Toplumdaki 3 kişiden 2’si yaşamında en az 1 kez omuz sorunu yaşıyor. Omuz eklemi anotomik yapısı nedeniyle kişiye vücudun başka bir ekleminde olmayan eşsiz bir hareket (her yöne dönme ve hareketlerde geniş açıklık) yeteneği sağlıyor. Böylelikle kişi günlük fonksiyonlarını kusursuz şekilde gerçekleştirebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Buna karşın bu hareketlilik omuz ekleminin travmayla en çok karşılaşıp bundan etkilenen eklem olması gerçeğini değiştirmiyor”diyor. Peki omuz en çok hangi nedenlerle ağrıyor? Bu soruya yanıt olan maddeler aşağıdaki gibi sıralanıyor:
OMUZ HANGİ NEDENLERLE AĞRIR?
*Kas yırtıkları ve zedelenmeleri
*Bursit ve tendinit (içi sıvı dolu kesecikler, tendon iltihabı)
*Kırık çıkıklar
*Sinir sıkışmaları
*Kireçlenmeler
*Romatizmal hastalıklar
*Donuk omuz (eklemde hareket kıstlanması)
*Akciğer tümörleri ve iltihapları
*Boyun fıtıkları
FİBROMİYALJİYE DİKKAT!
Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Omuz ağrısında en sık karışıklığa neden olup akla en çok getirilmesi gereken hastalıklar arasında ‘Fibromiyalji’ vardır. Bize başvuran hastaların tanısını bazen basit bir fibromiyalji muayenesiyle koyabiliyoruz. Bu noktada hiçbir tetkike gerek kalmayabilir. Sorunun tedavisi de oldukça kolaydır. Egzersiz ve basit masajlar hastayı rahatlatmada olumlu sonuç verir” diyor.
EN SIK KARŞILAŞILAN OMUZ SORUNLARI
Omuz sorunları arasında en çok omuz çevresi kas problemleri görülüyor. Ardından omuz eklem çıkıkları ile yaşa ve kullanıma bağlı kireçlenmeler ile kırıklar geliyor.
GECE AĞRISINA DİKKAT!
Sorun oluşturan en önemli şikayetin ağrı olduğu belirtiliyor. Omzun lif yırtıklarından kaynaklanan ağrı genellikle geceleri oluyor. Ağrının gündüz olmama nedeni, ayakta olmanın kolun ağırlığından dolayı omuz ekleminden sarkmanın verdiği rahatlama olarak açıklanıyor. Buna karşın, gece yatarken kolun yerçekimi etkisi kaybolduğu için üst kol kemiğinin yukarı doğru hareket etmesi ve üstteki çatı kemiğinin kıkırdağına sürtülmesi dayanılması güç bir ağrıya neden oluyor. 2 aydan uzun süren, uykudan uyandıran tekrarlayıcı ağrı doktor başvurusu için önemli bir neden olarak kabul ediliyor.
EN BÜYÜK HATA OMUZ EKLEMİNİ YANLIŞ KULLANMAK
Günümüzde yanlış ve hor kullanım omuz sorunlarının ortaya çıkmasında büyük rol oynuyor. Genetik faktörler dışlanmasa da omuz sorunlarının bu kadar sık görülmesindeki ana nedenin omuz ekleminin yanlış kullanılması olduğuna dikkat çekiliyor. Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Genetik nedenler, diyabet ve tiroid hastalıkları donuk omuza zemin hazırladığı için önemlidir. Sigara içmek ve yüksek kolesterol de omuz lif yırtıklarında risk etkenleri olarak kabul edilir. Buna karşın kültürümüzde egzersiz alışkanlığı çok zayıf. Ekonomik imkansızlıklar, uzun çalışma saatleri, ebeveynlerin çocuklarına ayırdığı zaman gibi konular da engelleyicidir. Omuz ağrısı olan bir hastanın çalışma ve sosyal hayata katılımı çok kısıtlı olduğu için omuz hastalıkları ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak görülmelidir.
VOLEYBOL VE TENİS HANGİ SORUNA NEDEN OLUYOR?
Masa başı çalışma tarzı (marangoz, boyacı, kargo ve arşiv görevlileri) omuz lif yırtıklarına neden olurken sportif aktivitelerden uzak durulması, zayıf omuz eklemine gücün üzerinde ani şekilde yük verilmesi, uzun yıllar boyunca yanlış kullanımı, sportif aktivite sırasında mevcut güç, dayanıklılık ve esneklik kapasitesinin çok üzerine çıkılması bu ekleme zarar veren hatalar olarak sıralanıyor. Omuzda iç sıkışma sendromuna en çok voleybol ve tenis gibi baş üstü aktivitelerin neden olduğu belirtiliyor. Bu hasarlar karşımıza bazen bir anlık hareket bazen de yılların getirmiş olduğu sorunlarla çıkabiliyor.
DELTOİD KASINA ODAKLANILMAMALI
Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Egzersiz yaparken en önemli şey sadece deltoid kasına odaklanmamaktır. Deltoid kası omzun en dışında apolet gibi duran gösterişli bir kastır ve vücut geliştirme sporlarında en çok geliştirilmek istenen kas budur. Bu kasla omzun rotator (döndürücü) kasları birbiriyle yarış halindedir. Deltoid kası üst kol kemiğinin (humerus) başını yukarı doğru çekerken, rotator kaslar başı aşağı doğru bastırır. Vücut geliştirmek için sadece deltoid kasının güçlendirilmesi humerus başını, omuzun çatı kemiğine (akromiyon) doğru çekerek aradaki rotator tendonları sıkıştırarak ezip yırtabilir. Bu nedenle, omuz kaslarını güçlendirirken buna karşıt güç üreten rotator kılıf kaslarının da ihmal edilmemesi gerekir” diyor.
EN KOLAY VE EN ZOR TEDAVİLER
Omuz kas ve tendonlarının sadece gerildiği durumlarla mikropsuz iltihaplarda tedavinin başarı şansı yüksek bulunuyor. Buna karşın omuz tümörleri, tam kat tendon yırtıklarında ileri derece geriye kaçmış durum, çoklu sayıda omuz çıkığı ile çok parçalı omuz çıkıkları ise tedavisi zor işlemler arasında bulunuyor.
ROBOT SÜPÜRGELER OMUZ SAĞLIĞIMIZ İÇİN ÇALIŞIYOR
Omuz ve boyun sorunlarıyla ilgili şikayetler çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Telefon, bilgisayar, tablet gibi kişinin uzun süre sabit pozisyonda boyun ve omzunu üst ekstremite kullanımı sorunlara yol açabiliyor. Bu noktada öncelikle bu tarz teknolojik aletlerin kullanıldığı işyeri, okul, ev vb alanlarda yeterli ergonominin sağlanması gerekiyor. Bu cihazları kullanırken 30-40 dakikada bir 5-10 dakikalık molalar vererek esnetme ve dinlendirmeye imkan sağlanması oluşabilecek sorunları engellemeye yardımcı oluyor.
Teknolojik gelişmeler sonrası omuz, boyun ve üst ekremite sorunlarının çözümü için cihazların uygun pozisyonlarda kullanımı, azami kullanım süre ve dinlenme aralıklarının belirlenmesi gibi çözüm uygulamaları yararlı bulunuyor. Robot süpürge (temizlik robotu) ve benzeri birçok gelişmenin omuz hasarını engellemede önemli rol oynadığı düşünülüyor.
TEDAVİDEN NE ANLAMALIYIZ?
Omuz sorunları için öncelikle omuz eklemini zorlayıcı, mevcut kas gücünün üzerindeki ağır işlerden uzak durmak gerekiyor. Travma dışında karşılaşılan omuz ağrısının en sık 50 yaş üzeri kadın hastalarda görüldüğü belirtiliyor. Düzenli egzersiz yaparak omuz çevresi kaslarını kuvvetlendirmek koruyucu tedavi açısından çok önemli görülüyor.
BAŞARIYI ARTIRAN YENİLİKLER
Günümüzde gerek omuz kas yırtığı ve çıkığı gerekse sinir sıkışmaları gibi birçok soruna tanı koyma konusunda ileri tetkik yöntemleri bulunuyor. Tedavi aşamasında ise kapalı ameliyat yöntemleri ile gelişmiş ameliyat araç ve gereçleri (çapalar, güçlendirilmiş ipler, el aletleri vb.) cerrahların işini kolaylaştırarak tedavinin başarısını artırıyor. Doku mühendisliği teknolojileri, 3 boyutlu yazıcılar, plak üretimi, kök hücre ve rejeneratif yöntemler ise umutla beklenen yenilikler arasında bulunuyor.
AMELİYAT NE ZAMAN?
Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Ameliyat kararı ne zaman alınmalı” sorusuna, “İleri yaş, yıpranmış, yanlış kullanılmış, egzersiz yapılmamış omuzlardaki tam katı içeren omuz yırtıkları, genç popülasyonda tekrarlayan omuz çıkıkları, omuz travmaları sonrası yaralanmalar, omuz tümörleri, kireçlenmeler ve sinir sıkışmaları gibi durumlarda cerrahi kararı alınabilir. Omuz cerrahisi uygulamaları ortopedi alanında teknik ve tecrübede ilerlemiş olmayı gerektirmektedir. Omuzun karmaşık yapısı nedeniyle hastalıkların tedavisi tecrübeli ve omuz cerrahisi tekniklerine hakim ellerde mümkündür. Erken teşhis önemlidir. Yapılan araştırmalarda ‘asemptomatik’ denilen bulgu vermeyen yırtıkların yüzde 50’si 2-3 yıl içerisinde ‘semtomatik’ hale geliyor. Semptomatiklerin yüzde 50’si ise 2 yıl içinde genişleyerek daha büyük yırtığa dönüşüyor. Belirgin yırtıklar tamir edilmezse bir yıl içinde hem geriye çekilerek hem de yağlı dejenerasyona (yıpranmaya) giderek tamiri mümkün olmayacak hale geliyor. Bu durumda hem çok daha zor hem de pahalı olan ters omuz protezleri kaçınılmaz hale geliyor”diyor.
OMUZ VE DİRSEK CERRAHİSİNDE AMELİYAT YÖNTEMLERİ
Omuz ekleminin cerrahi yönteminin kararında hastalığın kaynağı, hastanın yaşı ve mevcut aktivite düzeyi belirleyici oluyor. Günümüzde tüm cerrahi tedavi metodlarının kapalı tekniklere yöneldiği belirtiliyor. “Ortopedi alanında diz ve kalça cerrahisindeki protez uygulamalarında robotik teknoloji kullanılıyor” diyen Ertürk devam ediyor; “Henüz omuz cerrahisinde kullanılmaya başlanmasa da yakın gelecekte robotik cerrahi yöntemlerinin bu alanda da kullanılmaya başlanacağına inanıyorum.”
HASTANEDE KALIŞ SÜRESİ 1-3 GÜN
Omuz ameliyatları sonrası hastaların hastanede kalış süreleri 1-3 gün arasında değişiyor. Bu süreçte hastanın ağrı, şişlik ve dolaşım kontrolleri yapılıyor. İlk pansuman uygulamasından sonra gerekli bilgilendirmelerin verildiği hasta kontrollere çağrılıyor.
AMELİYATIN PROVASI OLUR MU?
Prof. Dr. Cemil Ertürk, “Biz ortopedik cerrahi prensibimizde ameliyatları ilk önce zihnimizde yaparız. Bunun için doğru tanı ve inceleme anahtar noktalardır. Ameliyat planlaması röntgen, bilgisayarlı tomografi, 3 boyutlu tomografi, manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleri yanı sıra hastaya özel 3 boyutlu şablonlar üzerinden yapılmaktadır. İyi bir cerrahi hazırlık iyi sonuçların çıkmasında yadsınamaz bir paya sahiptir” diyor. (Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu’nun haberi)