Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU'nun Sağlık Turizmi kitabı 4. baskısı çıktı.
Dünyanın, turist girişleri açısından ilk 10 büyük turizm destinasyonu içerisinde yer alan ülkemiz, son yıllarda sağlık alanında yaptığı önemli reformlar, sağlık tesislerinde görülen gelişmeler ve özellikle özel hastanelerin bu alanda gösterdiği profesyonel çabalar sonucunda, sağlık turizminde yaşanan olumlu gelişmeler dikkat çekmektedir. Ülkemiz, gerek turizm ve gerekse de sağlık sektörü açısından, dış dünya ile rekabet gücünün artışında önemli bir gelişme kat etmiştir. Sağlık ve turizm sektörlerinin beraber çalıştığı sağlık turizmi alanı, ülke ekonomileri açısından son yıllarda büyük önem arz etmeye başlamıştır. Bu iki sektörün sinerjisi ile sağlık turizmi alanında, Türkiye’nin dünya pazarından hak ettiği yeri alması için ise tüm paydaşların desteğine ihtiyaç vardır.
Turizm, yarattığı katma değer, istihdam ve döviz geliri bakımından Türkiye ekonomisinde son 20 yılda önemli atılım gösteren sektörlerden biri haline gelmiştir. Dünya Turizm Örgütü tarafından 2023 yılı sonunda uluslararası turizm gelirlerinin 1,4 trilyon $’ı bulacağı ancak 2019 yılında ulaşılan 1,5 trilyon $’lık hacimden halen %7 daha az olacağı tahmin edilmektedir. Küresel GSYH’nin %10,4’ünü oluşturmuştur, 2022 yılında turizm sektörü küresel GSYH’ye %7,6 oranında katkıda bulunmuştur. Turizm gelirlerinin Gayri Safi Milli Hasıla’daki (GSMH) payı 2019 yılında yaklaşık yüzde 4,6. Türkiye’nin yeni dönemdeki hedefi bu oranı yüzde 8’e getirmektir. Aynı dönemde turist sayısı 51,7 milyon kişiye çıkarken, turizm geliri ise 35 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye Turizm Stratejisi 2023’e göre (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007: 3), 2023 yılında 63 milyon turist, 86 milyar $ dış turizm geliri ve turist başına 1350 $ harcama hedeflenmektedir.
2019 yılı verilerine göre, ülkemiz dünyada en çok turist kabul eden ülkeler sıralamasında 7. sırada yer almıştır. Dünya Turizm Örgütü 2030 ‘a doğru turizm öngörüsüne göre 2030 yılında uluslararası turist sayısının 1 milyar 800 milyon kişiye ulaşacağı beklenmektedir (UNWTO, 2014; UNWTO, 2020, UNWTO, 2023).
Gelen turistlerin yaptıkları harcamaların harcama kalemlerine göre dağılımına baktığımızda %3,09 lık oranla sağlık harcamaları alt sıralarda yeralmaktadır. Turizm gelirleri içerisinde sağlık turizminin payı ise çok düşük seviyededir (yaklaşık %1-2 civarında). Ancak sağlık turisti normal bir turistin yaklaşık 8-10 katı daha fazla gelir getirme potansiyeli sahiptir (Normal bir turistin ortalama harcaması yaklaşık kişi başı 850-900 dolar civarında iken, sağlık turisti 3-10 bin dolar civarında harcama yapmaktadır) olan sağlık turizminin önemi son yıllarda kavranmıştır. Nitekim bu alanda gerek ülkemizde gerekse dünyada çok sayıda kitap, makale, tez yazılmış, kongre ve sempozyum düzenlenmiştir.
En genel anlamda sağlık turizmi, kendi yaşadığı yerden başka yerlere sağlık amacı ile seyahat eden insanların oluşturduğu turizmdir. Geçmiş yıllarda sağlık turizmi denilince ülkemizde ilk akla gelen termal ve spa turizm olmuştur. Bunun nedeni, su kaynakları açısından Türkiye’nin zengin olmasının yanı sıra, sağlık turizminin diğer alanlarının (medikal turizm ve yaşlılara yönelik bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin) yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bu nedenle de, yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak termal turizm konusunun işlendiği görülmektedir
Sağlık turizminin literatürdeki genel kabul görmüş sınıflandırılmasına göre, temel 3 alt bileşeni: (i) Termal turizm ve spa-wellnes turizmi, (ii) Medikal turizm, (iii) Yaşlılara ve özürlülere yönelik bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini de içeren turizm hizmetleri olduğu görülmektedir. Son yıllarda geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları da sağlık turistlerinin ilgisini çekmektedir.
Gelişmiş ülkelerde ortalama ömrün uzaması ve genel nüfus içindeki yüzdesinin her yıl artması, ileri yaş bakım gereksinimleri karşılamak ve ileri yaş grubunun “daha sağlıklı” olmasını sağlamak için ayrılan medikal harcamalarda tasarruf arayışını sağlayacak yöntemleri aramaya itmektedir. Termal ve medikal tedavi amaçlı turizm yanında ileri yaş turizmi de önemli bir sağlık turizmi dalı haline gelmiştir. Rehabilitasyon/ bakım hizmetlerini de içeren ileri yaş turizmi sağlık turizmi alanında önemli bir pazar imkanı sunmaktadır. Özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri bu konuda önemli bir pazar oluşturmaktadır. Örneğin, ortalama insan ömrü İsveç’te 2010 yılı itibariyle 80 yaşı aşmakta ve 9,5 milyon nüfuslu ülkede 65 yaş olan emeklilik sınırını aşanların oranı %18’i bulmaktadır. 2030’da ise bu oranın yüzde 30’a ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Bir diğer sağlık turizmi bileşeni olan medikal turizm, son yıllarda ön plana çıkmış bir turizm alanıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya nüfusunun giderek yaşlanması ile hastalık yükü içerisinde kronik hastalıkların ağırlığının artması ve buna bağlı olarak artan tedavi harcamaları, hem ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerini, hem de genel olarak tedavi hizmetlerini kısmen ya da tamamen kendi gelirleriyle karşılayan kişileri zorlamıştır. Ayrıca, sağlık olanakları ve sağlık uzmanlarının yetersizliğiyle, muayene ve tedavi için bekleme sürelerinin uzunluğu ve sağlık prosedürlerinin yetersizliği, artan sağlık harcamaları, diğer taraftan, ülkeler arası ulaşım imkânlarının artması ve iletişim teknolojilerinin hızla gelişmesine bağlı olarak yurt dışındaki hastaneler hakkında daha kolay bilgi edinebilmeleri, internet ve sosyal medyanın etkisi, kişilerin sağlık hizmeti almak için yurt dışına çıkmalarını kolaylaştırmıştır. Dolayısıyla, kişilerin hem bekleme sürelerinden kurtulmaya yönelik hem de daha düşük maliyetli kaliteli sağlık hizmet alma taleplerindeki artış ve gelişmiş ülkelerde sağlık turizmi konusunda yapılan düzenlemeler medikal turizmin giderek önem kazanmasında etkili olmuştur.
Bu durum kişilerin maliyetleri daha düşük olan Hindistan, Tayland (Thailand), Türkiye, Singapur (Singapore), Malezya (Malaysia), Hollanda (Nederland), Polonya (Poland) ve Meksika (Mexico) gibi ülkelere tedavi olmak amacıyla gitmelerine sebep olmaktadır. Ancak hala karmaşık , ileri teknoloji ve tedaviye ihtiyaç duyan branşlar için ABD, Almanya, İngiltere ve Kanada gibi gelişmiş ülkelere sağlık turistleri gitmeye devam etmektedir.
Türkiye’nin sağlık turizmi pastasından istediği payı alabilmesi için sağlık kuruluşlarının hizmet kalitesini geliştirmesi ve akredite olmaları, fiziksel ve tıbbi donanım açısından yeterli hale gelmeleri ve daha ucuz tedavi sunmaları yanı sıra başka enstrümanları da kullanmaları gerekmektedir. Marka hastaneler yaratmak veya Hindistan’ın müslüman ülkelerden gelecek hastaları çekmek için uyguladığı “Helal Sertifikalı Hastaneler” uygulamaları gibi yeni pazarlama yöntemleri belirlemesi gerekmektedir. Türkiye’nin gerek İslam ülkelerinden, gerekse Türk Cumhuriyetlerinden hastaları kendisine çekmesi için JCI akreditasyonun yanı sıra, tarihi ve kültürel yakınlığı, yemek, dini hassasiyetler ve alternatif ürünler gibi manevi ve kültürel miraslar gibi faktörleri de devreye sokmasında yarar vardır. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerden hasta çekilmesi için ise, nitelikli uzman kadroların varlığı, hasta güvenliği ve temizlik gibi hijyen faktörlerini ön plana çıkartmasının yanı sıra ulaşımda ucuzluk sağlayarak (hava yolu şirketleri ile anlaşılarak) ve vizesiz hasta kabulü gibi stratejileri de devreye sokarak pazar payını artırması mümkün olabilecektir. Bunun yanı sıra hükümet medikal turizm sektörünü teşvik etmek ve desteklemek için sağlık serbest bölgeler yanında, yatırımcılara ve sağlık işletmelerine yönelik çeşitli teşvikler sunabilir.
Ülkemizde son yıllarda sağlık turizmi konusunda yapılan araştırma ve çalışma sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir. Sağlık Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatınca bu konuda yapılan proje, kongreler yanı sıra üniversitelerde yapılan tez çalışmaları ve makalelerde önemli bir artış olduğu görülmektedir. Ancak ülkenin pazar payının artırılmasına yönelik çalışmaların bütüncül bir bakış açısıyla yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca, Türkiye Turizm Stratejisi–2023 ve Eylem Planı (2013), ülkemizin doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi değerlerini koruma-kullanma dengesi içinde kullanmayı ve turizm alternatiflerini geliştirerek ülkemizin turizmden alacağı payı arttırmayı hedef almaktadır. Türkiye Turizm Stratejisi-2023’ün öngördüğü hedeflerle ülkemizin her yanına dağılmış durumda bulunan sağlık, termal, vb. açılardan önemli yer ve yerleşmelerin tek tek ele alınmasından çok bunların birbirleriyle uyumu sayesinde daha cazip ve daha güçlü alternatif varış noktaları ve güzergâhlar oluşturulması, kümelenmelerin sağlanması öngörülmektedir denilmektedir.
Sağlık Turizminin geliştirilmesi konusunda, Sağlık Bakanlığı, son yılarda önemli adımlar atmış, bu konuda birimler oluşturmuş, yönetmelikler çıkartılmış, USAŞ kurulmuş ve uluslararası kongrelerin organize edilmesinde öncülük etmiştir. Ayrıca Sağlık Bakanlığına bağlı Sağlık turizmi alanında faaliyet gösterecek hastanelerde konaklama hizmetlerinin kalitesini geliştirmek amacıyla, hastane yönetim kadrolarına otelcilik hizmetleri müdürlüğü kadrolarını tahsis etmiştir. 2017 yılında ise ‘Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik’ yayınlamıştır. Sağlık turizminin geliştirilmesi, kamu ve özel sağlık kuruluşlarına danışmanlık hizmetleri vermek üzere Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi (USAŞ) kurulmuştur. Ayrıca Turizm Fakültelerinde ve Sağlık Kurumları İşletmeciliği/ Sağlık Yönetimi bölümlerinde “sağlık turizmi” dersinin ders müfredatlarına konulmaya başlanmış ve sağlık turizmi alanında önlisans, yüksek lisans ve doktora programları açılmıştır. Bunlara ilave olarak, özellikle akredite olmuş bazı özel hastanelerin ve üniversite hastanelerinin de bu konuya giderek artan bir önem verdikleri gözlenmektedir. Sağlık turizmi alanında bilgi eksikliğini gidermek amacıyla, turizm, sağlık turizmi ve sağlık kurumları işletmeciliği alanında uzman akademisyenlerin ve hastane yöneticileri ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katkıları ile hazırlanan bu çalışmada, konu çok boyutlu olarak ele alınmıştır. Birinci baskıda Turizm ve Türleri, ekonomiye katkısı ve turizm politikaları, sağlık turizminin üç ana bileşeni ( Medikal turizm, Termal Turizm, ileri yaş ve engelli turizmi) ayrı ayrı ele alınmış, sonraki bölümlerde ise sırası ile sağlık turizminde pazarlama stratejileri, sağlık turizminde tanıtım ve tutundurma karması elemanları, turist sağlığı ve turizmde çalışan sağlığı, sağlık turizminde etik, sağlık turizmi alanında yapılmış bilimsel çalışmalara yer verilmiştir. İkinci baskıda birinci baskıdaki konulara ilave olarak, Sağlık Turizminde Dijital Pazarlama, Sağlık Turizminde Markalaşma, Sağlık Turizminde Aracı Kurumlar, Sağlık Turizminde Teşvik Politikaları, Sağlık Turizminde Kalite ve Akreditasyon, Sağlık Turizminde İnovasyon konularına ve ekler bölümünde ise yeni yayınlanan yönetmelik, teşvik kararı ve genelgesine yer verilerek kitap daha da zenginleştirilmiştir. 3. Baskı da ise Sağlık Turizminde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları ve Sağlık Turizminde Diaspora üniteleri eklenmiştir. 4. Baskıda ise mevcut bölümler güncellenmiş ve geliştirilmiş, süreç yönetimi ve dental sağlık turizmi üniteleri eklenmiştir. Bu çalışmanın sağlık turizmi konusunda faaliyet gösteren kuruluşlar yanında, alanda insan gücü yetiştiren üniversiteler için yararlı bir kaynak teşkil edeceğini ümit ediyoruz. Çalışma, sizlerin değerli katkı ve eleştirileri ile daha da zenginleşecektir. Kitabın hazırlanmasında katkı veren aşağıda isimleri yeralan değerli yazarlarımıza çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Ünite Yazarları
1. Ünite: Prof. Dr. S. Gül GÜNEŞ
Arş. Gör. Ayşe Selin DÜLGER
2. Ünite: Doç. Dr. Gonca GÜZEL ŞAHİN
Prof. Dr. Şule TUZLUKAYA
3. Ünite: Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU
Doç. Dr. Murat BAYRAM
4. Ünite: Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU
Doç.Dr. Aysu ZEKİOĞLU
5. Ünite: Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU
Dr. Öğretim Üyesi Nurperihan TOSUN
6. Ünite: Prof. Dr. Mustafa GÜLMEZ
7. Ünite: Prof. Dr. Mustafa Necmi İLHAN
Prof. Dr. Sinem SOMUNOĞLU İKİNCİ
8. Ünite: Prof. Dr. Ali YAYLI
Uzm. Gökhan NEBİOĞLU
Dr.Öğr.Üyesi Erdem Şimşek
9. Ünite: Prof. Dr. Kurtuluş KARAMUSTAFA
Dr.Öğr. Üyesi Mehmet Halit AKIN
10. Ünite: Prof. Dr. Oğuz IŞIK
Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU
11. Ünite: Doç. Dr. Alper GÜZEL
12. Ünite: Dr. Demet GÖKMEN KAVAK
Prof. Dr. Afsun Ezel ESATOĞLU
13. Ünite: Prof. Dr.Cemalettin AKTEPE
Arş. Gör. Zeynep AÇIKEL
14. Ünite: Dr. M. Fatih SOMUNCU
Tuba ARIZ
15. Ünite: Öğr.Gör. Fırat SEYHAN
Prof. Dr. E. Asuman ATİLLA
16. Ünite: Uzm.Mt. Pt. Suat PINAR
Prof.Dr.Dilaver TENGİLİMOĞLU
Prof.Dr.Haluk ÖZSARI
17. Ünite: Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU
Prof. Dr. Yeter DEMİR USLU
Hasan SALI
18. Ünite: Meri İSTİROTİ
19.Ünite: Dr.Öğr.Üyesi Gülhan KALMUK