Tarih: 15.09.2021 13:57

Okuldaki gizli tehlike... Genleri bile değiştiriyor!

Facebook Twitter Linked-in

Okul çağı, hızlı büyüme, gelişme ve öğrenme süreçlerini kapsayan, bu nedenle de sağlıklı beslenmenin büyük önem taşıdığı bir dönem. Bu yaş grubu çocuklarda sağlıklı beslenme ile bedensel, duygusal, sosyal gelişim ve okul başarısı olumlu yönde etkileniyor.

 

Peki, çocuklar için zararlı olan besinler neler? Anne-babalar farkında olmadan kendi elleriyle çocuklarına nasıl tehlikeli bir öğün hazırlıyor? Okula giden çocukların beslenme çantasında neler olmalı? Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Görmüş, özellikle pratik olması sebebiyle tercih edilen poğaça türü gıdalardaki tehlikeye dikkat çekiyor.

 

 

KIZARTILDIĞINDA ORTAYA ÇIKIYOR

 

Çocukların yemekten büyük keyif aldığı ama sağlığa zarar veren besinleri sıralayan Gizem Görmüş, “Patates kızartması, yüksek sıcaklıktaki yağlarda kızartıldığında ‘akrilamid’ adı verilen bir madde oluşuyor. Özellikle, gelişim çağındaki çocukların ve hamilelerin patates kızartmasını az tüketmesinde fayda var. Ayrıca patates kızartmasının glisemik indeksi yüksektir ve kızartıldığı bayat yağlar itibarıyla uzak durmamız gereken yiyecekler arasında yer alır” dedi. Görmüş, “Patatesi fırında, zeytinyağı ile harmanlayıp yağlı kağıtta pişirmek daha sağlıklı bir pişirme ve tüketime fayda sağlar” tavsiyesinde de bulundu.

 

Cipsler konusunda da uyarıda bulunan Görmüş, “Kanser, obezite, diyabet gibi birçok hastalığa neden oluyorlar. Özellikle içerisindeki monosodyum glutamat (Çin tuzu), çocukların endokrin sistemine zarar verip gelişimlerini etkiliyor” diye konuştu.

 

KANSEROJEN ETKİ GÖSTERİYOR, DİKKAT!

 

Çocuklardan uzak tutulması gereken bir diğer besin ise şarküteri ürünleri. “Nitrat içeriği yüksek olan işlenmiş etler, kanserojen etki gösteriyor” diyen Gizem Görmüş, “Bununla beraber büyüme ve gelişmenin gerilemesine, erken ergenliğe sebep oluyor” uyarısında bulundu.

 

POĞAÇA DEYİP GEÇMEYİN, BÖYLE HASTA EDİYOR

 

Kahvaltı yerine yediğimiz ya da çocuklarımıza yedirdiğimiz poğaça gibi gıdalar da büyük tehlikeler içeriyor. Görmüş, bunun sebebini şöyle açıkladı:

 

“Bu tarz glisemik indeksi yüksek beyaz un ve yağ içeren besinlerden uzak durmamız gerekir. Kan şekerinin bir anda yükselmesine yol açan bu tür gıdalar, tüketilmesinin ardından ani kan şekeri düşüşlerine neden olur. Kişiyi sonsuz bir açlık döngüsünün içine sokar. Bunun sonucunda pankreastan salınan insülin dengesi bozulur ve önce insülin direnci ardından da şeker hastalığı oluşur.”

 

 

‘İÇERİSİNDE NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL’

 

Ambalajlı gıdalara, şekerleme ürünlere dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Görmüş, “Jelatin, özellikle büyükbaş hayvanların etten sıyrılmış kemikli kısımlarının kaynatılması sonucu ortaya çıkmıştır. İçerisinde tam olarak ne olduğu belli olmayan bu ürünlerden çocukları, özellikle uzak tutmak gerekir. Ayrıca içerisindeki gıda boyaları da sağlığa oldukça zararlı” noktasına dikkat çekti.

 

1 YILDA ALINMASI GEREKEN YAĞ ORANINI 6 AYDA ALDIRIYOR

 

Peki, ya çocukların sabahları tükettiği börek ve poğaçalar sağlık açısından ne gibi sıkıntılar yaratıyor? Bu tehlikenin altını çizen Görmüş, “Sabahları tüketilen poğaça ve börekler, insan vücudunun 1 yılda alması gereken yağ oranını 6 ayda almasına neden olur. Bu yiyecekler ayrıca gün boyu yorgun ve stresli olmanıza yol açar. Özellikle büyüme çağındaki çocukların, yaşam kalitesini bozan bu tür yiyecekler yerine zeytin, peynir, sebze ve meyve ağırlıklı tabak kahvaltı modelinin uygulanması daha sağlıklı olacaktır” dedi.

 

 

ARAŞTIRMALAR DA KANITLADI! ANKSİYETE, OBEZİTE, KANSER...

 

Beyaz un ve şekerli ürünlerin yarattığı tahribatın araştırmalarla kanıtlandığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Görmüş, “Bu gıdalar, çocukların beyin gelişimini etkileyerek nöronların canlılıklarını korumasına engel oluyor. Uzun süre ve sıklıkla tüketilen bu gıda grupları, ilerleyen dönemlerde gende değişmelere ve bozulmalara sebep oluyor. Bipolar bozukluk, anksiyete, Wilms tümörü olarak bilinen böbrek kanseri, aniridi olarak adlandırılan göz problemi, üriner sistem rahatsızlıkları, obezite ve yeme bozuklukları bunlara örnek gösterilebilir” açıklamasında bulundu.

 

ÖĞÜNLERİNİ DERS VE TENEFFÜS SAATLERİNE GÖRE PLANLAYIN’

 

Anne-babaların en merak ettiği konuların başında gelen öğün ayarlaması hakkında bilgi veren Görmüş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Çocuğunuzun öğünlerini ders ve teneffüs saatlerine göre planlayın. Gün içinde mutlaka 2,5-3 saat aralıklarla günde 6 öğün şeklinde beslenmesini sağlayın. Sabahçı, öğlenci veya tam gün olan okullara göre; kahvaltı, öğle ve akşam yemek saatlerinin yanı sıra ara öğünler de ders aralarına ve teneffüslere göre planlanmalı. En çok atlanan veya geçiştirilen ve beslenmemizde büyük önemi olan kahvaltı yapma alışkanlığı bu yaşlarda mutlaka edinilmeli. Kahvaltı yapmamak kadar, sabah öğününü pastane ürünleri veya abur cuburlarla geçiştirmek de son derece yanlıştır. Kahvaltı mutlaka evden çıkmadan önce yapılmalı. Kahvaltıda 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu veya 1 bardak sütle beraber, tost veya ekmek, peynir, pekmez, domates-salatalık tercih edilebilir. Ayrıca tüm bunlara haftada 4-5 gün yumurta da ilave edilmeli.”

 

 

‘BESLENME ÇANTASINA NE KOYMALIYIM?’ DİYE SORUYORSANIZ...

 

“Okulda yemek için hazırlanan beslenme çantasının içeriği dikkatli bir şekilde belirlenmeli” diyen Gizem Görmüş, beslenme çantasına neler konulup konulmayacağıyla ilgili de “Tam tahıllı sandviç ekmeği arasına; peynir veya ızgara köfte veya ızgara tavukla beraber yeşillikler konabilir. Yanında da ayran veya süt ile tüketilebilir. Okul saatlerine göre sabah ila öğle arasında ve öğle ila akşam arasında ara öğün olarak tüketilmesi için mutlaka yanlarına meyve, fındık veya ceviz, süt veya evde yapılmış meyveli kek tarzı gıdalar tercih edilebilir.

 

İçecek tercihine de özellikle dikkat edilmeli. Masum gibi görünen ama zararlı etkileri olan, boş ve fazla kalori içeren asitli içecekler, hazır meyve suları ve toz halinde olan meyve suları yerine su, ayran, süt, taze sıkılmış meyve suları konulmalı.

 

Çikolata ve şeker yerine sütlü tatlılar, evde yapılmış meyveli süt veya yoğurtlar tercih edilmeli. Çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında geçen zamanları sınırlandırılarak, fiziksel aktivite zamanları artırılmalı” diye konuştu.(Gülşah Karaman / Milliyet.com.tr )




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —