Tarih: 26.11.2022 17:00

Kaplan: Eczacılar iflasın eşiğinde!

Facebook Twitter Linked-in

Milletvekili Eczacı Kaplan, Sağlık Bakanlığı Bütçesi görüşmelerinde söz alarak “Bu ülkede 48 bin Eczacı meslektaşım, 80 bine yakın eczane çalışanı, 46 bine yakın Eczane var. Bugün bu Eczanelerin yarısına yakın iflas etme noktasında. Peki neden? AK Parti’nin yok saydığı, hiçbir sorunu çözemediği beceriksiz düzensiz politikasından. 2009 yılından bu yana değişmeyen ilaç fiyat kararnamesi yüzünden Eczanelerimiz beli büküldü.  Ekonomik krizinde en tavan yaptığı böyle bir zamanda Eczacılarımız çaresiz durumda. Öyle bir durum ki artık Eczacılar depolarına olan borçlarını kredi çekerek, arabasını, evini satarak ödeyecek duruma geldi.  Ekonomik kriz ve dalgalanan döviz kuru yüzünden ilaç fiyatları ciddi derecede arttı. Bu durumdan hem vatandaşlarımız hem de Eczacılarımız etkilendi.  İlaçlar cep yakıyor.Artık eczanelerde de, bakkallar gibi veresiye defteri tutuyor. Vatandaşlarımız ilaç almada zorluk yaşarken, Eczacılarımızın kar oranı düştü. Şu an ülkemizde ciddi bir ilaç yokluğu sıkıntısı yaşanıyor. Kanser, diabet, kalp gibi kronik hastalıkların ilaçları bulunamıyor. İlacı bulamayan vatandaşlarımız ile Eczacılarımız karşı karşıya geliyor. Bu konuda herhangi bir çalışmanız var mıdır?” sorusunu yöneltti.

 

YASAL BİR DÜZENLEME YAPMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

 

HALK SAĞLIĞINI DAHA FAZLA TEHLİKEYE ATMAYIN!

 

Eczacıların birçok sorununa dikkat çeken Milletvekili, “Bir diğer önemli konu: muadil ilaç dahi yok. Muadil ilaç bulamayınca; eczacılarımızla vatandaşlarımız karşı karşıya  geliyor. Eczacılarımızla vatandaşlarımızın karşı karşıya gelmemesi için Muadil ilaç ile ilgili daha fazla bilgilendirme yapılmalıdır. Yine aynı şekilde devletin aldığı muayene ücretinin bedava tahsildarlığını Eczacılarımız yaptığı için, vatandaşlarımızla sık sık gerilim yaşıyor. Özellikle pandemiden bu yana kullanımı artan besin takviyesi, bağışıklık güçlendirici sağlık ürünleri, besin takviyeleri AVM’lerde, marketlerde, internet sitelerinde, zincir marketlerinde, ilaç satılıyor. Dolayısıyla toplum sağlığı tehlikeye atılıyor. Sağlık ve sağlığa dair tüm ürünlerin sadece Eczanelerde satılması gerekmekteyken sağlık için değil para için bu işi yapan firmaların önüne geçilmiyor. Yasal bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Halk sağlığımızı daha fazla tehlikeye atmayın. Başka bir önemli konu ilaçta reklamın yapılması. Yine toplum sağlığı yerine, cebini doldurmayı hedefleyen ilaç sanayi ve reklam şirketlerinin önüne geçilmiyor. Sağlığın reklamı olmaz, ilaçta reklamın önüne geçilmesi gerekiyor.” diye ifade etti.

 

KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN ECZACILARIMIZI NEDEN GÖRMEZDEN GELİYORSUNUZ?

 

Konuşmasının devamında “Kamu kurumlarında çalışan Eczacılarımızı Sağlık Bakanı neden görmezden geliyorsunuz? Kurumlar arası aylık gelirin düzenlenmesi, maaş ve özlük haklarının düzeltilmesi elzem hale gelmişken görmedim, duymadım, bilmiyorum diyorsunuz. Pandemide en çok sıkıntıyı sağlıkçılarımız yaşadı. Bunların başında Eczacılarımız da geldi. En başta etkin bir şekilde yapılmayan aşı, aşı yokluğu 77 Eczacımız, 24 Eczane teknisyenimizin canını aldı. Buradan bir kez daha yaşamlarını yitiren meslektaşlarıma Allah’tan rahmet diliyor, saygıyla anıyorum” dedi.

 

27 KASIMDA MEYDANLARDA OLACAĞIZ!

 

Konuşmasının devamında Eczacıların bu ülkenin üvey evladı olmadığının altını çizen Kaplan, 27 Kasım Büyük Eczacı Mitingi’nde olacaklarını dile getirerek, “Eczacılarımız, halka kamu adına sağlık hizmeti sunan sağlık emekçileridir. Eczacılarımızın mesleki gelişim ve eğitim faaliyetleri nedeniyle uluslararası ilaç sektörüyle ilgili araştırma ve gelişmeleri takip etmek açısından uluslararası toplantı, konferans, eğitim, seminer, sempozyum, araştırma faaliyetleri ve kongrelere sürekli katılım sağlamaktadırlar. Bu nedenle Tüm bu nedenlerle kamu hizmeti gören kamuda, özel sektörde çalışan eczacılara ve eczane eczacılarımıza yeşil pasaport hakkı tanınmalıdır. Eczacılarımız üvey evlat değildir, olmayacaktır da! 27 Kasım’da Büyük Eczacı Mitingi’nde tüm Eczacılarımız bu haklarını almak ve hak ettikleri değeri kazanmak için Ankara Anıtpark’ta olacak. Haklarımızı sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

 

 

 

TEİS: GİDEREK BÜYÜYEN BİR İLAÇ YOKLUĞU YAŞIYORUZ!.

 

İlaç yokluğu ülkemizin en önemli sağlık sorunlarından biri halini almaya başladı. Son yıllarda bulunamayan ilaçların sayıları giderek artıyor. İlacın hammaddesinden ambalajına kadar birçok girdisi ülkeye döviz ile geliyor. Verilere göre ilaç hammaddesinin yüzde 98’i ithal ediliyor. İlaç euro kuru ile reel euro kuru arasındaki uçurumdan dolayı da birçok ilaç ülkemize gelmiyor ve hasta bu ilaçları piyasada bulamıyor. TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan’ın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle; 

ANTİBİYOTİKLER VE HORMON İLAÇLARINDA SIKINTI BÜYÜK

Özellikle, diyabet, ağrı kesici, antibiyotik, tansiyon, çocuk şurupları, antidepresan, tüp bebek tedavisi, epilepsi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlarda ciddi anlamda sıkıntı yaşanıyor. Hatta bazı ilaçların eşdeğeri dahi yok. Böyle olunca da hastalar ilaçlarını temin etmekte güçlük çekiyor. Doktorlarına tekrar giderek piyasada mevcut olan ilaçlara göre tedavi protokollerini değiştirmek zorunda kalıyorlar. Günlük olarak depolardan eczanelerimize özellikle çocuk şurupları 1 veya 2 tane geliyor, bunları çocuk hastalara nasıl vereceğimizi şaşırıyoruz. Nöbetlerimizde ilaçlarını bulamayan vatandaşlar geceleri ilaç aramak için nöbetçi eczanelerimizin önünde hasta kuyrukları oluşturmaktadırlar. Bu sorun uzun yıllardır var ancak, son yıllarda daha da yoğunlaşmasının nedeni döviz kurundaki büyük artıştan kaynaklı oldu. 

EURO KURU 19 TL, İLAÇ EURO KURU 7,86 TL

Bugün Euro kuru 19 TL’yi aşmışken ilaç fiyatlandırmasında kullanılan Euro kurunun 7,86 TL olarak belirlenmesi ilaca ulaşmayı zorlaştırıyor. Bu durumdan dolayı birçok ilaç bulunmamaya, ‘yok’a girmeye, ithal edilen ürünler ithal edilmemeye, yeni çıkan, tedaviye yeni verilen ilaçlar da ülkemize getirilememeye başlanıyor. Dolayısıyla hastalarımızın tedavisinin aksamasına, tedavi olamamalarına, hatta doktorların tedaviyi değiştirmek zorunda kalmasına neden oluyor. 

İlaç vazgeçilemez, ertelenemez, özel bir ürün olduğu için yetkililerin bir an önce ilaç kurunu güncelleyerek ekonomik gerçeklere uygun hale getirmeleri gerekiyor.

YERLİ İLAÇ SANAYİNİN GÜÇLENMESİ VE DIŞA BAĞIMLILIĞIN AZALMASI GEREKİYOR

İlaç Euro kurunun güncellenmesi tek başına yeterli bir çözüm olmayacağı için, devletin yerli ilaç sanayini desteklemesi hem dışa bağımlılığı azaltacak hem ilaçta fiyat avantajı sağlayacak hem de ilacın bulunabilir olmasını da sağlayacaktır. Tedavi ve ilaç parasının bütçeye vereceği yükün azaltılması ancak yerli ilaç desteklenerek mümkündür. Bu bağlamda eşdeğer ilacı yaygınlaştırmak için de reçetelerde bir önce etken madde yazılımına geçilmelidir. Çünkü hastalığı iyileştiren ilaçların ETKEN maddesidir, ticari ismi değildir.    

 

                                                 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —