Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından her yıl 8 Mart’a kutlanan uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.
1857 yılında, ABD’nin New York eyaletinde yaşanan yangın felaketinde 120 kadın işçinin hayatını kaybettiği gün olan 8 Mart, 1977 yılından itibaren "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılıyor.
Tüm farklılıklarına rağmen dünyanın dört bir yanındaki kadınlar, 8 Mart’ta ortak taleplerini dile getirerek, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden zihniyetlere karşı mücadele vermeye devam ediyorlar.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, “167 yıldır kadınların mücadelesi sürüyor, hala yapılan yasal düzenlemelerde kadın eczacılar yok sayılıyor” diyerek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla şu açıklamalarda bulundu:
“Yıllardır devam eden bu mücadele sonucunda kadınlar, yasalarla erkeklerle eşit haklar kazandı. Ancak, günümüzde hala kadınlar haklarını kullanmakta birçok engelle karşılaşıyor. Ülkemizde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar; yaşamın her alanında varken; karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilemiyor. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar her geçen gün artıyor.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET ARTIYOR
Kadına karşı şiddet, küçük mahallelerden büyük metropollere kadar uzanarak, dünyanın en büyük sorunlarından biri haline dönüştü. Hemen her gün kadına karşı işlenen şiddet ve cinayet haberleri artık üçüncü sayfa haberi olmaktan çıkıp manşetlere taşınıyor.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet yükselişe geçerek, ülkemizdeki kadın eczacılar da bundan nasibini alıyor. Türkiye’deki eczacıların yarısını oluşturan kadın eczacılar özellikle gece nöbetlerinde can güvenliğinden endişe ediyorlar.
Kadın eczacılar böyle bir ortamda şiddete maruz kalarak, tüm risk ve zorluklara rağmen eczacılık hizmetini vermeye çalışıyorlar.
Yapılan yasal düzenlemelerde eczacılara eczanelerini tüm yaşantıları boyunca tek sefer kullanmak üzere 2 yılı geçmemek üzere kapalı tutma hakkı tanınmış olup kadın eczacılar yine göz ardı edilmiştir. Zira; hastalık, iflas, doğal afet vb. gerekçelerin yanı sıra kadın eczacılar uzun süren boşanma, ailevi sorunlarla da boğuşmakta , şehir değiştirmek zorunda kalmakta ve bu sorunlar yüzünden kadın eczacının eczanesini geçici olarak kapatması zorunlu olabilmektedir. Bir kadın eczacının eczanesini açık tutup gelir elde etmesi mümkün iken kapalı tutmak istemesi yaşadığı sorunlardan kaynaklı olacağı herkesin malumu iken ve Kanun maddesinde, kapalılık süresinin “meslek hayatı boyunca” 2 yıl olması gerektiğine dair bir kısıtlama getirilmemişken yönetmelik değişikliği ile bir eczacının 40-50 yıllık meslek hayatı boyunca eczanesini toplam 2 yıl süre ile kapalı tutabileceğine yönelik yapılan düzenleme bütün eczacılara haksızlık olduğu gibi ülke gerçeklerini, dolayısıyla da kadın eczacıların sıkıntılarının sorunlarının halen görmezden gelindiğinin bir göstergesidir.”
2023 YILINDA 315 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Türkiye’deki öldürülen kadınların istatistiki verilerine de değinen Saydan şöyle devam etti:
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerin göre 2023 yılında 315 kadın öldürülürken, 248 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu.
İstatistiklere göre, 2018’de 308, 2019’da 360, 2020’de 300, 2021’de 280, 2022’de 334 kadın öldürülürken, 2018’den 2023 yılının sonuna kadarki sürede kadın cinayetlerinin azaldığı tek yıl İstanbul Sözleşmesi’ne imzanın atıldığı 2011 yılı oldu.
Kadına yönelik şiddetin, cinayet ve istismar artışlarının önlenmesi için yasalar ve cezalar artırılmalı ve elbette aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına da son verilmesi gerekiyor.
Bu ülkenin eczacıları olarak; “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nde ülkemizde ve dünyada her gün yaşanan, kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, her türlü baskı ve ayrımcılığın son bulmasını, kadın eczacıların uğradığı haksızlık dahil tüm sorunlar için gereken hukuki ve idari düzenlemelerin gecikmeden hayata geçmesini istiyoruz.”