Tarih: 02.12.2021 10:09

İşyeri Hekimleri Konuşuyor: Ücret Ne Olmalı?

Facebook Twitter Linked-in

Tıp fakültesine girdiğim 1986 yılından itibaren ülkemizin sağlık sistemini deneyimlemeye başladım. 90 lı yılların başlarından itibaren ise meslek hayatına başlamamla beraber sistemin içinde neler olup bittiğini daha iyi anlama ve kavrama imkanına kavuşmuş olduk.

 

2000li yıllara geldiğimizde ise Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ la başlayan bir sağlıkta dönüşüm sürecinin içine girdik. Dönüşümün iki ayağı vardı; ilki birinci basamak sağlık hizmetlerini tüm ülkede kayıt altına almak yani Aile Hekimliği diğer taraftan ise ikinci basamak sağlık hizmetleri dönüştürülmeye ve özelleştirilmeye başlanması.

 

Burada bir doğru ve bir yanlış aynı anda yapılmaya başlandı. Nasıl mı derseniz eğer Aile Hekimliğini yada 1.basamak sağlık hizmetleri (işyeri hekimliği bazı kamu-özel kurum hekimlikleri vb) temel alan ve sevk zincirine dayalı sağlık sistemi. Burada bir parantez açmak istiyorum. Dünya da gelişmiş olan birçok ülke 3.basamak sağlık sistemine 1980 lerin başı itibarıyla geçmişti. Bizim bu sisteme geçmemiz yaklaşık bir 30 yıl sonra gerçekleşti. Gerçi burada bu sistemin mevcut hükümetin bir projesi olmadığı Dünya Bankasının gelişmekte olan ülkelere uygulanmasını önerdiği bir sistem olduğu daha sonra ortaya çıktı.

 

Diğer taraftan ise 2000 li yılların başından itibaren sağlık özelleştirilmeye başladı ve kamu özel hastanelerle anlaşmalar yapmaya ve neredeyse ücretlerin tamamını kendisi ödemeye başladı. Ta ki 2009 yılına kadar, 2003 yılında özel hastanelerle yapılan kısmı işlemler içinden doğan sağlık hizmet bedeli 2.5 milyar TL den 2008 yılının sonunda 25 milyar TL ye çıkana kadar.

 

Burada artık SGK bütçe açığı karşılanamaz hale geldi ve özel hastalerin fark almasına müsade edildi. 70 başlayan fark tavan ücreti önce 200 e şimdi ise nerdeyse sınırsız bir hale dönüştü. Devlet hastanelerinde ise performans sistemine geçildi. Ancak öyle orantısız bir performans sistemi ki çalışanın eline geçen total paranın 30 u garanti para (daha önce bu 80-90 düzeyinde idi) 70 i ise performansa dayalı hale geldi.Bu durum hem hekimler arasındaki deontoloji bozdu hemde halkın hekime olan güvenini düşürdü. Halk herhangi bir ameliyat kararı verildiğinde (acil ameliyatlar hariç) gerçekten gereklimi yoksa performansamı kurban gidiyorum diye düşünmeye başladı.

 

Yine 2000lerin sonu 2010lu yıllarının başı itibarıyla iki durumla daha karşı karşıya kaldık. Malpraktis ve sağlıkta şiddet-hekim cinayetleri. Malpraktis beraberinde defansif tıbbı gündemimize getirdi. Bir kaç gün önce Sağlık Bakanımızın bir konuşmasını dinledim.Yurtdışına giden genç hekimlerden ve son sıralarda baya artan özellikle 2. basamak ta yaşanan devletten istifalardan bahsetti.Yeterli ücret ve özlük hakları verilmezse bu durumun giderek artacağından bahsetti. Bu sorunlarımızın bir kısmı hekimlerin itibarsızlaştırılması, şiddet ve malpraktis gibi konular ise bir köşede beklemekte.

 

Peki İşyeri Hekimleri ne kadar ücreti almalı?

Çalıştığımız fabrikalarda, şantiyelerde bırakın genel müdür düzeyindeki insanları ortalama bir müdür  yada şantiye şefi kadar ücret bize reva görülüyor mu? Ülkemizin hemen hemen en zeki kitlesi ilkokul dan itibaren hayatı sürekli sınavlar la geçmiş hepsini başarıyla tamamlayıp Tıp Fakültesini kazanmış. 6-7 yıl meşakkatli bir eğitimden sonra mezun olmuş. Yetmemiş TUS gibi bir sınavı kazanmış üstüne bir 4-5 yıl daha okumuş Uzman olmuş sonra da ortalama bir yönetici den daha az maaş al.

 

Bu konuda TTB bir taban ücret belirlemiş durumda. Sermaye ve arkasındaki güç bu rakamları bize çok görüyor.Peki biz İşyeri Hekimleri ne yapacağız emeğimizin farkına varıp ekmeğimize sahip mi çıkacağız yada bireysel kalıp o sermaye nin bizi sömürmesine seyirci mi kalacağız?

 

Benim gönlüm birinci şıktan yana bir olup birlikte olmak. Ergometri.com çatısı altında şu an yaklaşık 500 İşyeri Hekimi biraradayız. TTB bizim üst çatımızdır. İşyeri Hekimleri olarak ta TTB İşyeri Hekimleri kolu,İşyeri Hekimleri Derneği ve Ergometri.com Hekimleri olarak bir araya gelip binli – ikibinli sayılarda toplanıp emeğimizi sermayenin sömürüsünden kurtarmayı öneriyorum.Biz bunu yapabilecek güçteyiz,yeterki birlikteliğin gücüne inanalım..

 

Saygılarımla…

 

Dr. Yaşar AĞCA – İşyeri Hekimi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —