İş için İstanbul‘ da bulunuyordum, kaldığım misafirhanede baktım mesangerda bir mesaj ; Sevgili öğretmenim ben öğrenciniz Özgür Çağlar, sizi arıyordum. Telefon numaram bu, arar mısınız beni ? Aradım. Özgür anlatırken ben gözyaşları içinde dinliyordum. Meğer Özgür Gaziantep‘ in bir köyünde oturuyorlarmış, elektriği bile olmayan. Babası okusun diye ortaokula Gaziantep‘ e amcasının yanına göndermiş. Özgür gelmiş şehire ama o kadar küçük, hergün bir sürü yol yürüyor, köyden geldiği için sınıfta kimse yanına oturmuyor, bütün dersleri zayıf ve ailesini çok özlüyor. Benim de o yıl tayinim dönemin ikinci yarısı Gaziantep e çıkıyor. ”Öğretmenim siz sınıfa geldiniz ,başımı oksadiniz, Özgür ne kadar güzel resim yapıyorsun dediniz ve daha sonraki günlerde sakin resim yapmayı bırakma deyip bir resmimi yarışmaya gondermistiniz. Ben şimdi resim öğretmeni oldum ve 3 kardeşim daha resim öğretmeni. Özgür Çağlar şimdi öğretmenden çok fazlası, hiperrealist balmumu heykelleri, metal heykelleri ile dünya çapında bir sanatçı olmayı hakediyor, Şimdi Özgür le öğretmen öğrenci sergi, çalıştay ve fuarlarda birlikteyiz.Gurur duyuyorum onunla ...