Koronavirüs salgını sürecinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri çeken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı başkanlığı ile Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları
Koronavirüs salgını sürecinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri çeken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı başkanlığı ile Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği başkanlığını yürüten Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a karşı sosyal medyada bir kampanya başlatıldı.
Noel Baba Derneği Başkanı ve 5GVirusNews Platformu Sözcüsü Muammer Karabulut, Prof. Mehmet Ceyhan hakkında Antalya Terör ve Örgütlü Suçlar Savcılığı’na yaptığı suç duyurusunun ardından “Ruhsatı bulunmayan ve yasal bir zemini bulunmadığından dolayı da Acil Kullanım Onayı (AKO) ile ne idiğü belirsiz konumda olan aşılar için, bir bilim insanının halkı tehdit ederek korkutmasının karşılığı bilim yapmak değil resmen terör faaliyetlerdir,” açıklamasında bulundu.
Suç duyurusuyla birlikte sosyal medyada da “MehmetCeyhanTutuklansın” etiketiyle paylaşımlar yapıldı.
Yeni Akit gazetesi sosyal medya paylaşımlarını “Mason uzantısı Rotary Kulübü’nden aldığı ödülü gururla paylaşan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Koronavirüs sürecinde yaptığı çelişkili açıklamaları sebebi ile kamuoyunun tepkisi çekmişti. Sosyal medyada bugün, ‘Mehmet Ceyhan tutuklansın’ çağrısı yapıldı,” ifadeleriyle haberleştirdi.
Yeni Akit’in haberinde, “Pandemi ile mücadele sürecinde önce kendisini Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi olarak tanıttı. Bir süre sonra geri adım atarak, ‘Ben Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi değilim. Açıklamalarım Sağlık Bakanlığı’nı bağlamaz.’ dedi. Sürecin en başında ‘Maske koruyucu değil’ ifadesini kullanmış, birkaç ay sonra ise “Maskesiz sokağa çıkanlar cezalandırılmalı.’ diyecek kadar yön değiştirmişti. Son olarak da aylarca yaptığı ‘tam kapanma’ çağrısı uygulamaya girdiği gün ‘Tam kapanma böyle olmaz’ dedi. Vatandaşların, sürekli birbiri ile çelişen ifadeler kullanarak kamuoyunun kafasını karıştıran Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a tahammülü kalmadı,” şeklinde saldırgan ifadeler kullanıldı.(t24.com.tr)
***
Mehmet Ceyhan neden hedef?
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a yönelik bazı iddialar ortaya atılıyor son dönemde. Adeta bir karalama kampanyasına dönüşen bu iddialara cevabını almak için dün kendisini aradım. İşte Prof. Ceyhan’ın olan bitene bakışı ve yanıtları:
GIDA TAKVİYESİ LOBİSİ
- Beni yıldırmaya çalışıyorlar ama ben onları okumuyorum bile. Bunlar yeni değil, daha önce de saldırdılar bana. Dikkate almıyorum...
- 40 senedir uğraşıyorum ve tanıyorum bunları. Biliyorum kim olduklarını. Bunlar gıda takviyesi firmalarıyla ciddi menfaat ilişkileri olan insanlar. Gıda takviyesi ürünleri öyle büyük bir pazar ki… Aşı pazarının onlarca katı büyüklüğünde bir pazar var o sektörde. Üstelik o alan Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde de değil. Tarım Bakanlığı denetliyor.
AŞI KARŞITI KAMPANYA
- Gıda takviyesi firmaları, o lobi, bu insanları görevlendiriyor. Bu insanlar bir şekilde aşıyla ya da aşıyı savunan insanlarla mücadele edecek ki o menfaatleri karşılansın.
- O takviye ürünlerinin çoğu “Bunu alırsanız hastalanmazsınız, bu sizi hastalıktan korur” sloganıyla pazarlanıyor. Halbuki, aşı dışında herhangi böyle bir yöntem yok. Yani bir gıda takviyesi alarak hastalıktan korunamazsınız.
- Bunun için de önce aşıyı kötülemeleri lâzım. Burada dertleri ben değilim; aşı. Ben 40 senedir aşı savunuculuğu yaptığım için bana saldırıyorlar.
- Bana yalanlarla saldıranlara bakıyorum. Hekim, sağlık mensubu, epidemiyolog ya da halk sağlığı uzmanı değiller. Ben öyle insanlarla tartışmaya girmem.
CEYHAN AILESİ
- Bir de aile meselesi var… Pfizer’dan Ceyhan soyadlı birini bulmuşlar. “Oğlu orada çalışıyor” diyorlar. Uzaktan yakından hiçbir ilgim yok bu kişiyle. Soyadım sebebiyle ben Ceyhanlıyım zannediyorlar ama ben Elazığlıyım. Amaç insanların zihninde şüphe uyandırmak ama son derece cahilce, çocukça şeyler bunlar.
- Benim dört evladım var. Büyük oğlum Türkiye Petrolleri’nde çalışıyor. Gemiyle doğalgaz arıyor. Kızım Bilkent mezunu. Tamamen kendi çabasıyla, çalışıp bursla Harvard’da doktora yaptı, şimdi ABD’de Cornelle Üniversitesi’nde moleküler genetikçi. Damadım da öyle. Diğer iki evladım ABD’de doğdu, orada okudular. İkizler… Onlar da şimdi üniversiteye başlayacaklar.
ÜÇ BİLİM KURULUNDAYIM
- Ben bilim kurulu üyesi değilim ve ilk günden beri istisnasız her programda söyledim bunu. Hep düzelttirdim.
- Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi değilim ama Sağlık Bakanlığı’nda halen çocuk felci, kızamık ve grip bilim kurullarındayım. 20’nin üzerinde bilim kurulu var bakanlıkta. Kış gribi, domuz gribi gibi daha önceki salgınlarda da bilim kurulu üyesi, hatta basın sözcüsüydüm.
- Burada önemli olan ben değilim. Önemli olan aşı. Dünyada aşı yapmayan, aşı peşinde koşmayan bir tane ülke var mı?
-İnsanlar aşı beklerken doğrudan yapamadıkları için yalan ve iftiralarla bana saldırarak, benim üzerimden yapıyorlar aşı karşıtlığını.(Murat Çelik/ posta)
***
Ekran şöhreti
Geçen pazartesi…
Kanallar arasında dolaşırken Cnntürk'te Ahmet Hakan'ın “Tarafsız Bölge” programında, Prof. Mehmet Ceyhan'ın sözlerine denk geldim:
-“Ahmet Bey, salgın gerçek mi, değil mi; önlemler gerekli mi, gereksiz mi? Bunu yayında bulunan arkadaşlarınıza sorar mısınız; böyle düşünen var mı?”
Konukların şaşırdığını tahmin ediyorum; her daim olduğu gibi Prof. Ceyhan alınganlık gösteriyordu…
Hakan Bayrakçı, “Hocam sizi dinlemeyeceğiz de kimi dinleyeceğiz” dedi.
Ahmet Hakan, “ben şahsen salgın başladığından beri Mehmet Hoca'nın dediklerine kulak kesiliyorum. Onun dedikleri doğru çıktı…”
Gazeteci Murat Çelik, iltifatlara katıldı.
Gazeteci Şaban Sevinç, “bilim adamı doğruları söyleyince tepki çekiyor; doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” dedi.
Lokantacılar – Pastacılar başkanı Aykut Yenice aşırı övgüye “ellerinizden öperim” diye devam etti…
İlgi bu kadar yoğun olunca Prof. Ceyhan şunu dedi:
-“Salgınla mücadeleye zarar verecek ifadeler kullanan yayın organları kapatılmalıdır!”
Ahmet Hakan araya girdi: “Adam derse; ‘Korona'ya inanmıyorum bu benim ifade özgürlüğüm'…”
Prof. Ceyhan meseleyi şuraya taşıdı; “Bir ülkeyle savaşa girdik, askerlere savaşa giderken ‘gitmeyin, bu savaş bizim savaşımız değil, bu savaş yalandır' demekten daha da kötüdür bu durum! Buna ne laf yakıştırırsınız?”
Hakan Bayrakçı yanıtı verdi: “Vatan haini!”
Konuşmaları şaşkınlıkla takip ettim…
“Bilim” sözcüğünü ağzından düşürmeyen tıp insanlarının, hiç kuşku duymayan kendinden emin olma hali beni hep şaşırtıyor. Prof. Ceyhan pandemide bunun prototipi oldu!
Bu kadar mı toplumsal belleği zayıf/ hafızasız toplum olduk?
“Prof. Ceyhan” deyince aklıma gelen, geçen yıl martta çıktığı NTV ekranındaki sözleri geliyor:
-“Sağlıklı kişinin maske takmasına gerek yok” dedi.
-“Maske güvenilir değildir” dedi.
-“Maskenin ömrü sadece 2 saattir” dedi.
Bugün… “maskesiz sokağa aman adım atmayın” diyor; “evde bile kullanın!”
Bugün… Ekranda hukukçulara soruyor:
–“Sosyal medyada kimlikleri belli olup, insanları kışkırtan, ‘maske takmayın, maske zararlı, tedbir almanıza gerek yok' diyen gruplar var. Bunlara karşı bir yaptırım ya da cezai müeyyide olabilir mi?”
Dün dündür…
Bugün bugündür…
Prof. Ceyhan meydanı boş buldu konuşuyor.
Bitmedi…
Prof. Ceyhan'ın önceleri aşıdan hiç umudu yoktu.
-“Oldukça zor iştir aşı. Benim düşündüğüm; aşının uygulanabilir hale gelip uygulanması yüzde 5 olasılık!”
Aşı bulununca “tünelin ucundaki ışık göründü” dedi…
Sonra…
Sinovac aşısıyla ilgili, “60 yaşın üzerinde etkisi olduğuna dair veri yok. Bu gruba aşı yapmak açıkçası tamamen kumar” dedi…
Çok geçmedi; “Aşı olalım mı olmayalım mı diye bir tartışmaya gerek yok” diye konuştu…
Hangisini yazayım?
Bir örnek daha vereyim:
Önce, “mutasyon” diyenlere dudak büktü.
Sonra, “mutasyonu” dilinden düşürmez oldu.
“COV 19 mutasyona uğrarsa ne olacak” sorusuna şu yanıtı verdi:
-“Kötü bir mutasyon da olabilir mi, düşüncesi olabilir. Bu tabii binlerce kat daha düşük bir ihtimal. Virüsün özelliğini kaybedip daha az bulaşır hale gelmesi için o dikensi yapısında herhangi değişiklik yeterli olabilir. Ama daha kötü hale gelmesi için çok özel değişiklik olması lazım, o çok daha düşük bir ihtimal…”
Şunu da söyledi:
-“Eğer gerçekten orijinal virüsten daha hızlı yayılıyor ise, salgının bitmesi için beklediğimiz mutasyonun başlangıcı olabilir.”
Dediklerinin tam tersi çıktı!
Bugün diyor ki:
-“Tam kapanma şart… Buna karşı çıkanlar vatan hainidir!”
Karşımızda böyle “bilim insanı” var!
Ekrana ilk çıktığı günlerde alt yazılarda adının önünde “Bilim Kurulu Üyesi” yazılıyordu; hiç sesini çıkarmadı. Sonra, olmadığı ortaya çıktı…
Yine bir Ahmet Hakan programında, “Allah neden virüsleri yaratmış? Çünkü insanların belli bir sayının üzerinde çoğalmaması gerekir. Yoksa insanlar yiyecek ekmek bulamaz” dedi…
Prof. Ceyhan'ın ekrana çıkmasının yasaklanmasını isteyecek değilim. Aksine. Daha da çok çıksın ki, “bilim dünyamızın” ibretlik hali görülsün.
Ekranda daha neler söyleniyor neler… Susuyorsam bir avuç kalmış hekimlere saygımdan susuyorum…
Keşke denk gelmeseydim ekranda, o “vatan haini” sözlerine, ayıptır! (Soner Yaşçın/sözcü)
Güncel bilimsel bilgileri aktararak toplumu aydınlatmaya, yöneticileri ve halkı uyarmaya çalışan, aralarında dernek üyelerimizin de bulunduğu bilim insanlarına yönelik saldırgan tutumlar ve yıldırma girişimleri bugün Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a yapılanlarla birlikte göz ardı edilemez boyuta ulaşmıştır. Bilim insanlarına yapılan saldırılar onları hedefliyor görünse de asıl olarak bilimsel düşünceye, bilimsel yönteme yapılmaktadır. Bu akıl dışı saldırıları şiddetle kınıyor, ülkemizde bilimden ve bilimsel düşünceden yana tüm kişi ve kurumları bilime ve bilim insanlarına destek olmaya çağırıyoruz.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’dan kendisini hedef gösterenlere yanıt
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, hakkında başlatılan kampanyaya yanıt verdi.
Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ceyhan, koronavirüs salgını ve aşılama ile ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösterilerek, ‘#MehmetCeyhanTutuklansın’ etiketiyle paylaşım yapılması ve hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin DHA’ya açıklama yaptı.
Prof. Dr. Ceyhan, “Beni şikayet edenler, sosyal medyada hakkımda yalan, iftira dolu haberler yazanlar, şunu bilsinler ki ben hiç dikkate almıyorum, yazdıklarını okumuyorum. 30 yıldır bunu yapıyorlar. Ben 30 yıldır aşının önemini, bilimsel yaklaşımın önemini anlatıyorum. Bundan zarar gördüğünü düşünen bir kesim varsa onların yazdıkları, söyledikleri çöp kadar önemli değil benim açımdan. Paniğe sevk etme meselesine gelirsek doğrular, panik yaratıyorsa ki o fikirde değilim. Tam tersine ben halka da direkt hitap etmeden, devlete de ‘Şunları yaparsanız bu salgın daha kolay kontrol altına alınır’, ‘Şunlarla salgınla mücadele zarar görür’ diye konuşuyorum.” dedi.
CİMER’E ŞİKAYET EDİLMİŞ
Prof. Dr. Ceyhan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikayet edildiğini de vurgulayarak, “Kasım ayında bir vatandaş, beni Antakya’dan CİMER’e şikayet etmiş. Yazısı geldi daha yeni, cevap yazdım. Çok enteresan, diyor ki ‘Halkı paniğe ve korkuya sevk ediyor’. Örnek olarak da bir gazetede çıkan haberin fotokopisini eklemiş. O haberde ben şöyle diyorum; ‘Kasım ayında vakalar azalmıştı, şunları yapmazsak biz 3’üncü dalgayı yaşarız, şunlar yapılırsa yaşamayız’. Şikayet edenin şanssızlığına bakın ki hemen arkasından çok büyük artış dalgası yaşamışız. Onun beni suçladığı şeyde belki benim dediklerim dikkate alınsaymış belki bu düzeyde yaşamayabilirmişiz. O yüzden hiçbir önemi yok benim için. Onların 30 yıldır çok organize saldırmalarına alıştım.” diye konuştu.