Hükümeti Uyaran Yılmazkaya Pandemi Sürecinde Yapılan Yanlışları Sıraladı!

Hükümeti Uyaran Yılmazkaya Pandemi Sürecinde Yapılan Yanlışları Sıraladı!

CHP Gaziantep Milletvekilli Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya pandemiyle mücadelede önemli yere sahip olan filyasyon sürecini ve salgında yapılan yanlışları değerlendirdi.

CHP Gaziantep Milletvekilli Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya pandemiyle mücadelede önemli yere sahip olan filyasyon sürecini ve salgında yapılan yanlışları değerlendirdi.

 

Yılmazkay, “Pandemi sürecindeki yanlış uygulamalar;

 

Zamanında filyasyon yapılmıyor!

Gerekli izolasyonlar yapılmıyor!

Aşılama gereken hızda yapılmamakta!

Pozitif şüpheli vakalar toplu taşımayla evlerine gönderilmekte!

Yapılan testler 3 gün sonra çıkıyor. Filyasyon ekibi personel, ekipman ve araç yetersizliği nedeniyle test çıktıktan 3 gün sonra müdahale edebiliyor. Kovitli kişinin tedavisine ortalama 6 gün sonra gecikmeli bir şekilde başlanıyor. Bu 6 gün içinde virüs yayılacağı kadar yayılıyor.

Pozitif olan kişinin diğer aile bireylerine ne test yapılıyor, nede izole ediliyor.

Okulların plansız bir şekilde açılmasıyla salgının hızı tamamen kontrolden çıktı.

Filyasyon ekibindeki personel sayısı 1 milyondan 300 bine düşürüldü!

Yani pandemiyle mücadele süreci tamamen Allah’a emanet gidiyor” dedi.

 

Yılmazkaya, “Artan vaka ve ölümlere rağmen, yetersiz olan araç ve personel sayısı nedeniyle Sağlık Bakanlığı gerekli filyasyonu yapamıyor. Vatandaşın sağlığını düşünmesi gereken Sağlık Bakanlığı eksik olan sağlık personelinin yerine yenilerini almayarak tasarruf ettiğini düşünmekte ama buda vatandaşın canına mal olmaktadır.

 

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Gaziantep’te de yaşanan vaka ve ölüm sayısındaki artışla birlikte filyasyon ekiplerinin iş yükü daha da çok arttı. Maalesef ekipler yetersiz personel ve ekipman yüzünden gerekli filiyasnonu zamanında yapamıyor. Filyasyon ekipleri ambulans yetersizliği nedeniyle saha çalışmalarında evlere normal araçlarla gitmek zorunda kalıyor.

 

Gaziantep Valisinin birkaç gün önce sadece Gaziantep 112 Acil Çağrı Merkezine bir hafta için yapılan 82 bin 63 çağrıdan 66 bin 131'nin gereksiz olduğunu açıklaması bir hekim olarak beni acil müdahale gereken hastalar adına endişelendirmiştir. Hastanelerin tamamen dolu olduğu, boş yatak bulmanın imkansız olduğu, sağlık çalışanlarının gece gündüz demeden canla başla çalıştığı bir dönemde, 112 Acil Çağrı Merkezlerinin vatandaşlar tarafından gereksiz çağrılarla meşgul edilmesi kabul edilebilir değildir. Toplumun bu konuda daha duyarlı davranarak acil hastaların tedavilerinin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve acil müdahalelerin zamanında yapılması adına daha çok özen göstererek 112 Acil Çağrı Merkezlerini meşgul etmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

 

Sağlık Bakanlığına Yaptığımız Tüm Uyarılara Rağmen Gerekli Önlemler Alınmadı!

 

Yılmazkaya, “Aylardır koronavirüs nedeniyle gece gündüz demeden hastalar için bu savaşta en ön saflarda mücadele veren sağlık çalışanları yetersiz personel, uzun mesai ile yoğun çalışma saatlerinin yarattığı aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşamaktadır. Ama Sağlık Bakanlığı bu konudaki bütün uyarılarımıza rağmen tükenmiş olan sağlıkçılarımıza taze kan olması adına yeni personel alımını gerçekleştirmediği için vatandaşın sağlığıyla oynamaktadır.

 

3-4 kişilik bir ailede 1 kişi pozitif çıkınca sadece o kişiye ilaç verilip evin içinde izolasyonu yapılmaya çalışılıyor. İnsanların 3-4 odalı evleri yok. Vatandaşın durumu ortada nasıl evde izolasyon sağlansın. Öncelikle pozitif çıkan vakaların hemen boş olan yurtlara yerleştirilerek toplumdan ve ailelerinden gerçek anlamda izolasyonu sağlanmalıdır. Aileye de gerekli testler yapılmalı ve takibe alınarak izolasyonu sağlanmalıdır. Ama bunar maalesef yapılmamaktadır.

 

Vaka sayısının 2-3 bin olduğu ilk zamanlarda filyasyon ekibi 1 milyonun üzerindeydi, şimdi vaka sayısı 60-70 bin bandında ama filyasyon ekibi 300-400 bin sayısına düşürülmüş. Uygulanan yanlış stratejiler salgınla mücadeleyi zorlaştırmakta, sağlık sitemini çöküşe sürüklemektedir. Filyasyon yapan personel sayısının azlığı, testlerin çok az kişiye yapılması, aşılamada yaşanan gecikmeler, pozitif vakaların toplumdan uzaklaştırılmaması gibi eksiklikler pandemi sürecini daha da kötüleştirmektedir.

 

Salgının ilk günlerinde en fazla 6-8 saat içinde virüs kapmış olan kişinin evine gidiyor, ilaçları ile birlikte tedavi yöntemleri sunuluyor, temas ettiği kişilerle ilgili de veriler alınıyordu.

 

Şimdilerde vaka sayılarındaki yüksek oranlar nedeniyle testlerde yığılma olduğu için testin sonucu en erken 2 günde çıkıyor. Bazen bildirimi ile 3 günü buluyor. Pozitif olduğu belli olduktan sonra da 3 gün filyasyon ekibinin gelmesi bekleniyor. Buda ortalama olarak 6 gün demek. Oysa izolasyon süreci önemli, hemen müdahale ile salgın durdurulabilir. Pozitif vakalar bulaş riskini artırıyor, çünkü karantina kuralına uyulmuyor.

 

Vücudundaki ateş yüksekliği, öksürük, boğaz ağrısına bakıp enfeksiyon kaptığından şüphe edilenlere test yapılıyor ve bu kişiye evine gitmesi gerektiği söyleniyor. Kovit şüphelisi vatandaş toplu taşıma ile evine gönderiliyor. Buda hastalığı birçok kişiye dağıtma riskini barındırıyor.

 

Covid-19 vakalarının okulların açılmasıyla birlikte tırmanışa geçtiği ve bu nedenle vakalara yetişmekte zorlanan filyasyon ekipleri sorumlu tutulmaktadır. Aslında bu sürecin tek sorumlusu salgını kötü yöneten Sağlık Bakanlığı ve Hükümettir” dedi.