“Mesleği o kadar değersiz o kadar itibarsız hale getirdiniz ki, ülkemizde bu mesleklerin yapılacak yanı kalmadı”
Hükûmetin geçtiğimiz günlerde sağlıkçılar için Meclisten alelacele geçirdiği yasal düzenlemeyi eleştiren CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya, “Derme çatma hazırlanan bu kanunda birçok eksiklik var. Bu kanunda diğer sağlık çalışanları, yardımcı personel, eczacılar ve veteriner hekimler maalesef yok” ifadelerini kullandı.
Sağlık çalışanları ve hekimler için bütünü kapsayıcı ve sorunları çözücü bir yasal düzenlemenin şart olduğuna vurgu yapan Yılmazkaya, “Sağlık çalışanları arasındaki kadrolu ve sözleşmeli personel ayrımı giderilmeli, tüm çalışanlar için gerekli ücret artışı sağlanmalı, taşeron sistemi sonlandırılmalıdır” dedi.
Yılmazkaya, “Hekim açığının bu denli artış gösterdiği bir dönemde hem emekli hekimlerin çalışmalarının zorlaştırılması hem de emekli maaşlarında gerekli iyileştirmelere gidilmemesi hekim açığını ve hekimlerin yurtdışına göçünü artıracak ve toplum sağlığını sıkıntıya sokacak bir durumdur.
Emekli olup çalışmaya devam eden hekimlerin ödenek ve ek ödeneklerinde ciddi kesintiler yapılmaktadır. Bu konuda samimi adımlar atılmalıdır” dedi.
Hükümetin sağlıkçılara yönelik ayrıştırıcı söylemlerini eleştiren Yılmazkaya, “ İktidarınız boyunca doktorları ve sağlık çalışanlarını maddi menfaat düşkünü bir kesim olarak ilan ettiniz.
Sorun doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımızın mesleklerini getirdiğiniz noktadan dolayı yaşadıkları huzursuzluk ve mutsuzluktur. Mesleği o kadar değersiz o kadar itibarsız hale getirdiniz ki, ülkemizde bu mesleklerin yapılacak yanı kalmadı.
Cumhurbaşkanın; “ben doktora iğne yaptırmam, bizi felç ederler, hemşireler bu işi daha iyi bilir” söylemleri yanı sıra, mitinglerde vatandaşa doktorları yuhalatarak, vatandaş ile doktorlar ve sağlık çalışanları arasındaki ilişkiye nifak sokmuştur.
Sağlıkçıları adeta ideolojik bir düşman olarak tanımlamış ve siyasete alet etmiştir” dedi.
HÜKÜMET SAĞLIKÇILARI İTİBARSIZLAŞTIRIYOR!
Yılmazkaya, “Gelişmiş ülkeler olası sağlık krizlerine ve yeni pandemilere yönelik olarak sağlık sistemini güçlendirme ve sağlık çalışanlarının mali ve özlük haklarını ciddi derecede iyileştirmeye çalışıyor ve batı dünyası sağlık sektörünü stratejik olarak tanımlamaktadır. Bu sayede kendilerine rahatlıkla hekim göçü olmasına gerekli zeminleri hazırlamışlardır.
Bizde ise tüm uyarılara rağmen sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, giderek artan sorunlarını, özlük ve mali haklarındaki gerilemeleri görmezden gelmeye devam edilmektedir, maalesef.
İşte AKP Hükümetinin sağlıkçılarımıza verdiği değer bu!
Sağlık müdürleri, daire başkanları en az 2-3 kat maaşlar alıyorken, günde 150 hasta bakan doktorlar 4’te 1 maaş almakta.
Bu maaşlara bakıldığında karı koca doktor olan bir çift veya eşlerden biri uzman doktor, diğeri hemşire veya öğretmen. Yeni düzenlemeyle ellerine geçen iki maaşla, konut almak isteseler.
Geçenlerde açıklanan konut kredilerine göre; 1 milyon kredi çeken aile ayda 14 bin, 2 milyon TL kredi çeken aile ise ayda 28 bin TL ödemek zorunda.
Sağlıkçılarımız öyle bir hale getirdiniz ki, karı koca doktor olarak çalışsalar bile ancak maaşlarının yarısından fazlasını ödeyerek sadece küçük illerde ev alabiliyorlar.
Gaziantep gibi büyük şehirlerde bu paralara ev almak zaten imkansız. Diyelim ki evi aldılar ne yiyip ne içecekler, bu borç yükü altında çocuklarıyla nasıl yaşayacaklar doğrusu çok merak ediyorum.
Çalışan hekimlerimiz şuanda yoksulluk sınırının altında. Diğer sağlık çalışanları ve emekli hekimler açlık sınırının altında bir yaşam sürüyor, maalesef!” dedi!
Eskiden Aileler Doktorlara Kız Vermek İçin Can Atardı, Şimdi Doktorlara Kız Vermiyorlar!
Yılmazkaya, “Hükümet sağlıktaki meslek gruplarını ve özellikle hekimliği öyle bir hale getirdi ki,
Ülkemizde artık üniversite sınavına giren başarılı gençler tıp fakültelerini tercih etmiyor.
Artık bu ülkede, sağlık sektörünün rezil bir durumda olduğunu görerek ve tartışarak, sağlık alanlarına yönelmiyorlar.
Eskiden aileler doktorlara kız vermek için can atarken, şimdi doktoru görünce burun kıvırıyorlar.
Daha önemli tehlike; Dış ülkelere doktor göçünün yanı sıra, uzmanlık alanları arasında iş yükü fazla olduğu halde geliri diğer uzmanlık alanlarından farklı olmadığı için bazı branşları yeni mezun doktor arkadaşlar talep bile etmiyor.
Örneğin beyin cerrahisi, örneğin kalp damar cerrahisi, örneğin genel cerrahi!
Gerek iş yoğunluğu gerekse sorumluluğu fazla olan bu branşlardan yeni mezun doktorlarımız çekindiği için çok yakın bir zamanda ülkemizde bu branşlarda çalışacak uzman dahi bulamayacağız.
Ama tabi AKP Hükümeti için bunlar önemli değil.
Zaten Cumhurbaşkanı; “gidiyorlarsa gitsinler, biz asistanları hoca yaparız” deyip bu büyük sıkıntıya ne kadar basit bir anlayışla yaklaştığını göstermiş oldu.
Ama iktidarın baştan savma tavrı, ben yaptım oldu tutumu yüzünden bir sarmala dönen sağlık sisteminde en çok etkilenen maalesef hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızdır.
Sağlık çalışanlarımızın, özlük ve mali hakları ile kamuoyunda uzun bir zamandır beklediği iyileştirmeler için kapsamlı bir çalışma yapılmalı.
Aksi taktirde; Unutmayın ki, sağlık emekçileri bu yaptığınız haksızlıkları yarına bırakır ama zamanı geldiğinde yanınıza bırakmaz!” diyerek Hükümeti uyardı.