AK Parti Gaziantep Eski Milletvekili ve MKYK üyesi Şamil Tayyar, sosyal medya hesabı X’ten yaptığı paylaşımda,
“İyi niyetle, samimiyetle hadiseyi tüm yönleriyle anlattım. Depremde yıkılan ev, aile içindeki ihtiyaç sahiplerinin oturması için bir nevi ‘sığınma evi’ gibi yıllar önce satın aldığım evdi. Çünkü ‘Tayyar’ soyadını taşıyan aileden tek kişinin evi, arsası, bağı, bahçesi yoktu. Babam, kardeşlerim, yeğenlerim ihtiyaca bağlı olarak yıllarca oturdular, depreme bu evde yakalandılar. Ev bana ait olduğu ve İslahiye’de başka bir evimiz olmadığı için başvuruyu ben yaptım. Maalesef, kuradan çıkan ve bedeli mukabili satılacak 85 metrekarelik kasaba evi, bir siyasi istismara dönüştü. Haksız da olsa bu istismarın, Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin gayretine gölge düşürmesini, bize gönül veren tek bir dostumuzun bile yüreğinde şüphe oluşmasını istemem. Bu sebeple hak sahipliğinden feragat ettim. Dilerim, konteynırda yaşayan ihtiyaç sahiplerinin ahı da ömür boyu istismarcıların peşini bırakmaz.” ifadelerini kullandı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, 4 Şubat’ta “Gaziantep Deprem Konutları Kura Çekimi” yaptı.
Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre, kura çekiminin İslahiye ilçesi bölümünde ekranda AKP’de üç dönem milletvekilliği yapan Şamil Tayyar’ın adı da belirdi. Tayyar’a 5’inci katta 2+1 daire çıktığı açıklandı.
Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama paylaşan Tayyar, şunları söyledi:
“Birgün madem haber yapmış, fitnenin ateşini yakmış, hadiseyi anlatayım.
‘Baba ocağı’ olarak kullandığımız, üst katında babamın, alt katında emekli polis ağabeyimin oturduğu, 40/50 yıllık ve iki katlı eski binayı yıllar önce satın almıştım.
3 yıl önce babam rahmetli olunca, yerine taşeron işçi yeğenim ve çocukları yerleşti.
6 Şubat depreminde ev ağır hasar alınca yıkıldı.
Rabbime şükürler olsun, benim ihtiyacım yoktu ama İslahiye’deki asgari ücretle, emekli maaşıyla geçinen depremzede kardeşlerim, yeğenlerim bu süreçte mağdur oldular.
İslahiye’de kaldılar, her depremzede gibi önce çadıra sonra konteynere yerleştiler, burada yaşamaya devam ediyorlar.
Baba ocağı yıkıldığı ve tapu bana ait olduğu için onlar adına hak sahibi olarak başvurdum. Kurada 85 metrekare 2+1 daire çıktı.
Aile içinde taliplisi çoktu, içlerinde şartları diğerlerine göre en kötü olan 3 çocuklu ve ihtiyaç sahibi kardeşim Gökhan’a verdim. Hukuki şartlar tamamlandığında tapusunu da devredeceğim.
Burada ‘helal’ olmayan ne var?
Tek kusurları vekile yakınlık olan bu ihtiyaç sahiplerini dile dolayanlar ‘haram’ arıyorsa, Lütfü Savaş’ı kurcalasınlar.”