Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Doç.Dr. Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yılı münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Gaziantep Milletvekili Doç.Dr. Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yılı münasebetiyle bir mesaj yayımladı.
Mesajında Gazi’lik ünvanının mukaddeslerin en ulvisi olduğunu dile getiren MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Gaziantep’in evladı olmaktan gurur duyduğunu vurguladı. Antepli’nin Gazi Paşasıyla tek yürek olarak omuz omuza verdiği mücadeleden bahseden Milletvekili Taşdoğan, “Mustafa Kemal Atatürk’ün övgülerine mazhar olmuş Gaziantep Savunması, her mahiyetiyle Türk’ün fıtratının tarihidir. Çünkü ünvan almak, vatanı için, namusu için seve seve ölüme koşmakla kazanılabilecek bir onurdu. Bu şanlı mazimiz her anı iftihar edeceğimiz destanlarla doludur. Ülkemizin her ferdi bu eşsiz tarihimizden haberdar olmalı, kutlu mazimiz mütemadiyen çocuklarımıza ve gençlerimize anlatılmalıdır. Varlığımızın nişanesi ay yıldızlı al bayrağımızın, cennet kokan vatanımızın üzerinde ebediyen ve özgürce dalgalanması için canımızı, kanımızı feda etmeye; bu uğurda her türlü fedakârlığı yapmaya and içmişiz. Gururluyuz, onurluyuz; bu gurur ve onurun emanetçisiyiz, en güzel hâliyle de çocuklarımıza emanet etmeye namzediz. Birkaç günde işini bitirip gitmeyi plânlayan düşmanın şehrin önünde aylarca çakılıp kalması onları şüphesiz şaşırtmıştır. Oysa bu durum Türk için en tabii hâldir. Çünkü Türk; savaşa, düğüne gider gibi gidendir; cennete, gül bahçesine girer gibi girendir. Antep savunması, savaşın türlü türlü imkânlara sahip olmakla değil, vatan ve iman sevgisiyle kazanılacağını bütün dünyaya ispat etmiştir. Bu şehrin her sokağı, her köşesi, her taşında aziz şehitlerimizin aziz hatırası bizleri karşılamaktadır. Merhum Mehmet Akif Ersoy’un “Şuheda fışkıracak, toprağı sıksan şûheda” dizesi, Anadolu’nun her karış toprağında olduğu gibi Gaziantep’te de karşılığını fazlasıyla bulmaktadır. Ecdadın yadigârı olan kutlu topraklarımıza bağlılığımızı kendimize baş vazife edinmişiz. Bu vazife öyle alelâde bir vazife değildir. Bu vazife gelişen ve değişen dünya düzeninde bütün ilmî, siyasî, askerî, fikrî gelişmeleri takip etmek; kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak belirlediği çağdaş medeniyet seviyesini yakalamak gibi sonsuz ülküye odaklanmıştır. Çağı yakalamak, güçlü ve müreffeh bir ülke haline gelmek için var gücümüzle çalışacağız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Çünkü bu topraklar yurt edinilirken ecdadın kanıyla sulanmıştır. İşte bu uğurda “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur” Bu asil kan, Mete Han’dan, Sultan Alparslan’dan, Fatih’ten beslenmekte; Çanakkale’den, Sakarya’dan kopup destanlar yazmaktadır. Türk tarihine altın harflerle yazılmış 6317 Antep Harbi şehidi, Alparslanlarla, Fatihlerle, Yavuzlarla yan yana, omuz omuza muharebe etmişlerdir. Nihayetinde ise cennetteki en yüksek mertebe olan şehitlik makamında peygamber efendimizle komşu olmuşlardır. Ne mutlu bizlere ki onların aziz hatıralarına sahip çıkmak, bıraktıkları emanetlerin üzerlerine titremek gibi bir ülküye sahibiz. Dün olduğu gibi bugün de iç ve dış olmak üzere hangi türünden, hangi yönünden, hangi mihrakından ne tür saldırı gelirse gelsin; tereddütsüz, bedel ödemeye canı gönülden razıyız, hazırız; gerekirse yardan da serden de gözümüzü kırpmadan vazgeçeriz. Yüce Atatürk’ün “Türk’üm diyen her şehir, her kasaba, en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler” sözünü kendimize şiar edinmeli, Gazianteplinin gösterdiği cengâver duruşu en ince ayrıntısına kadar okumalı, okutmalıyız. Zira Şahinbeyler, Karayılanlar, Şehit Kâmiller ebediyen gönlümüzde yaşamalıdırlar. 6317 kahraman şehidimizi isim isim, köy köy gönlümüzün en güzel yerine yerleştirdik. Rahat uyusunlar, emanetleri emin ellerdedir. Tüm duygularımı yanıma alarak, aziz hemşehrilerimin kahraman yüreklerine sesleniyorum; Gaziantepli olmak onurdur, şereftir. Çünkü biz kahramanlığını kanla yazmış ecdadın torunlarıyız. Bu duygu ve düşüncelerle yüce Mevlam’dan bütün kahraman şehitlerimize rahmet diliyor, kahraman gazilerimize; şehri topyekûn savunan genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan hepsine şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.