Her zaman söylüyoruz. Memur maaşları belli bir seviyede olması gerekir. Memur en azından ortalama yaşam standartlarında hayatını idame ettirebilecek kadar bir ücreti almalıdır diye. Neden derseniz?
Memur devleti temsil eder. Soyut olan devletin somut varlıkları -adı üstünde- devlet memurlarıdır.
Toplum karşısında memurun itibarı zedelenmesin ki, devleti daha iyi temsil edebilsin.
Devlet memurları aldıkları ücret açısından bugün öyle bir noktaya geldi ki, pek çok memur kamuda çalışan işçinin neredeyse yarısı kadar maaş alır hale geldi. Elbette en düşük ev kirasının 8-10 bin TL olduğu bu ekonomik ortamda, kamuda çalışan işçilerimiz neden memurdan fazla maaş alıyor demiyoruz. Olayın çarpıklığını dile getirmek adına vurgulamak istedik.
Önümüzdeki temmuz ayında memur maaşları yeniden güncellenecek. Ortada pek çok rakam konuşuluyor.
Tabi bu arada memurları temsil eden memurların yetkili sendikasının esamesi bile ortada yok.
2023 haziran ayında, yani mevcut durumda 30 yıllık memur 13.562 TL, hemşire 16.798 TL, eczacı 18.857 TL, mühendis 20.267 TL, tabip 21.898 TL, uzman tabip 23.393 TL maaş alırken, İş kur üzerinden ataması yapılan lise mezunu 19 yaşındaki bir işçi kardeşimizin maaşının ortalamasının 32.300 TL’ye gelmesini kim nasıl açıklayabilir.
İş Kur üzerinden yeni ataması yapılan lise mezunu 19 yaşındaki kardeşimizin 15 haziranda alacağı maaş 25.812 TL, yıl içerisindeki yol, yemek, giyim, ikramiye, tediye vb. 18 farklı kalemden alacağı toplam ücret yaklaşık 78.725 TL aylık ortalama 6.500 TL. 25.812 maaşla birlikte ortalama maaş 32.300 TL.
Aynı kurumda yönetici olarak çalışmakta olan arkadaşımız 2 lisans, 2 yüksek lisans bitirmiş, mali ve idari pek çok sorumluluk sırtına yüklenmiş, aldığı maaş 22.600 TL. Sürekli adaletten bahsedenler bunu nasıl izah edebilirler ki?
Devlet memurları hiçbir dönemde bu kadar değersizleştirilmedi. İtibarsızlaştırılmadı. Hiçbir dönemde adaletten, eğitimden, liyakatten bu kadar uzaklaşılmadı.
Emin olun ki, memurlarımızın bu gün geldiği, ya da getirildiği nokta temizlik işçilerimizin aldığı maaş memurlarımıza verilse sevinecek duruma gelmiş olmalarıdır. Görülmektedir ki ekonomik krizin faturası memurlarımıza kesilmiştir.
Bir örnekte fazla mesai saatlik ücretinden verelim. Sürekli işçinin (4-D) saatlik ücreti 120 TL iken; hemşire 39 TL, eczacı, diş hekimi 51 TL, tabip 58 TL. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Kamuda ücret adaletsizlikleri, dengeleri o kadar bozuldu ki, ne çalışma huzuru kaldı? Ne saygı? Ne sevgi?
22 Mayıs tarihinde, en düşük memur maaşının 22 bin TL olacağı müjdesi verildiğinde dolar 19.600 TL idi. O tarihte, 22 bin TL’nin karşılığı 1.122 dolar iken, bugün doları 23.500 TL olarak hesaplasak karşılığı 936 dolar. Yani 22 mayıstan bu güne kayıp 186 dolar, karşılığı 4.371 TL kayıp var.
Yaklaşık yirmi yıl önce emekli olan bir memur emekli ikramiyesiyle oturabileceği bir ev alabilirken, ya da küçük oranlarda borçlanırken, bugün bırakın ev almayı evin hayalini bile kuramaz herhalde. Bu gün memurun ev araba alabilmesi artık hayal oldu.
Memur maaşlarının her ay enflasyona göre yeniden düzenlenmesine, alım gücünün korunmasına ihtiyaç vardır.