Türkiye genelinde 2014 yılında kadavradan organ bağışı sıralamasında Türkiye şampiyonu olan Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Op. Dr. Timur Didinen, nakil beklerken hayatı kaybetti.
Üç yıl önce şeker hastalığına bağlı olarak böbrek yetmezliği yaşayan Op. Dr. Timur Didinen, böbrek nakil kuyruğunda kendisine uygun bir böbreğin bulunmasını beklerken, hayatını kaybetti. Organ koordinatörlüğü görevindeyken 300’den fazla hastaya uygun böbrek bulup sağlığına kavuşturan 2 çocuk babası rekortmen doktorun hayata vedası, ailesinin yanı sıra, sevenleri, hastaları ve mesai arkadaşlarını yasa boğdu.
HASTANEDE TÖREN YAPILDI
40 yıllık doktorluk hayatını 2021 yılının mart ayında noktalayan Didinen için 23 yıl çalıştığı Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’nde tören düzenlendi. Törene eşi Nilgün Didinen, ikiz okulları Serhan ve Turhan ile akrabaları, meslektaşları ve mesai arkadaşları katıldı. Düzenlenen törenin ardından Arifan Camii’nde cenaze namazı kılınan Didinen’in naaşı Hasköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
“300’ÜN ÜZERİNDE ORGAN NAKLİNE VESİLE OLDU”
Organ Nakli Bursa Bölge Koordinasyon Merkez Sorumlusu Dr. Yavuz Selim Çınar, “Timur Bey ile 10 yılı aşkın süre organ nakli alanında beraber çalıştık. Gerçekten 10 yılı aşkın süredir yüzlerce insanın hayata tutunmasına vesile olmuş birisidir. Yüzlerce insan derken, mübalağa etmiyorum. Yaklaşık 300’ün üzerinde organ nakline vesile olmuş, onların hayata tutunmasına sebep olmuş bir meslek büyüğümüzdür. Gerçekten organ naklinde başarıları tartışılmaz bir insandır. Organ nakli alanında adını altın harflerle Türkiye’deki sağlık tarihine yazdıracak birisidir. Türkiye’nin en başarılı koordinatörlerinden bir tanesiydi. Defalarca Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü’nden ödüller aldı. Yıllarca Çekirge Devlete Hastanesi’nde birçok insana umut oldu” dedi.
“KADAVRA SIRASINDA BEKLEMEYİ TERCİH ETTİ”
Op. Dr. Didinen’nin bir süredir diyabetle mücadele ettiğini ve organ beklediğini anlatan Dr. Çınar, “Son 3 yıldır aslında hastalığı ağırlaştı’ diyebiliriz. 2 yıldır diyaliz tedavisi görüyordu. 2 yıldır kendisi organ bekleme listesindeydi. Canlı nakil talep etmedi, kadavradan bekleme sırasında beklemek istediğini söyledi. Onunla birlikte birçok organ nakli yaptık ama ne yazık ki kendisine uygun organ çıkmadı. Keşke ona uygun organ bulunabilseydi. Kendisi organ bulunacağına inanıyordu. Bulduğumuz birkaç organ kendisine uymadı. Çok iyi bir insan, iyi bir hekim, iyi bir arkadaş, iyi bir dosttu. Çok üzgünüz, yakınlarına sabırlar diliyorum. Kendisi organ naklinde bizlere hep örnek oldu. Birçok kongrelerde onu dinledik. Hastalarla iletişimi çok farklıydı. Onu kendimize örnek aldık” diye konuştu.
“ORGAN VEREN KİŞİLER KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERDİ”
Çekirge Devlet Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Tamara Uzun Bal da, Dr. Timur Didinen ile 20 yıldır mesai arkadaşı olduklarını anlatarak, “Organ bağışından önce genel cerrahi de beraber çalışmaya başladık. Daha sonra yoğun bakım sürecinde yollarımız kesişti. Timur beyin bu işe girmesi tamamen gönüllüydü. Organ için bir aile görüşme yaparken, görüşmeye geldi ve bu işi yapacağını söyledi. Çok severek çalıştı, acılı ailelerle görüştükleri zaman bile kendisine teşekkür ederek ayrıldılar. Organ bağışlamanın huzuru ile yanımızdan ayrıldılar. Timur Bey, çok sevilen, danışılan, insanların akıl hocasıydı, herkesin Timur Ağabeyiydi” ifadelerini kullandı.
“ORGAN NAKLİ İÇİN HASTALARIN EVİNE BİLE GİDERDİ”
Bir anısını paylaşan Tamara Uzun Bal, “Onun kelime dağarcığında ‘İkna’ yoktu. O bilgilendirme derdi. İyi bilgilendirme ve iyi anlatmanın sonucu olarak vefat eden kişinin yakını organ naklini kabul ederdi. Kişilere doğru, dürüst, net bilgi vermeyi savunurdu. İkna kelimesini her dile getirdiğimizde; hiç sevmezdi. Bu iş gönül, bağış işi derdi. İnsanlarla o sinerjiyi yakalardı. Onun babacan bir yanı vardı. Bunun için farklı çaba sarf etmezdi. Samimi ve dürüst olurdu. Organ bağışlasa da bağışlamasa da ailelerle iletişimini canlı tutardı. Hatta bir gün vefat eden kişinin eşi gelememişti. Demirtaş Mahallesi’ne o ailenin evine gidip organ bağışı için konuşmuşluğu var. Bu işe gönül vermişti” dedi.
Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz da, üzüntülerine dile getirerek, “Uzun yıllar bu hastaneye hizmet vermiş. Sadece branşında değil, organ nakli konusunda birçok insana katkı sunmuş bir ağabeyimiz. Kendi görevini tamamladı. Bizden helallik istiyor. Bende öncelikle ailesine, mesai arkadaşlarına, camiamıza, sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin” diye konuştu.
PARMAK ISIRTAN BİR BAŞARIYA İMZA ATMIŞTI
Op. Dr. Didinen, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’nde 8 yıl önce 10 ayda beyin ölümü gerçekleşen 19 hastadan 10’unun ailesini organ bağışına ikna ederek parmak ısırtan bir başarıya imza atmıştı. Başarının ardındaki sır ise hastane personelinin özenli çalışmasıyla birlikte Maide Suresi’nin muazzam sentezi idi. Hastane bu sayede, Türkiye’de hastaneler arası kadavradan organ bağışı listesinin zirvesinde yer almıştı. O yıl içerisinde beyin ölümü gerçekleşen 10 kişinin ailesini organ bağışına ikna ederek yaklaşık 40 kişiyi hayata döndürdüklerini belirten Çekirge Devlet Hastanesi eski Organ Koordinatörü Op. Dr. Timur Didinen, başarılarının ardında Maide Suresi’nin 32. ayeti olduğunu belirtince bir anda tüm dikkatleri üzerine çekmişti.
Hastane personelinin hasta yakınlarını ikna sürecinde en çok “Dinen sakıncası var mı? Vücut bütünlüğünü bozacak mısınız? Aldığınız organlar kimlere gidecek?” gibi sorularla karşılaştığını anlatan Didinen hastane personelinin en büyük yardımcısının ise Maide Suresi’nin 32. ayeti olduğunu belirterek hassasiyeti yüksek pek çok aileyi Maide Suresi’nin 32. ayetini hatırlatarak organ bağışına ikna ettiklerini anlatmıştı.
Didinen şu şekilde konuşmuştu: “O ayet der ki: ‘Kim bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini hayatını kurtarmak suretiyle yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.’ Bu ayeti aktarıyoruz hasta yakınlarına. Ardından da bağışlanacak organların başka insanlara yaşam vereceğini, bu yüzden organ operasyonlarını manevi bir ruhla yaptığımızı söylüyoruz.”