Tarih: 04.06.2021 18:35

KSÜ’de, devletin sahte raporla binlerce lira zarara uğratıldığı iddiası

Facebook Twitter Linked-in

KSÜ Rektörlüğü, Tıp Fakültesi Dekanlığı ve bazı öğretim görevlileri hakkında Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, ‘Evrakta sahtecilik’, ‘Kamuyu zarara uğratma’ ve ‘Sahte evrak düzenleme’ gibi vahim iddialar yer alıyor.

 

Bir hastaya yapılan muayene sonrası sahte raporla yazıldığı iddia edilen raporlu ilacın fiyatının 3 bin 819 TL olduğu, aynı ilacın yerine kullanılabilecek yerli ilaç muadillerinin ise 473 TL ile bin 482 TL arasında değişti belirtiliyor.

 

ABD menşeli olduğu belirtilen ilaç raporundan kaynaklı devletin sadece bir hastadan aylık 18 bin yıllık ise yaklaşık 67 bin TL zarara uğratıldığı ifade ediliyor.

 

ESKİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLAYI YARGIYA TAŞIDI

 

KSÜ’deki ilaç vurgun iddiası, 2018 yılında yaşanan bir olayın 2020 yılı sonunda Tıp Fakültesinde görevli eski öğretim görevlisi olan A.Ş.’nin olayı yargıya taşımasıyla ortaya çıktı.

 

İddiaya göre, HIV tanısı ile takip edilen bir hasta, poliklinikte ilk olarak asistan doktor H.K. tarafından incelendi. Ardından H.K., öğretim görevlisi A.Ş.’nin adına muayene kaydı açar ancak adına kayıt açılan A.Ş.’ye haber vermeyip tedavi için Doç Dr. S.N.’ye haber verir.

 

Muayenede hasta dosyasına halsizlik ve uyuşma şikayetleri yazılır fakat bunun için Nöroloji ve Dahiliye bölümlerinden görüş alınmasına gerek duyulmaz.

 

Hastaya yapılan tahlil sonuçları beklenmeden yazılan ilaç raporunda aynı ilacın daha muadili olan yerli ve milli ilaç seçenekleri tercih edilmeyip daha pahalı olan Amerika menşeli küresel bir şirketin ilacı raporla yazılır.

 

Ancak yazılan ilaç raporu hastayı hiç görmediği halde A.Ş.’nin adına çıkar.

 

OLAY NASIL ORTAYA ÇIKTI?

 

Hasta muayene olup raporunu aldıktan sonra üzerinden aylar geçer. Üniversitede başka bir Profesörün klinik hasta uygulamaları üst denetime tabi tutulur.

 

Aynı denetimde, A.Ş.’nin hiç görmediği hastaya meyane kaydı açtığı ve ABD menşeli ilaç raporu düzenlediği anlaşılır.

 

Durumdan haberdar olan öğretim görevlisi A.Ş., adına çılan sahte rapor ve kayıt için üniversite yönetimine inceleme başlatması için başvuruda bulunur. Ancak Tıp Fakültesi Dekanlığı suçtan haberdar olma süresinin zaman aşımına uğradığını iddia ederek işlem başlatmaz.

 

DEVLET BİNLERCE LİRA ZARARA UĞRADI

 

O dönem sahte raporla yazıldığı iddia edilen ilacın fiyatı 3 bin 819 TL iken, yerine kullanılabilecek yerli ilaçların fiyatının ise 473 TL ile bin 482 TL arasında değiştiği belirtiliyor.

 

Farklı ilaç raporundan kaynaklı devletin sadece bir hastadan aylık 18 bin, yıllık ise yaklaşık 67 bin TL zarara uğratıldığı ifade ediliyor.

 

İŞTE SAVCILIĞA YAPILAN ŞİKAYET

 

KAHRARAMANMARAŞ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

Suç Konusu:

Evrakta sahtecilik, kamuyu zarara uğratma, sahte evrak düzenleme

Son dönemde kurumda gerçekleşen ve maruz kaldığım sahtecilik olayları dolayısı ile durumu geçmişe yönelik incelemeye karar verdim. Anabilim dalı görevlendirmesi çerçevesinde 01.03.2018.-01.04.2018 tarihleri arasında Poliklinik sorumlu öğretim üyesi görevim vardır.

 

Görevli olduğum dönemde 5 Mart 2018 dış merkezde (Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde) 8 yıldır HIV tanısı ile takip edilen hasta görevli asistan doktor H. K. tarafından adıma muayene kaydı açılmış fakat bana haber verilmek yerine Dr. S. N.’e danışılmıştır.

 

Hasta dosyasına halsizlik ve uyuşma şikayetleri yazılmış fakat bunun için nöroloji ve dahiliye konsültasyonu istenmemiştir. Bu hasta yerli ve milli ilaç seçeneklerinin de olduğu Truvada + Stocrin tedavisini uzun yıllardır kullanmaktadır.

 

Bu hastanın takipte olduğu, ilacın rapor edildiği merkez başka yerde olduğu halde ayrıca yerli, milli ve daha ucuz muadilleri olan ilaçları kullanmakta iken yeterli tetkik edilmeden, yapılan tetkiklerin sonucu beklenmeden menşei Amerika birleşik devletleri olan küresel bir şirketin ilacı rapor edilmiştir.

 

Esas sorunlu olan durum ise bu ilaç raporu bir sahtecilik uygulaması ile benim adıma çıkmıştır. Bu tedaviler raporlu tedavilerdir bir kere değişmesi demek uzun yıllar bu ilacı kullanması demektir. Bu durum tarafıma bildirilmemiştir.

 

Bu olaydan aylar sonra Prof. Dr. S.A.’in Klinikteki hasta uygulamalarını üst denetime tabi tutması ile haberdar oldum. Bölüm başkanı hocamıza titiz çalışmaları dolayısı ile teşekkür ederek olayın Asistan Doktorların ve Öğretim üyelerinin olduğu bir ortamda konuşulmasını sağladım.

 

Adıma sahte rapor düzenleyenlerin maksadının araştırılmasını ben Tıp Fakültesi Dekanlığı’ndan talep ettim ama olayın ıttıl tarihinin geçtiği öne sürülerek olay kapatılmak istendi.

 

Olayın idari soruşturma değilse bile adli boyut için zaman aşımı geçmemiştir.

 

Ben olayın suç içeren kısımlarına tam olarak bilgi sahibi olmam çok değil 6 ay öncesine dayanmaktadır. Bu işin planlı ve maksatlı olduğunu ise delilini sunacağım H. K.’in bir soruşturmada alakasız bir şekilde bu konu ile ilgili verdiği ifadesi ile öğrendim.

 

H. K. başka bir olay ile verdiği ifadesinde Prof Dr. H. K.’ın bu konuyu irdelemesi ile olayı anlatmıştır.

 

H. K. ifadesinde pişmanlıkla sahte raporu Dr. S. N. ile yazdığını kabul etmiştir. Bu evrağı sizlere ek1 olarak sunuyorum. Her ne kadar Tıp Fakültesi Dekanlığı suçtan haberdar olma süresinin zamanaşımına uğradığını iddia etse de ben bu suçun tam mahiyetini 6 ay içinde öğrendim.

 

Her ne kadar Tıp Fakültesi Dekanlığı suçtan haberdar olma süresinin zamanaşımına uğradığını iddia etse de burada Türk Devleti’nin zararı vardır.

 

Bu zararı hesap etmek gerekirse: (3 ay önceki hesap) Truvada güncel fiyatı: 1482,03 Stocrin güncel fiyatı: 473,93 maliyetinin ABD menşeli ilacın güncel fiyatı: 3819,27 maliyetine farkı alınınca aylık olarak 1863,31 TL (Toplam bugüne kadar 67 079,16) fark Türk Devleti’nce ödenmektedir.

 

Bu hastanın ömür boyu bu ilacı kullandığı düşünülürse oluşacak zarar ve fark açık değil midir? Ayrıca benzer olarak tedavisi dönüştürülen başka hastalar da vardır. Bu hastalara sizin ilacınız neden değiştirildi diye sorduğumda “S. N. bize en iyisi bu bütün dünya bunu kullanıyor” diye cevap verdiler.

Bu zarar fakültemiz yöneticilerinin cebinden çıkmış olsaydı ıttıla tarihi mi aranacaktı?

Türk Devleti’nin her kuruşu hepimizin değil midir?

Türk Devleti’nin her kuruşunda yetim çocukların hakkı yok mudur?

Bizler fakültelerde okurken aynı etkinliği yakalayabiliyorsak daha ucuzunu tercih edin diye öğrenmemiş miydik?

Ben Türk Devletinin parasının peşine düştüm diye bana yazılan sert cevabı ek2 olarak sundum.

Cevap alamayınca KSÜ Rektörlüğü’nden konuyu araştırmasını isteyen bir dilekçe yazdım.

Oradan aldığım cevap ek3 olarak sunulmuştur.

Bu olay ile ilgili adıma sahte raporu bilgim dışında düzenleyen ve bunu itiraf eden Asistan Doktor H. K.’e, sahte rapor için ilacı planlayan yazdıran Doç. Dr. S. N. ve olayı görmezden gelerek olayın aydınlatılmasını engelleyen Tıp Fakültesi Dekanı M. B., KSÜ rektörü N. C.’den şikayetçiyim.(anadolupress.com)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —