Dünya Hemşirelik “Durum Raporu’nda, 21. yüzyılın sağlık hedeflerine ulaşılmasında hemşirelerin daha etkili hale getirilmesi için güçlendirilmeleri gerekliliği vurgulanmıştır. Bu vurguya rağmen ne dünyada ne de ülkemizde önemli bir adım henüz atılmamıştır.

Ülkemizde de Covid-19 pandemisinde hemşireye olan ihtiyaç daha da derinleşmiştir. Çünkü sağlık politikalarının yetersizliği nedeniyle hemşireler yıllardır yetersiz sayıda her geçen gün artan iş yükleriyle çalışmaya alıştırılmış ve bu durumun çözülemeyeceğine ve olağanlığına inandırılmışlardır. Hemşirelik mesleğinde hemşire sayısının yetersizliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta ve çalışma yaşamına ilişkin sorunların çoğuna kaynak teşkil etmektedir. Türkiye’de yaklaşık 200 bin hemşire bulunmaktadır. İtalya, Hollanda, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerde 100.000 nüfusa düşen hemşire sayısı 500 ile 1000 arasında değişmektedir. Türkiye’de ise 100.000 nüfusa düşen hemşire sayısı 306 olup bu sayı ile ülkemizin, birçok ülkenin çok gerisinde yer aldığı görülmektedir. Sağlık hizmeti kapasitesinin bahsedilen ülkelere göre daha yüksek olan ülkemizde bizler 4 hemşirenin yapacağı işi 1 hemşire ile yapmakta ve bunun sonucunda meydana gelen sorunları çözmek için de ayrıca çaba sarf etmek zorunda kalmaktayız.

 

Hemşirelik mesleğinin sorunlarını konuşmak ve çözüm üretmek 12 Mayıslarla sınırlandırılmakta verilen sözler ve vaatler çözülmeyerek bir sonraki yıla daha da katmerleşen sorunlarla yeni 12 Mayıslar kutlanmak istenmektedir.  Her 12 Mayıs’da dile getirdiğimiz ve dile getirmeye devam ettiğimiz mesleki, mali ve çalışma ortamına yönelik aşağıdaki problemlerimiz;

  • Hemşire iş gücü planlaması yapılmadan çok sayıda hemşirelik okulu açılması ve hemşirelik eğitiminin nitelik kaybı,
  • 100 binden fazla hemşire atama beklerken, hemşire açığı var gerekçesi ile hemşire görev, yetki ve sorumluluklarının diğer sağlık çalışanlarına devredilmesi,
  • Fazla mesai, uzun çalışma saatleri ve aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşanması, işten ayrılmaların ve hemşire devir hızın artması,
  • Sertifikalı hemşirelerin kendi alanlarında çalıştırılmaması,
  • Koruyucu sağlık hizmetlerinde kilit rol oynayan hemşirelerin, okul hemşireliği ve iş sağlığı hemşireliği vb. alanlarda istihdam edilmemesi,
  • Hemşirelik yönetmeliğinde de tanımlanmış olan diyaliz hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği, iş sağlığı hemşireliği vb. hemşireliğin özel alanlarının yok edilmesi,
  • Hemşireler için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmaması,
  • Hemşire hasta oranlarına yönelik yasal düzenlemelerin olmaması,
  • Liderlik pozisyonlarına hemşirelere yeterince yer verilmemesi ve yönetim pozisyonlarına (bakım hizmetleri müdürlüğü, sorumlu hemşire vb) hemşirelik kanunu ve yönetmeliğine aykırı olarak liyakat aranmadan hemşirelik dışı atamaların yapılması,
  • Sendika ve hastane yöneticilerinin, karar mekanizmalarında sınırlarını aşması, meslektaşlarımız üzerinde güç kullanması ve baskı oluşturması, meslektaşlarımızın siyasi görüş ve yaşam tarzlarından dolayı ayrımcılığa ve etik dışı uygulamalara maruz kalması
  • Hemşirelik yasası ve yönetmeliğinin işler kılınmaması, mevzuatın hemşirelik yasa ve yönetmeliğine göre düzenlenmemesi,
  • Elli yılı aşkın bir süredir devam eden hemşirelikte lisansüstü eğitimine rağmen, kurumlarda halen uzman hemşirelik kadrosunun olmaması,
  • Hemşirelerin mesleki gelişimleri için yeterince desteklenmemesi,
  • Hemşirelerin insanca yaşamalarını sağlayan ücret politikalarının olmaması, 3600 ek göstergenin halen verilmemiş olması ve fiili hizmetin geriye dönük uygulanmaması
  • İşyerlerimizde 7/24 hizmet veren kreşlerin ya hiç olmaması ya da var olan kreşlerin kapatılmasıdır.

 

Hemşirelik mesleğini uygularken bizler yaşam hakkına, insan haklarına saygılı bir hizmet üretmekte, yaş, renk, inanç, kültür, cinsiyet, cinsel yönelim, milliyet, politika, ırk ya da sosyal duruma göre herkese saygılı ve eşit davranmaktayız. Bizlere çalışma ilişkisi içerisinde bir insan olarak yaklaşılmasını beklemekteyiz. Oysa 1 yıllı aşkın bir süredir yukarıda yer alan ve yıllardır çözülemeyen sorunlarımıza bizlerin insan olduğu gerçeğini unutarak yapılan düzenlemelerle birçok yeni sorun eklemiştir. Çeşitli raporlarda ve birçok uluslararası platformda da yer verilen sorunlarımız ise;

  1. Nitelikli ve hasta güvenliğini sağlayacak şekilde bakım verme konusunda karşılaşılan sorunlar: Yeterli miktarda, kalitede ve uygunlukta kişisel koruyucu ekipmana ulaşmada yaşanan sıkıntılar; hemşirelerin yoğun, uzun ve zorlu çalışma koşulları; standartlara uygun olmayan hemşire-hasta oranı ve bilgi kirliliği, yeterli eğitim verilmeden deneyimsiz oldukları alanda çalıştırılma (kapatılan kliniklerden yoğun bakım ve acil servislerde, filyasyonda çalışmaya zorlanma)
  2. Nitelikli bakım vermeye yönelik sosyal sağlığın sürdürülmesi konusunda karşılaşılan sorunlar: Çalışma ortamında yeterli ve dengeli beslenmenin yeterince sağlanamaması; uygun ve yeterli dinlenme ortam ve fırsatların olmaması; konaklama ve ulaşım sorunları, çocuk ve aile büyüklerinin bakımına ilişkin zorluk, çalışan sağlığı ile ilgili mevzuatın uygulanmaması, sorunların yöneticilere iletilmesinde yönetici baskı ve şiddetine maruz kalınması, 
  3. Nitelikli bakım vermeye yönelik psikolojik sağlığın sürdürülmesi konusunda karşılaşılan sorunlar: Görev, yetki ve sorumluklara yönelik belirsizlikler; sağlık çalışanları dahil tüm toplumda hâkim olan kaygı ve korku; sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve tükenmişlik; yakınlarına ve topluma Covid-19 enfeksiyonu bulaştırma kaygısı; gebelik sürecinde/kronik hastalıklarda Covid-19 belirtileri varken çalışmak zorunda kalma,
  4. Pandemi sürecinde ekonomik mağduriyet ve ek ödemeye ilişkin yaşanan sorunlar: Ücretsiz izne ayırma, fazla mesaiye rağmen ödeme yapılmaması, adaletsiz, dengesiz ya da hiç alınmayan ek ödemeler gibi özlük haklarına yönelik yaşanan sorunlardan oluşmakta ve ebetteki bunlarla da sınırlı değildir.

Covid-19 genelde tüm toplumu, özelde ise sağlık çalışanlarını ve ailelerini benzeri görülmemiş düzeyde riske maruz bırakmıştır. Bu salgın nedeniyle dünyada ve ülkemizde hastalanan ve bu nedenle yaşamlarını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı giderek artmaktadır. DSÖ, sağlık çalışanları arasında Covid-19 enfeksiyonunun, genel nüfusa göre çok daha yaygın olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenlerle Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) ağır iş yükünün yarattığı travmalar nedeniyle yakın gelecekte meslekten kitlesel ayrılmalar olabileceği uyarısı yaparak, hükümetleri hemşirelerin işten ayrılması nedeniyle oluşan boşluğu doldurmak için şimdiden harekete geçmeye ve hemşirelerin koşullarını iyileştirmeye çağırmıştır. Bu nedenle de hemşire iş gücü yaratılmasına ve ön görülen eksikliklerin giderilmesine, hemşirenin karar alma süreçlerinde etkili rol almasına, liderlik pozisyonlarında daha fazla hemşireye yer verilmesine, hemşirelik eğitiminin iyileştirilmesine ve lisans düzeyinde olmasına yönelik yatırımlar yapılması için tüm hükümet ve paydaşlara çağrıda bulunulmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2020 yılı itibarıyla dünyada 27,9 milyon hemşire bulunuyor. 5,9 milyon kişi olarak tahmin edilen hemşire açığının yüzde 89'luk bölümünün düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerde yoğunlaştığı belirtiliyor. Bu açığın pandemi sonrasında daha da artacağı gerçeği gün gibi ortadır. Bu durumun ciddi bir boyutta olması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü de hükümetlere sağlık çalışanlarının sağlık, güvenlik ve refahını sağlamak için yasal ve ahlaki sorumlulukları olduğunu hatırlatmaktadır. Çünkü nitelikli ve güvenli sağlık bakımının sürdürülmesi nicelik ve nitelik açısından yeterli sağlık çalışanı ile mümkündür. Sağlık çalışanlarını güvende tutmadığı sürece hiçbir ülke, hastane veya hastalarını güvende tutamaz.

Hemşireler sundukları hizmetin kapsamı ve boyutuyla ve sağlık hizmetlerinin içerisinde nicel olarak çokluklarıyla hizmetin vazgeçilmez ve önemli bileşenlerinden biridir. Sorunlarının çözülmesi için hemşireler dernekler ve yandaş sendikanın tutumu dolayısıyla sorunlarının çözümü noktasında üretimden gelen güçlerinin farkında olmalarına rağmen şimdiye kadar bu gücü kullanmaktan imtina etmişlerdir. Bu tutumları dolayısıyla alışılmış çaresizlik içinde sorunlarını,  hizmetin olağan unsuru olarak kabul etmişlerdir. 12 Mayısı kutladığımız bu günde mesleğin artan önemine rağmen halen yok sayılmaya, alınması gereken önlemlerin alınmayarak kendilerinin ve ailelerinin yaşam hakları korunmayarak ölümlere neden olanlardan hesap sormak zorundadırlar.  12 Mayıslarda yetkili sendikanın hükümet yetkilileriyle düzenlediği sempozyumlarda şimdi çoğu bürokrat ya da milletvekili olan sendika başkanlarının hükümet yetkililerine methiyeler dizerek sizlere verdikleri sözler tutulmamıştır. Dizdikleri methiyelerle onlar amaçlarına ulaşmışken, biz hemşireler bu gücün bize çözüm olacağı umuduyla avutulmaya devam edemeyiz artık. 

Yukarıda yer alan sorunlarımızın çözümü için bir kez daha sağlık otoritelerine sesleniyoruz, topluma güvenli ve nitelikli bakım sunulması için yukarıda yer alan sorunlarımızı meslek birlikleri, akademisyenler ve sendikalarla birlikte çözmek için gerekli çalışmaları derhal başlatın ve aşağıda yer alan taleplerimize daha fazla kayıtsız kalmayın;

  1. Hemşire insan gücü açığının kapatılması iş yükümüzün azaltılması için atama bekleyen yüzbinlerce hemşire kadrolu istihdam edilmeli,
  2. Hemşire sayısının yetersizliği ve pandemi de bu sorunun daha da derinleşmesi nedeniyle KHK’larla ihraç ettiğiniz deneyimli hemşireler işlerine iade edilmeli,
  3. Kronik hastalığı olan, gebe, engelli hemşirelerin çalışmaları yetkinlikleri ve tarafsızlıkları tartışmaya açık, kimlerden oluştuğu bilinmeyen idari kurulların iznine bağlanmaksızın idari izinli sayılmalı,
  4. Çocuk bakımı ve ebeveyn hakları kapsamında çalışma koşulları göz önünde bulundurularak 24 saat açık, nitelikli, anadilinde eğitim ve bakım hizmeti veren, ücretsiz kreşler açılsın. Kreşler 0-3 yaş çocuk grubunu da içerecek şekilde düzenlenmeli,
  5. Başta ebe ve hemşireler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmeli,
  6. Çalışanlar arasında ücret adaletsizliğini derinleştiren Performans uygulaması kaldırılmalı ücretlerin insanca yaşam koşullarına yetecek ve emekli olduktan sonra da hayatını sürdürecek seviyede olması için ek ödeme değil tek kalemde emekliliğe de yansıyacak sabit ücret düzenlemesine geçilmeli,
  7. Fiili hizmet zammı geçmişe yönelik çalışmaları kapsamalı,
  8. Fazla çalışma kapsamına giren gece nöbeti katsayısı 3 ile, hafta sonu mesai katsayısı 2 ile ve bayram günlerinde mesai katsayısı 4 ile çarpılarak ödenmeli,
  9. Riskli birim, özellikli veya acil birim farkı alınması için fiilen yapılan işin dikkate alınması için gerekli düzenlemeler yapılmalı,
  10. Hemşireler ve diğer sağlık profesyonellerinin ruh sağlıklarını korumak ve motivasyonlarını arttırmak adına psikososyal destek sağlanmalı,
  11. Covid-19 tedavisi gören hemşirelerin tedavi ve iyileşme süreçleri yakından takip edilmeli, iyileştirici ve rehabilitasyon hizmetleri verilmelidir. İşe ne zaman başlangıç yapacağı ve hangi birimlerde çalışabileceği ile ilgili planlamalarda bulunulmalı,
  12. Covid-19 illiyet bağı aranmaksızın hemşireler için meslek hastalığı olarak kabul edilmeli,
  13. Hemşireleri doğrudan ilgilendiren kararlar alınırken hemşireler ya da sendika temsilcilerinin sürece dahil edilmesi sağlanmalı,
  14. Yüksek risk kategorisine giren hemşireler (örn. yaş, hamilelik, zayıf bağışıklık vb.) enfeksiyon riski daha düşük alanlara yerleştirilmelidir.

 

Emeğimizin ve gücümüzün hak ettiği değeri bulduğu,  meslek özerkliğimizin sağlandığı, 12 Mayısları güvenli ve güvenceli çalışma koşullarında kutlayacağımız günlere olan inancımızla Hemşireler Gününüz ve haftanız kutlu olsun. 12.05.2021

GAZİANTEP SES ŞUBESİ

EŞ BAŞKAN SERPİL DAĞDEMİR