Bugün Malatya Kürecik’teki radar üssü ile Adana’daki İncirlik Hava Üssü, müttefiklik maskesiyle egemenlik alanımıza kazılmış jeopolitik çatlaklardır. Adları her ne kadar NATO tesisi olarak geçse de, fiilen ABD’nin ve dolaylı olarak İsrail’in gözetleme kuleleri haline gelmişlerdir.
2012 yılında balistik füze tehdidine karşı kurulan Kürecik Radar Üssü, hem İran’a karşı pozisyonlanmış hem de Ortadoğu’daki tüm hava trafiğini ABD’ye ve dolayısıyla İsrail’e aktarmaktadır. İsrail’in hava savunma sistemi bu verilerle güçleniyor. Bizim topraklarımızdan gelen sinyallerle Tel Aviv daha güvenli hale geliyor.
Adana’da yer alan İncirlik Üssü, 1954’den beri sözde ortak kullanımda. Ama ne zaman ABD Ortadoğu’da bir operasyon yapacak olsa, jetlerin ilk kalkışı buradan oluyor. Irak’a, Suriye’ye, hatta zaman zaman Lübnan’a. ABD bombaları bu topraklardan havalanmakla birlikte, içinde nükleer silah bulundurulduğu bile üstelik yıllardır iddia edilenler arasında. Şu anki İsrail ve İran arasındaki savaş daha da derinleştiğinde, ABD jetlerinin Incirlik’ten havalanmayacağının ve Türkiye’nin İran’ın hedefi olmayacağının bir garantisi de bulunmuyor.
Türkiye’nin milli çıkarları ile ABD’nin Ortadoğu’daki politikaları uzun süredir çatışma halinde. Biz Filistin için, Suriye için, bağımsızlık için konuşurken; onlar bu topraklardan kendi güvenliklerini, kendi stratejilerini örüyorlar.
Bu iki üs artık Türkiye’nin iradesiyle yeniden şekillendirilmelidir.
ABD askerleri her iki üsten de çıkartılmalı, radarlar TSK denetimine alınmalı, pistler yalnızca Türk jetlerine açılmalıdır.
Bu gerçekleştiğinde Ortadoğu’daki Amerikan havacılığı zayıflar, İsrail’in istihbarat gözleri kararır, Türkiye, yeniden kendi kaderine yön verecek jeopolitik ağırlığını kazanır. Türkiye Cumhuriyeti artık bir üs ülkesi değil, bir güç merkezi olmak zorundadır. Gecikmeden, geri adım atmadan, milletin iradesiyle bu topraklardaki yabancı postalın gölgesi kaldırılmalıdır.