Kız arkadaşını bıçaklayan Doktor intihar etti demişlerdi: Olayın aslı başka çıktı!

Kız arkadaşını bıçaklayan Doktor intihar etti demişlerdi: Olayın aslı başka çıktı!

Ne Sinan bu ölümü hak etti, ne de ölüsü bu saygısızlığı…

 

Doktor Sinan'ın unutulup gidecek hikayesi:

"36 yaşında genç bir doktoru toprağa verdik bugün. İsmi Sinan. Cenazesine hiçbir doktor arkadaşı gelmedi. Kimi "Ameliyat günüm," dedi, kimi "Polikliniği bırakamıyorum," dedi. Kimi "İznim bitti," dedi, kimi "Diğer doktorun yerine bakıyorum," dedi. Kimi "Uzak, yetişemem," dedi, kimi "Ben zaten çok yakın değildim," dedi. Dediler de dediler. İçlerinde bir ‘su testisi su yolunda’ minvalinde düşüncelerle özür beyan ettiler. Belki üzüldüler ama sanırım kendilerine; empati yapıp genç yaşta ölmüş olmalarına.
İnt*har etmesine şaşırmadı kimse. Hatta şaşırmamış olmalarına şaşırdılar kendilerinin. "Dengesizdi," dediler, "Bomba gibiydi," dediler, "Fevriydi," dediler, "Bize bir hayrı yoktu," dediler, "Kendine bile hayrı kalmamıştı," dediler. Dediler de dediler.
Sinan benim 16 yıllık arkadaşım. Üniversite 1. sınıfta tanıştık ve ilk 3 yılımızda neredeyse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. 3. sınıfta eve çıktık, ev arkadaşlığı yapamayınca evleri ayırdık ama dostluğa devam ettik. Okul bitti, atandık derken artık sosyal medyadan görüşür olduk; 3-5 ayda bir telefonda konuşuyorduk, senede bir de yüz yüze… ama hiç ayrılmamış gibi aynı devam ederek. Çünkü yakın arkadaşlar böyledir.
Hayatı hep uçlarda yaşamayı seviyordu. Hüzünlüyken dibine kadar melankoli… Neşeliyken inanılmaz neşeli olur, ortamı domine ederdi. Espriler, kahkahalar; keyifli adamdı. Şeytan tüyü vardı, kadınlarla çok iyi iletişim kurardı. Bir sürü sevgilisi olurdu.
Sinan’ın hikayesi: 2 sene önce başına talihsiz bir olay geldi. Haberlerde duymuşsunuzdur kesin; "cani doktor sevgilisini 5 yerinden b*çakladı" diye. Medyada böyle duyuruldu Sinan’ın haberi. Sosyal medyada infial olunca savcı attı içeri. Anestezi ihtisası yapıyordu o sırada.
Olayın aslı şöyleydi: sevgilisiyle restoranda tartışıp, tuvalete diye kalkıp evine gitmişti Sinan. Telefonda ayrıldığını söyleyip bir daha onunla görüşmeyeceğini, evdeki eşyalarını da poşete koyduğunu, yarın evde yokken gelip almasını söylemişti kıza (mesaj ve aramalar delil olarak mahkemeye sunuldu). Kız çok sinirlenip taksiyle Sinan’ın evine geldi. Daha önceden tatile giderken kedisine baksın diye sevgilisinin kız kardeşine verdiği evin anahtarıyla kapıyı açıp eve girdi. Sinan’a vurarak onu uyandırdı. Tartışmaya başladılar. Sinan kızı evden kovmasına rağmen “Bu vakitte gidemem biyere” deyip kız pijamasını giydi. Sinan birlikte yatmak istemeyince tartışma tekrar başladı; kız mutfaktan bıçak alıp "Seni hastaneye rezil edeceğim" diyerek kendi saçlarını kesmeye başladı. Sonra bıçağı tutmaya çalışırken aralarında arbede yaşandı. Haberlerde ise cüzdanını almaya gittiğinde Sinan’ın kendisine işkence ettiğini söyledi. Bu sırada kızda ve Sinan’da sıyrıklar meydana geldi. Kızda 4 tane cilt kesisi vardı penetrasyon yok, 1 tanesi de 1.5 cm penetre olmuş ve kısmi pnömotoraks gelişmişti kızda. Tüp takmaya bile gerek yok aslında dedi göğüs cerrahi ama "Olay infial uyandırdı, Sinancım, adli olay takmamız lazım" dediler. Sinan’da da 4 yerinde sıyrıklar ve muhtelif yerlerinde morluklar mevcuttu (Adli tıp raporlarına göre). Sinan da kızdan şikayetçi oldu darp ve yaralamadan.
Sinan kapıyı açıp komşuları çağırmıştı (komşular Sinan lehine tanıklık ettiler), sonra Sinan polisi arayıp eve polisi çağırdı. Bu haber ise sosyal medyada basının çarpıtmasıyla yukarıdaki gibi duyuruldu. Öld*rmeye teşebbüsten tutuklu yargılamaya başladılar.
Kız sonra şikayetini geri çekti ve Sinan içerden çıktı. Ama rezil olmuştu bir kere. Kamu davası devam ediyordu. Sinan kanıtların lehte olduğunu söylemişti bana. Kızın psikopat olduğunu, "Ya benim olursun ya da hapse tıktırırım seni," diye tehdit ettiğinden bahsetmişti ve kızla sevgili olmak zorunda kaldığını ima etti. Temyize kadar gideceğini, aklanana kadar bu işin peşini bırakmayacağını söylemişti son konuşmamızda. 
Hapse girdiğinde ben de dahil hiçbir uzak arkadaşı arayamadık. Sadece belli kişilerle konuşmasına izin varmış. Çıktığında da çok sitemkardı bu yüzden. Önce belli etmedi, konuşmaya devam ettik ama birkaç ay önce beni ve diğer arkadaşlarını hayatından çıkardığını söyledi. Biz de tamam dedik. Ben en azından bir süre tanıyayım diye düşünmüştüm, bir süre sonra tekrar konuşacağımıza emindim. Kendini iyice yalnızlaştırmış olmalı bu sürede. Depresyondaydı belli ki.
Dün sabah evinde ölü bulundu Sinan. Yanında boş propofol şişeleri… Kardeşinden öğrendiğime göre kız tazminat davası açmış yeni. Belli ki bu sorununu paylaşacak bir arkadaşı da kalmadığından, çıkmaza düştüğünden bu yola başvurmuş garibim. Haberini aldığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Nasıl olurdu? Hayat durdu benim için. Başka bir şey düşünemez oldum. Cenazesi için plan yaptım ve yola çıktım. Dostu olarak son görevimi yerine getirmem gerekiyordu. Ama diğer herkes hayatına devam etti. Nasıl yapabiliyorlar bilmiyorum ama ediyorlar. Hayat bu kadar kısa sürede olağan akışına dönmemeli!
2 arkadaşı dışında kimse paylaşmadı Sinan’ı sosyal medyada. Doktor ekonomi gruplarında tanıyanlar "Allah rahmet eylesin," dedikten sonraki mesajında bitcoin konuşmaya başladılar.
Ulan, bu adamı hiç mi sevmiyordunuz? Hiç mi güzel anınız geçmedi? Beni arayıp başsağlığı dilemek dışında bir şey yapamaz mıydınız? Bir story’lik bile değeri yok muydu?
İnt*har eden tanımadığı doktorları paylaşan tayfa dahi Sinan’ı görmedi. Görmek istemedi belki, "sosyal medyada infial uyandırmış" bu doktoru.
Sinan çok ağır şeyler yaşadı. Sosyal medyanın gazabına uğradı ve nihayetinde int*har ederek hayatına son verdi. Ölüm haberinin altına “Oh iyi olmuş,” yazdı onlarca kişi olayın aslını bilmeden. Anestezi ihtisasını bitirmesine 1 sene kalmıştı. 6 çocuklu bir aileden okuyup doktor olan tek kişiydi. Anadolu çocuğuydu. Düz liseden tıp kazanmıştı. Akıllıydı, sempatikti. Aklanmaya ihtiyacı vardı. Umarım olayı sosyal medyadan öğrenenlerin doğruyu öğrenmesine vesile olabilmişimdir.
Ne Sinan bu ölümü hak etti, ne de ölüsü bu saygısızlığı… Ruhuna el Fatiha…"
Dr. Y. Özcan.