Tarih: 10.12.2020 14:26

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘adaylık’ açıklaması

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı.

 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

 

* Devlete duyduğum saygı dolayısıyla devlet bizi dinliyor demek istemem, bazı yerler ve çevreler bizi dinliyorlar ben bunu biliyorum.

 

* Erdoğan demişti bir arada, ‘Ey Kılıçdaroğlu senin nefes alışını bile biliyoruz’ diye. Bunu söyledim, Sayın İçişleri Bakanı ağır bir ifade kullandı dinleyenler açısından. O da bakanken kendisinin haberi olmadan dinlenmişti. Demokrasinin olmadığı bir ülkede rakibinizi dinlersiniz.

 

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız sorusuna ise şu yanıtını verdi?

 

* Bana göre sorulması gereken soru şu. Halk nasıl Cumhurbaşkanı adayı istiyor? Cumhurbaşkanı tek aday mı olsun her şeye o mu karar versin? Cumhurbaşkanı taraflı mı olsun tarafsız mı olsun? Cumhurbaşkanı mal varlığından ötürü kendisine yönelik suçlamaları geçiştiren biri mi olsun, yargıya müdahale mi etsin? Cumhurbaşkanı ailesiyle beraber mütevazi bir hayat yaşasın yoksa toplumdan kopuk mu olsun?

 

‘BİZİM ADAYIMIZ BELLİ’

 

* Benim düşüncem şu; Bakın tek adam rejiminde hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişiyi gösteriyor. Diyorlar ki, bizi de besliyor dünyanın parasını aktarıyor, dolayısıyla bizim adayımız belli.

 

* Elinde sopası var kim kafasını kaldırısa vuruyor, dolayısıyla bizim cumhurbaşkanı adayımız o. Peki biz ne diyoruz; Millet İttifakıyız, demokrasiye bakıyoruz.

 

* Biz cumhurbaşkanı olayını kişiselleştirmiyoruz. Ali mi oldu Veli mi oldu önemli değil. Cumhurbaşkanı nasıl olacak, yetkileri nasıl olacak? Bunun üzerinde durmamız lazım. Onlar tek adam rejiminin devamını istiyorlar. Biz tek adam rejimi istemiyoruz.

 

“ABDULKADİR SELVİ NİYE BENİM ADIMA KONUŞUYOR?”

 

* Köşe yazarlarının hayal aleminde gezmemeleri lazım. Oturup araştırma yapmaları lazım. Abdulkadir Selvi niye benim adıma konuşuyor, yoksa birileri yazdırıyor mu?

 

* Onlara belli cümle kalıplarını verip bunu yazacaksınız diyorlar, onlar da ‘elbette’ deyip yazıyorlar. Bir devlette hukuk sisteminde adalet sisteminde bozulma olunca bunun medya da yansıdığını görüyoruz. Niye havuz medyası diyoruz?

 

* Günün 24 saati sarayı öve öve bitiremiyorlar ama televizyonları izlenmiyor, gazeteleri okunmuyor.

 

Devlet sizi dinliyor mu? Böyle bir iddia dolaşıyor, bu düşünceye nerden varıyorsunuz?

 

* Devlete duyduğum saygı dolayısıyla “Devlet bizi dinliyor” demem ama bazı çevreler, bazı yerler bizi dinliyorlar tabii.

 

* Bunu benim söylememe de gerek yok, Erdoğan’da söylemişti “Ey Kılıçdaroğlu, biz senin nefes alışını bile biliyoruz” diye.

 

* Zaten biliyorlar, dinliyorlar. Bunu söyledim. Sayın İçişleri Bakanı bu konuda ağır bir ifade kullandı dinleyenler açısından o da malum bakanken kendisinin haberi olmadan dinlenmişti.

 

* Böyle bir tablo var Türkiye’den. Telefonlar dinleniyor mu? Evet dinleniyor. Bunu yalanlamanın da bir manası yok, bilinen bir gerçek. Hukukun olmadığı, demokrasinin, can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde rakibinizi dinlersiniz, servis edersiniz otoriter rejime.

 

* Otoriter rejimde dilini ona göre geliştirir, yapacağı programları ona göre yapar. Bunlar bilinen gerçekler. Gizli kapaklı iş yapmamız söz konusu değil. Ne düşünüyorsak rahatlıkla söylüyoruz.

 

* Gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda. Biz sonuçta büyük aileyiz. O büyük aile içinde zaman zaman dertleşiyoruz, kendi politikalarımızı belirliyoruz. Bunları da olabildiğince kendi içimizde yapıyoruz.

 

* Bunların iktidar kanadından önceden öğrenilmesi veya buna yönelik farklı bir politika oluşturması bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Çünkü biz hem davranışlarımızı hem konuşmalarımızı saydam bir şekilde kamuoyu önünde yapıyoruz.

 

‘MUHARREM İNCE’ AÇIKLAMASI

 

Muharrem İnce’nin yeni parti kurmasıyla ilgili Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

 

* Olabilir. Parti kurmanın kuralları vardır. Gider İçişleri Bakanlığı’na dilekçeyi verirsiniz. Partinizi kurarsınız. Kurduktan sonra görürüz ayrıntılarını.

 

* Bir insan CHP’de mutlu değilse, izlediği politikaları beğenmiyorsa, ayrılıp farklı yol izleyebilir. Bu konuda söyleyebileceğimiz bir şey yok.

 

OSMAN KAVALA’NIN TAHLİYE OLMASI MÜMKÜN MÜ?

 

* Hukuk olsa Osman Kavala’nın tahliye olması lazım. Tahliye oldu ama aynı olaydan dava açtılar. Papaz’a öyle yapmadılar, Brunson’a.

 

* Trump’ın bir telefonu üzerine derhal tahliye ettiler, uçağını hazırladılar, Amerika’ya gönderdiler. Yani Erdoğan’ın talimatını anladım da ama yabancı bir ülkeden gelen talimatı… Siz bırakıyorsanız, onlar Türkiye’nin bağımsız olmadığını biliyorlardır.

 

* Türkiye’de yargı Erdoğan’ın taleplerini yerine getiren bir kurum haline geldi. Yargı bağımsız değil, ondandır ki hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.(sözcü)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —