Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol; Son günlerde hemen her gün, sağlıkta şiddet haberleri izliyoruz.
Pek çok sağlık çalışanımızın maruz kaldığı sağlıkta şiddetin önüne bir türlü geçilemiyor. Hemen her gün çevremizden ve basın yayın kuruluşlarımızdan gördüğümüz duyduğumuz bir konu olan sağlıkta şiddet olaylarında, 7/24 kesintisiz sağlık hizmeti veren, Sağlık Çalışanımız hemen her gün fiziki şiddete ve sözlü şiddet olan hakarete, küfre maruz kalmaktadır. Görevleri başında, ilacımı niye yazmadın? Erkek hemşire benim eşime nasıl enjeksiyon yapar? Gibi gerekçelerle doktorundan hemşiresine memuruna uygulanan şiddeti kabul etmek mümkün değildir.
Sebebi her ne olursa olsun sağlıkta şiddet asla kabul edilemez. Yaptıkları iş gereği insana, insan sağlığına özveriyle hizmet eden doktorundan, hemşiresine, ebesine, teknisyenine, memuruna, tıbbi sekreterine, kadar büyük bir ailenin mensupları olan sağlık çalışanlarına azami saygı gösterilmesi gerekirken, şiddet uygulanması hatta öldürülmesi asla ve asla kabul edilemez.
Milletimize şifa dağıtan ellere şiddet uygulanması ve sürekli olarak sağlık ve şiddet kelimelerinin yan yana ifade edilmesinden daha üzücü ne olabilir ki?
Sağlık çalışanları, sağlık ta şiddet başta olmak üzere, çalışma şartlarının ağırlığı ve sağlık çalışanlarımızın üzerindeki psikolojik baskı ile sağlık çalışanlarımız bitme noktasına gelmişken sağlıkhizmeti sunan sağlık çalışanlarımıza sürekli uygulanan şiddet için bu güne dek etkili, caydırıcı hiçbir tedbirin alınmamış olması oldukça üzücüdür.
Yapılan araştırmalara göre; 2022 yılında sağlık çalışanlarına yönelik 249 şiddet olayı gerçekleşmiş, 422 sağlık çalışanı şiddete maruz kalmış, 2 sağlık çalışanı hayatını kaybetmiş. Sağlık çalışanlarının yaklaşık %80’i sözel, %48’i psikolojik, %16’sı fiziksel şiddete maruz kalmış. Şiddet gören hekimler, hemşireler çalışmaya devam etmişlerdir. 2012 den bu yana tutulan istatistiklerde şikayet mercilerine 10 yılda 110 bini aşkın şiddet bildirimi yapılmıştır.
Sağlık hizmeti sunarken, ne zaman şiddete uğrayacağız, korkusuyla, endişesiyle hizmet vermeye çalışmanın psikolojisini anlatmak mümkün değildir. Maalesef sağlıkta şiddet sağlık çalışanlarımızın çalışma şevkini elinden almış, moral ve motivasyonunu da bitirmiştir.
Sağlıkta şiddetle mücadele etmeyenler, gerekli tedbirleri almayanlar, sağlıkta şiddeti bilmem, görmem, duymam diyerek üç maymunu oynayanlar, maalesef bu gün sağlıkta şiddetin meşru hale gelmesine sebep olmuşlardır.
Çözüm üretmesi gereken makamlar, sağlıkta şiddetin arttığıyla ilgili istatistikler yayınlıyor ve sadece seyrediyorlar. Sağlık çalışanlarına şiddeti önlemenin yolu, TWİT atmak, kınamak değildir. Ya da ülke genelinde yetkili olup ta, etkili olamayan, alanlara çıkamayan sendikaların yaptığı gibi TWİT etkinlikleri yapmak hiç değildir. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti önlemenin yolu üzüntü belirtmek, geçmiş olsun dileklerinde bulunmakta değildir.
Sağlık çalışanları dayak yiyor seyrediyorsunuz.Sağlık çalışanları kamu hastanelerinden istifa ediyor seyrediyorsunuz. Sağlık çalışanları yurt dışına çalışmak için gidiyor seyrediyorsunuz. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, sağlık çalışanları darp ediliyor, katlediliyor yine seyrediyorsunuz.
Artık yeter. Seyretmeyi bırakın. Bunca olumsuzluğa rağmen sağlıkta şiddetle ilgili ne bir düzenleme yapılmıştır. Ne de, bir tedbir alınmıştır. Hastane girişlerine X REY cihazları koymakla, BEYAZ KOD’un yanına birde GRİ kod eklemle sağlıkta şiddeti önleyemezsiniz.
Vatandaş üzerinde hiçbir etkisi olmayan, şiddete uğrayan sağlık personelinin hakkını aramak için başvuruda bulunduğu BEYAZ KOD uygulamasından da vazgeçin. BEYAZ KOD uygulamasına başvuran sağlık personelinin mahkemelerde hak aramaya çalışması, defaten mahkemelere gidip gelmesi, şiddete uğrayan sağlık personellerinin BEYAZ KOD vermelerinin de önüne geçmektedir.
ALO 184 Şikayet hattıyla sağlık çalışanlarını sürekli şikayet ettirip, soruşturma açmayın. ALO 184 şikayet hattını kapatın.
Etkin yasalar çıkarın. Mesela; şiddet uygulayan vatandaş belli süre sağlık hizmetini ücretli alsın. Mesela sağlıkta şiddet uygulayan 3 gün nezarette kalsın. Suçluluğu kesinleşen vatandaşın cezasına HGB (hükmün geri bırakılması) uygulanmasın.
Bizler sağlık çalışanları olarak; ‘Hekimlerin eli hastaların cebinde’ diyen bakanlar, ‘Hekim efendinin dönemi bitti’ diyen başbakanlar, “giderlerse gitsinler” diyen makamlar gördük
Biliniz ki; yaklaşık 20 yıldır tüm uyarılara rağmen sağlıkta şiddet ile ilgili tedbir almayanlarda, sağlıkta şiddetin suç ortaklarıdır.