Türkiye’de Koronavirüs vakasının resmi olarak görüldüğü 11 Mart tarihinin üzerinden neredeyse 6 ay geçti. Dünyada birçok ülke hibe, geri ödemesiz destek programları ve zorunlu gider kalemlerini (Elektrik, doğalgaz, su, internet) üstlendiğini açıklarken bizde durum 6 ay ertelemeli kredi verme işine dönüştürüldü. Ve hatta saray hükumeti bir tık daha ileri giderek, millete destek vermek yerine, milletten 10 TL’n var mı abi işine dönüştürdü. Salgın döneminde kamu bankaları aracılığıyla hane halkı geliri 5 bin liranın altında olan yurttaşlara 10 bin liraya kadar 6 ay geri ödemesiz düşük faizli kredi dağıtıldı. Nisan ayından bu yana yaklaşık 6 milyondan fazla yurttaşın aldığı temel ihtiyaç kredisinin toplam tutarı 37 milyar lirayı buldu. Günlük hayatını devam ettirmek ve başka çaresi olamayan vatandaş bu kredileri almak zorunda kaldı.
Saray hükumeti borç ve vergi erteleme paketlerini açıklarken büyük bir iş başarmış edasında televizyon, radyo ve sosyal medya platformlarında halka sesleniş adı altında canlı yayınlar yapıyor, sanki vatandaşı virüsün ekonomik etkilerinden koruyor ve kolluyor edasındaydı. Esnafın ve dar gelirlinin korkuyla beklediği günler geldi çattı, geri ödemeler başlıyor. Virüsün hızla artarak devam ettiği şu günlerde bankalar ve devlet alacaklarını eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında tahsil etmeye hazırlanıyor. Krediyle ayakta durmaya çalışan esnaf ve dar gelirli vatandaş şimdi kara kara düşünmeye başladı. Nasıl ödeyecek kredi ve ertelenen borçları?
Her geçen gün daha da kötüye giden ekonomik tabloda özellikle esnaf ve dar gelirli vatandaşlar ikinci dalgayı kaldıramaz. Ertelenen borçlar, mevcut ödenecek vergi, SGK, kira ve diğer borçları da hesaba katarsak alt gelir grubu Koronavirüsten ziyade ekonomik açıdan iyice hırpalanacak. Bu bağlamda saray hükumetine düşen görev itibardan tasarruf edip, ya bu borçları üstlenecek ya da önümüzdeki yıllara eşit ve faizsiz bir şekilde yayacak. Aksi halde bu olumsuz tablonun kısa vadede ülkede hiçte hoş olmayan sonuçlarını hep beraber görürüz. (tanikgazetesi)
