Tarih: 16.12.2020 12:36
Kamuda çalışan diş hekimleri isteklerini 33 maddede sıraladı
KADHED tarafından yapılan yazılı açıklamada, kamuda çalışan 12 bin diş hekiminin yaklaşık 7 bin 500’ünün sahada filyasyon ve numune alımı gibi görevlerde çalıştıklarının altı çizildi ve topyekün bir eğitim ile bilinçlendirme hamlesinin başlatılması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “Okullarda ve aile diş hekimliği uygulamalarıyla diş sağlığı eğitimine en baştan başlamak, hem problemlerin artışını önleyecek, hem de sosyal güvenlik sistemimiz ve ekonomimiz üzerindeki yükü azaltacağı gibi, yurt dışı 'diş sağlığı turizmi'nin de önünü açacaktır.” ifadelerine yer verildi.
İşte KADHED’in altını çizdiği kamuda ağız ve diş sağlığı hizmetindeki sorunlar ve çözüm yolları:
- Sağlıkla ilgili, hatta ilk kademesi olan mesleğimizin, sağlıkla yürütülebilmesi için elzem olan “Aile Diş Hekimliği Sistemi”nin kurulması bir zorunluluktur.
Bu sayede: Fiziki şartlar ve tedavi hizmetleri günümüz gerçeklerine uyarlanabilecek; SGK ve Maliyenin eli rahatlayacak; hasta hekimini bilecek, hekim de hastasının takibini yapabilecek; koruyucu diş hekimliği hayat bulacak ve maliyetler düşecek; yapılan tedavi ve protezlerin sürekliliği ve kalitesi hayat bulacak, israfın önüne geçilecek; iş yüklenici protez laboratuarları daha gerçekçi şartlarda, daha kaliteli ürün çıkarabilecek; sağlık sektörünün en azından diş bölümüne ekonomik olarak hareket gelecek; ….gibi sektörel ve diğer olumlu yansımalar hayat bulabilecektir. Ancak en önemlisi Bakanlığımız, yine aynı hizmeti vermek yolunda üzerindeki yük ve sorumluluktan sıyrılıp, denetleyici konuma geçecektir.
- Özellikle Koruyucu Diş Hekimliği uygulamaları ve ayrıca seferberlik şeklinde yürütülmesi ve tabandan başlaması gereken bilinçli ağız ve diş sağlığı eğitimleri için basın yayın organlarıyla ortak çalışmalar yapabilmenin kuralları belirlenmeli, desteği sağlanmalıdır.
- Aile Diş Hekimliği sisteminin getirilmesi zaman alacaksa, ‘Performans Sistemi’nin ivedilikle kaldırılması veya mesleğimizin gerçek ve gerekliliklerine uygun şekilde revize edilmesi kaçınılmazdır.
- ‘Hekimlerin dört ayrı kalemden ödeme alması ve bunun sadece bir parçası üzerinden emekli edilmesi’ şeklindeki uygulamaya son verilmelidir. Aynı görevi yapmış, hatta aynı zamanda bile hizmete başlamış diş hekimlerinin karşısına çıkan emekli maaşları arasındaki farkların ortadan kaldırılması elzemdir.
- Bu bağlamda özellikle 2008 öncesi ve sonrası Emekli Sandığı başlangıcını baz alan emeklilik sisteminde düzenlemeye ve düzeltmeye gidilmelidir. Bir gün arayla göreve başlayan iki meslektaş arasındaki emekli maaş uçurumu ortadan kaldırılmalıdır.
- Hayatın, aldığı eğitimin, yüklendiği riskin, kimliğinin, meslek onurunun ve Devletinin şanına uygun şekilde Tek Kalem Sabit bir maaş tespit edilmeli ve garanti altına alınmalıdır. İcab-ı halde görevi, görev yaptığı birim, bölge,…vs kriterlere göre ek olarak “prim sistemi “ devreye sokulabilmelidir.
- Değişik kalemlere ödeme aktarımı için oluşturulan döner sermaye sisteminin, biz hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının çalışma şartları göz önüne alınarak, tababet ilminin icrasının gerçeklerine uygun şekilde katsayılar üzerinden düzenlenmesi artık bir zarurettir.
- Aynı mesleği, aynı şekilde yapan hekim arkadaşlarımız arasındaki her türlü fark ve ayrıcalıklar olumlu yönde düzenlenmelidir. Mesleğinin icrası, ödemeler, özlük hakları… vs yönünden merkeze bağlanması ve/veya koordineli olması önemlidir.
- Hekimlerimizin çalıştığı birimlerdeki fiziki şartlar, kendilerine danışılarak düzenlenmeli. Panoramik görüntüleme cihazına ulaşamayan diş hekimi kalmamalıdır. Ayrıca meslektaşlarımızın kullanacakları ekipman, sarf malzeme…vs hastane gelirinden değil, genel bütçeden ve mümkün olduğunca yine kendi ihtiyaçlarına göre temin edilmelidir.
- Bu bağlamda il sağlık müdürlüklerinin belirleyeceği şartname ve fiyat çerçevesinde, mesleğimizin ağırlıkla el becerisi ve sanata dayalı olduğu da düşünülerek, iş yüklenici protez laboratuarlarıyla bireysel olarak anlaşabilmemizin önü açılmalıdır.
- Hekim arkadaşlarımızın kurumlara dağılımı, nüfus oranına göre yapılmalıdır; gereğinde yeni alım gerçekleştirilmelidir.
- Periferde çalışan meslektaşlarımızın en azından motivasyonunu artırabilmek adına uygun opsiyonlar sağlanmalı; devam eden kişisel ve ailevi hayatlarına, sosyal imkan, eğitim ayrıcalıkları…gibi pozitif değerler katılmalıdır.
- Biz diş hekimlerinin muayene ve tedavi şekillerimiz, tıp hekimi arkadaşlarımızınkine nazaran spesifik farklılıklar arz etmektedir. En basitinden, kaçınılmaz olan girişimsel işlemler, yüksek bulaş riski, işlem akabinde muhakkak gerekli temizlik, dezenfeksiyon ve/veya sterilizasyon süresi düşünülerek, tarafımızdan kullanılabilecek ve kullanılması gerekli bir randevu sistemi ve çalışma zamanı hayata geçirilmelidir.
- Normal poliklinik günlerimizde de gerek protez provalarımız, gerek devam eden tedavi randevularımızı düşünerek; mesleki çalışma şekillerimiz gereği, en fazla 10 tane yeni poliklinik hastası almamız icap etmektedir
- Hasta mahremiyeti, anksiyete, bulaş riski… gibi mücbir sebeplerle tek ünitelik, tam izole ve hekime sabit odalar tanzim edilmeli ve mesleğimizin icrasının bir gereği olan “dört-el kuralı” ile çalışabilmek adına gerekli düzenlemeler yapılmalı; yine mesleğimize ve mesleğine hakim “ağız diş sağlığı teknikerleri” muhakkak istihdam edilmelidir.
- Periferde yıllarını geçirmiş, görevini yerine getirmiş, hizmet süresi ve misyonunu tamamlamış meslektaşlarımıza, belirlenmiş bir zaman dilimi ardından, istedikleri takdirde, merkezi birimlere gelebilmelerinin önünü açmak için özellikle il içi atamalarda öncelik ve kolaylık sağlanması önemlidir.
- Diş hekiminin, ihtiyaç ve içinde bulunduğu şartlar da dikkate alınarak, kıdem ve dereceye göre çalıştırılabileceği hizmet bölge ve birimlerinin belirlenmesi ve sınırlandırılması uygun ve zaruridir.
- Diş hekimliğinde “acil tanımı” veya “triaj sınıflandırması” yapılmalıdır. Acil kliniklerindeki yığılma ve sebepsiz başvuruları azaltmak adına gerekli tedbirler alınmalıdır (sağlık sigorta kapsamı, ücret, … vs).
- Beyaz kod durumlarında ve sonrasında, olabilecek tüm nahoş durumların önüne geçmek adına hekim ve sözkonusu hasta ve/veya yakını karşı karşıya getirilmemelidir.
- Hekime ve sağlık çalışanına karşı her türlü şiddet, hiçbir şekilde cezasız kalmamalı, cezanın uygulanması geriye bırakılmamalı, erteleme olmamalıdır. Poliklinik hizmetlerinin güvenli şekilde yürütülebilmesi ve oluşabilecek istenmeyen hadiselerin önüne geçmek adına X-Ray cihazı ve/veya başka bir yolla tüm kliniğin ve personelin güvenliği garanti altına alınması seçeneği değerlendirilmelidir.
- 2010-2019 Yılları arasında kesilen ve 7146 sayılı torba yasa sonlandırılan “ilave prim tutarı” nın ve yine 4-B li çalışan diş hekimlerinden fazla olarak kesilen SGK primlerinin iadesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.
- Yeni anne olmuş meslektaşlarımızın, en azından çocuğun ana sınıfı yaşına gelene kadar “esnek mesai” kavramına dahil olarak görev yapabilmesinin sağlanması, toplumun en küçük yapıtaşı olan ailenin sağlığı ve geleceği için önemlidir.
- Hastanelerde, özellikle çocuğunu bırakabilecek yeri olmayan nöbete tabi personelin ve diğer sağlık çalışanlarının faydalanabileceği, 24 saat, açık çocuk bakım merkezi, kreş veya ana sınıfı tarzı oluşumların desteklenmesi ve/veya önlemlerin alınması, huzurlu ve verimli çalışma ortamı için son derece gereklidir.
- Mesleğimizle ilgili yeni gelişmeleri takip edip, bilgi dağarcığımızın ve mesleki kabiliyetlerimizin geliştirilebilmesi için kurum içi-dışı seminer, kongre vs düzenlenmesi ve bunlara katılımların teşviki, asli görevimiz olan hastalarımıza şifa dağıtmak adına artık zamanımızın bir gereğidir.
- Buna bağlı olarak belirli periyotlarda yine il ve/veya ilçe sağlık müdürlükleri bünyesinde, kurum idarecilerimizin hazır bulunduğu ve ilaveten bilhassa bulunmadığı istişare toplantıları düzenlenmelidir.
- Direkt olarak çalışma şekli, pozisyonu ve şartları sebebiyle ortaya çıkan meslek hastalıklarımızın tespiti; bunların sebep ve sonuçlarının düzenlenmesi, Hekim ve insan sağlığının ilk şartlarındandır. Bu bağlamda “Yıpranma Yasası” geçmişi kapsayacak ve içinde bulunduğumuz pandemi dönemini ekstra olarak değerlendirecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- Görev başında ve mesleği gereği hayatını kaybeden meslektaşlarımızın “Görev Şehidi” sayılması şarttır.
- İzin haklarımızın tamamını, elbette ki kurum bütünlüğü ve işleyiş bozulmadan ama bizler de maddi manevi mağdur olmadan kullanabilmemiz adına gerekli olan planlama ve düzenleme yapılmalıdır.
- Tavan hak ediş ve gelir katsayılarının, meslekte yıllarını geçirdikçe ve kıdem-kademe arttıkça ters orantılı olarak düzenlenmesi, yaş ilerledikçe gerek fiziki, gerek ruhen yorgun olan meslek büyüklerimizden daha efektif yararlanabilmek adına son derece önemlidir ve sözkonusu yapılanma vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir.
- Tüm hak edişlerimiz ay başında ve aynı gün ödenmelidir.
- Emekli ikramiye ve maaşlarımız, mesleğimizi icra etmeye hak kazandığımız, icra ettiğimiz ve sonlandırdığımız zamanlardaki şartlara ve değerlerimize uygun seviyelere çıkarılmalı, güvence altına alınmalıdır.
- Mesleki hekim sorumluluk sigortası yaptırdığımızda, özellikle çalışma koşullarımız ve fiziki şartlar gözönüne alınarak, bunları bizlere sağlayan ve/veya sağlayamayan kurumlarımızın da kusurlu bulunmaları halinde, cezai sorumluluğu almalarının önü açılmalıdır.
- Sonuç olarak mesleğimizin dinamikleri, çalışma şekil ve şartlarının tamamen farklı olduğu bilinerek ve göz önünde tutularak, meslektaşlarımız ve kliniklerimiz hakkında alınacak her tür uygulama ve kararların tarafımıza, yani biz Kamu Diş Hekimlerine özel olması gerektiği, beden ve ruh sağlığı yanında, her türlü güzellik ve fenalığın da çıkış noktası olan ağız ve diş sağlığının korunması ve tedavisinin ilk şartıdır. (medimagazin)
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —