Tarih: 15.09.2022 14:26

OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLAR İÇİN BESLENME

Facebook Twitter Linked-in

 

Okul yaş grubu, 6-12 yaş arası çocukları ve 12-18 yaş arası genç yaş grubunu içerir. Bu gruba sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları kazandırmak ve farkındalık yaratmak yetişkinlerde hastalıkları önlemeye yönelik tedbirlerin temelini oluşturmaktadır. Bu dönemler çocukların hızlı fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimleri, ömür boyu sürebilecek davranışları, bilgi ve alışkanlıklara optimal erişim ve yetişkinlerde hastalık gelişimi için en tehlikeli dönemlerdir. Bu nedenle çocukların hızlı büyüme ve gelişmelerinin sağlanabilmesi için çocukların enerji ve besin öğesi ihtiyaçlarını yeterli ve dengeli bir şekilde karşılanması gerekmektedir.

Öneriler

Bu dönemde en sık görülen kötü beslenme alışkanlıklarından biri öğün atlamadır. Türkiye'de ve dünyada beslenme alışkanlıkları değerlendirildiğinde, çocuklar için en sık atlanan öğün, günün en önemli öğünü olarak kabul edilen kahvaltıdır.

Çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmeleri ve besin çeşitliliğini artırabilmeleri için her öğünde farklı besin gruplarından tüketmelidirler. Özellikle meyve, sebze ve protein içeren besinler günlük olarak tüketilmeli, besin değeri düşük, enerji değeri yüksek yiyecek ve içecekler sınırlandırılmalıdır. Bu gruplardan süt ve ürünleri, büyümekte olan çocuklar ve ergenler için harika bir kalsiyum ve protein kaynağıdır. Okulda beslenme alışkanlıkları çocukların gelişimini destekleyecek ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik edecek şekilde tasarlanmalıdır. Bunun için okullardaki beslenme programları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kantin, yemekhane veya beslenme zamanı çocuklarına sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırarak ve beslenme kalitesini, özellikle süt ve ürünleri başta olmak üzere gıda çeşitliliğini ve özellikle düşük gelir grubundaki meyve ve sebze tüketimini artırarak gelişimlerini desteklemek amaçlanmalıdır.

 

Beslenme Sorunları

Özellikle bu dönemde dünyada ve Türkiye'de sık görülen beslenme sorunları D vitamini, kalsiyum ve iyot yetersizlikleri, demir yetersizliği anemisi, obezite, yeme davranışı bozuklukları ve diş çürükleridir.

Kalsiyum ve D vitamini yetersizliği: Büyümenin hızlı olduğu çocukluk döneminde kemik oluşumu çok hızlıdır ve kalsiyum ihtiyacı artar. Bu süre zarfında kalsiyum ihtiyacınızı karşılamanız ve yeterli miktarda kalsiyum almanız önemlidir. Güneş ışığından deride ve böbreklerde sentezlenen D vitamini, kalsiyum ve fosfor metabolizması ile birlikte çocukluk döneminde kemik sağlığında önemli rol oynar. İhtiyaçların besin ile karşılanması yeterli değildir. D vitamininin ciltte oluşabilmesi için günde 30 dk güneşlenmek tavsiye edilir.

Anemi (kansızlık): Çocuklar ve ergenler, sık demir yetersizliği anemisi riski taşıyanlar arasındadır. En önemli nedenler; yetersiz besin alımı, gastrointestinal demir emiliminin azalması, erkeklerde kas dokusu oluşumu, kan hacminin artması ve kızlarda adet kaybıdır. Çocuklarda anemi; bilişsel gelişimi, nöropsikolojik etkileri bozar, farklı dokuların kapasitesini azaltır ve en önemli etkilerinden biri de enfeksiyona yatkınlığı artırarak çocukların gelişimini yavaşlatmasıdır.

Anemi (Kansızlık) Nasıl Önlenir?

Beslenme alışkanlıkları değiştirilerek demir eksikliği önlenebilir.

Bunun için;

Demir açısından zengin. Bu besinler de demir eksikliğini önlemek için bol miktarda tüketilmelidir.

 Demir Emilimini Azaltan Besinler

Bu besinler demir içeren besinler ile birlikte tüketilmemelidir. Özellikle anemi hastaları mümkünse bunlardan uzak durmalıdır.

İyot Yetersizliği

Türkiye'de iyot yetersizliği her bölgede endemik bir sorundur. İyot yetersizliği, yetersiz beslenmeden kaynaklanır. Eksikliğe bağlı çocuklarda guatr, juvenil hipotroidizm, mental fonksiyonlarda bozulma, fiziksel gelişimde yavaşlama ve kretinizm sık görülür. Ek olarak, iyot eksikliği daha düşük IQ puanları ile ilişkilidir ve IQ puanlarında 13,5 puanlık bir düşüşe neden olabilir. Ailelere tuz tüketimini azaltmaları konusunda eğitim verilmeli ancak iyotlu tuz kullanılmalıdır.

 

 

Obezite

Dengesiz beslenmeye bağlı obezite; büyüme geriliğine, fiziksel gelişmenin azalmasına, ileri yaşlarda beslenmeye bağlı kronik hastalık riskinin artmasına neden olur. Çocukluk ve adolesan obezitesini önlemek için yeterli ve dengeli beslenme uygulamalarına ek olarak fiziksel aktivite desteklenmelidir. Bu süre zarfında, orta yoğunluktan daha yüksek yoğunluğa kadar, günde en az 60 dakika fiziksel aktivite yapmak en iyisidir. TV, tablet veya bilgisayar başında geçirilen süre günde 2 saat ile sınırlandırılmalıdır.

Yeme Davranışı Bozuklukları

Çocuk ve adolesanlarda ideal vücut ağırlığı, optimum beslenme ve fiziksel aktivite ile desteklenirken, bozulmuş beden algısı ve düzensiz yeme veya egzersiz davranışından kaçınılmalıdır. Ölçüsüz yeme, tıkanırcasına yeme, kusma, bozulmuş beden algısı ve şişmanlık korkusu gibi düzensiz yeme davranışları yaygın olarak adolesanlarda, yeme bozuklukları ise her yaşta görülür.

Yeme bozukluğu riskini azaltmak için çocukların:

Çocuklarda ve ergenlerde optimal beslenme ve fiziksel aktivite ideal vücut ağırlığını desteklerken, vücut imajından ödün verilmesinden ve düzensiz yeme veya egzersiz davranışlarından kaçınılmalıdır. Tıkınırcasına yeme, tıkınırcasına yeme, kusma, vücut imajında ​​bozulma ve obezite korkusu gibi düzensiz yeme davranışları ergenler arasında yaygındır ve yeme bozuklukları her yaşta görülmektedir.

Yeme bozuklukları riskini azaltmak için çocuklar şunları yapmalıdır:

Diş Çürükleri

Çocuklarda en sık görülen ağız sağlığı sorunlarından biri diş çürümesidir.

Diş çürümesi; şekerli gıdaların miktarı, sıklığı ve ağız bakımı ile ilgilidir. Şekerli yiyecekler; sofra şekeri, şekerleme, bal, kek, çikolata, kurabiye, gofret, şekerli ve meyveli içecekler, gazlı içecekler vb. Bu besinler öğün aralarında değil, ana öğünle birlikte yenmelidir. Çocuklar elma ve havuç gibi yiyecekleri ısırmaya teşvik edilmelidir. Ayrıca, diş çürümelerini önlemek için çocuğunuzun dişlerini her gün düzenli olarak fırçaladığından emin olun.

 

İletişim: dyt.zeynepguneri@gmail.com
dyt.zeynepguneri




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —