ABD’li cerrahların, 7 saatlik bir operasyonla kalp rahatsızlığı olan bir hastaya domuz kalbi nakletmesi bilim dünyasında çığır açtı. Türk uzmanlar, ABD’de yapılan bu müthiş nakil operasyonunu Hürriyet’e değerlendirdi...
TÜRKİYE’DE DE YAPILABİLİR...
Prof. Dr. Bingür Sönmez: Domuzdan nakil denenmesinin nedeni bağışıklık sisteminin insana daha yakın olması ile 6 ayda erişkin hale gelerek 12 yavru yapabilmesi. Domuz embriyosu alınarak laboratuvarda 4 reddetme geni bloke ediliyor, 6 kabul geni ise aktive ediliyor. Dolayısıyla hastanın bağışıklık sisteminin organı kabul etmesi sağlanıyor. Organ nakilleri için çok büyük bir ümit kaynağı. Burada iki risk var. Biri erken reddetme, diğeri ise kronik reddetme. Vücut, organı 4 gün içinde reddederse erken reddetme oluyor. Şu an için bu süre aşılmış gibi görünüyor ve kronik reddetme dönemine giriliyor. Eğer hasta 3 ay içinde reddetmezse başarı üstüne başarı demektir. Domuzun ömrünün az, yaşlanma hızının ise çok fazla olması bir diğer risk. Buradaki başarı aslında nakil yapan kalp cerrahlarının değil daha ziyade genetik mühendislerinin başarısıdır. Türk bilim insanlarının da bunu yapabilme imkânı vardır. Türkiye’de de çok değerli hocalar ve altyapı mevcuttur. Benzer başarıyı burada da bekliyoruz.
KALP NAKİLLERİNDE KADAVRA YETERSİZ
Prof. Dr. Melih Us: Organ nakillerinde Kalp Nakli, ihtiyacı karşılamıyor. Çünkü böbrek ve karaciğerde hasta öldükten sonra organı hızlıca alabilirsiniz ancak kalpte sadece beyin ölümü gerçekleştirildikten ve kalp fonksiyonları bozulmamış ise organ alınabiliyor. Yapay kalp ise sınırlı bir süre kullanılabiliyor. Ancak bir hayvandan nakil olduğunda bu ayarlanabilir, çünkü vücuda uyum sağlıyor. Dolayısıyla bu olay organ nakillerinde en önemli dönemeç. Buradaki en büyük risk domuzun kalbinin büyümesi ihtimali. İnsan kalbi 18-20 yaşlarından sonra büyümüyor ancak domuzlarda böyle değil. Bir diğer risk de beklenmedik bağışıklık tepkileri olabilir. Umarım bu hasta bir başlangıç olur. Bunda başarı sağlanmasa bile gelecekte başarılacaktır.
ORGAN KITLIĞINA ÇARE OLABİLİR
Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan: Kalp nakillerinde en büyük sıkıntımız canlıdan nakil yapılamaması. Böbrek ve karaciğerde aileden vericiler olabiliyor ancak tedaviye cevap vermeyen hastalar için tek umut kalp nakli. Türkiye’de pandemi öncesi yılda 100 kadar kalp nakli gerçekleştiriliyordu. Ancak pandemi nedeniyle son 2 yılda, nakil sayısı yıllık 30’a kadar düştü. Fakat bekleyen hasta sayısı binden fazla. Temel amaç, hayvanların insanların organları için bir nevi yedek parça olması durumu. Başarılı olursa bu nakiller organ kıtlığına çözüm getirir.
İSLAM’DA HARAM TARTIŞMALARINA CEVAP:
ZARURETSE CAİZDİR
Diyanet İşleri Başkanlığı: Hayati öneme sahip bir tedavinin helal olan nesnelerle yapılabilme imkânı bulunmadığı hâllerde (zaruret gereği), haram olan nesnelerden de yararlanılabilir. Bu itibarla, kalp kapakçığının değişmesi zorunlu olan bir hastanın tedavisinde, helâl yollarla bir alternatif bulunmaması ya da bulunan diğer çözümlerin verimli ve sağlıklı olmaması halinde, domuzdan elde edilen kalp kapakçığının kullanılması da caiz olur.
ABD’de ilk kez Maryland Üniversitesi’nde 7 Ocak’ta bir domuzun embriyosundan alınarak laboratuvar ortamında genetiği değiştirilen kalp, 57 yaşındaki David Bennet isimli hastaya nakledildi. Hastanın durumu gayet iyi.
ZENOTRANSPLANTASYON DAHA ÖNCE DE DENENDİ
Hayvandan insanlara yapılan nakillere zenotransplantasyon deniyor. Tarihi çok eskilere dayanan ve birçok kez başarısız olan nakillerin en çok bilineni kalp problemiyle doğan Fae Beauclair’in operasyonu. 1984’te California’da babun cinsi maymundan alınan bir kalp, başarılı şekilde Fae’ye nakledildi. Ancak operasyondan 1 ay sonra bebek hayatını kaybetti. Bilim dünyası zenotransplantasyonu tıp etiği açısından tartışmaya devam ediyor. Yöntemin hasta için son çare olması gerektiği belirtiliyor.