Evlendiğimde devlet hastanesi ve muayenehanede çalişan, evden sabah 07 30 da çıkıp gece 22 de eve gelen bir doktordum. Maşallah iyi kazanıyordum, evime ekmek götürmekte sorunum yoktu, ekmekler Gaziantep’in tırnaklı fırın ekmeğiydi elbette.Bu arada bacanağım Karayollarında şoför bir adam. Her sabah 08 00 da evden cikiyor, akşam 17 30 da eve geliyordu. Önce Kavaklık semtindeki evinin balkonunda eşinin o gelmeden hazir ettiği çayını Kültürpark manzarasına karsı içiyor, sonra yine eşinin elleriyle hazırladığı yemekleri yemek icin masa ya kuruluyordu. Daha sonra haberleri izleyip, bir film ya da dizi film izlemediği akşamlarda ise halı saha maçı yapıyordu.Cumartesi günleri ben önce hastanede vizit yapıp muayenehaneye giderken, bacanak gerine gerine sabah keyfi yapıp, öglene kadar uyur,ögleden sonra arkadaşlarıyla buluşup maça gitmek, kahvede oyun oynamak,yürüyüşe gitmek gibi geziler yapardı. Pazarları ben yine hastaneye vizite giderken onlar ailece komşularıyla ,akrabalariyla kahvaltı da olurdu.Benim nöbet gecelerimde eşim yalnız kalmamak icin bacanağın evine gider yatma saatine kadar ablasıyla takılırdı.3 ya da 4 yıl boyle geçti, bacanak gayet mutlu, ben sürekli uykusuz,sinirli, yorgun... Ben giderek artan kilomla obezlesirken, bacanak fit. Hayat standardlarımız farklıydı elbet,ben jip ,O Clio kullanıyordu.Ben bahçeli ev,O apartman da idi. Benim cocuklar özel okulda,onunkiler yakın devlet okulundaydı.Sofradaki yedigimiz içtiğimiz ise aynıydı Ve cok net görüyordum, adam benden daha mutluydu. Performans çıkınca muayenehaneyi hemen kapattım. Benim bu kararıma başta eşim ve kardeslerim olmak üzere herkes karsı cıktı.Ama önderim Bacanağım gibi yaşamak istiyordum.Ama muayenehaneyi kapatmak cözüm olmadı.Günde 80 hasta bakınca eve savastan cikmiş gibi gidiyordum. Ben erkenden uyurken, bacanak aksamları es dost,aile meclislerindeydi.Yine olmamıştı... Devletten istifa ettim, özel hastaneye gectim, artık günde 20 hasta bakiyordum ve eve daha bir dinç gidiyordum. Ama Cumartesi çalışmak zorunda oldugumuz icin Pazarları ben yataktan çikmazken, bacanak ailesiyle Burç’ta, Dülükte piknikte oluyordu, akşama kadar mangal kebap keyfi yapıyordu .Yine olmamıstı...Ozel hastaneden istifa ettim muayenehane actım. SGK yok, bashekim yok. Parası olan gelir, olmayandan bana ne, günde 3-4 hasta yetip yetip artıyor..Bu arada bacanak baldız emekli oldular, çocukları devlet üniversitesinden mezun olup işe girdiler. Bacanak ve baldız çalişmıyor,geç kalkip önce birlikte spora gidiyor,öğleden sonra arkadaşlarıyla geziyorlar.
Benim cocuklar özel okulda olduğu için ben calişmak zorundayım.Günümü muayenehanede hasta bekleyerek geciriyorum. Yine olmadı be bacanak!?
BENİ BACANAĞIM MAHVETTİ !!?
( Hem gülerek hem ağlayarak okuduğum bu öykü pek çoğunun öyküsü, tıbbı nasıl kazandığı çocukluğu gençliğini nasıl yaşayamadığını ilerde yazacağım , tüm yaşıtları gezerken eğlenirken kütüphaneden çıkmadığı süreç daha da zor )
ALINTIDIR...