- Covid-19’a bağlı kalıcı akciğer hasarı olan hastaları tedavi ediyor olacağız...
- Covid-19’un bugüne kadar bilinmeyen sistemik problemlerini tedavi etmek zorunda olacağız...
- Temizlik amaçlı çamaşır suyu ve tuz ruhunun aşırı kullanımına bağlı restrüktif akciğer hastalığı olan hastaları tedavi ediyor olacağız...
- Koroziv konjonktivit artacak...
- Aşırı el yıkamaya bağlı kontakt dermatitli hasta sayısı artacak...
- Artık maskeyi hiç çıkarmayacağız...
- Sosyal mesafemiz hep ‘Mesafeli’ olacak...
- Sağlıkta şiddet devam edecek... Ancak çıkan ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ ile daha azalacak...(Bir umut işte...)
- Ev kazaları artmış olacak...
- Birçok tıbbi malzemeyi çok sınırlı şartlarda, çok daha az bütçeyle üretebileceğimizi öğrenmiş olacağız...
- Hastanelerin ‘her zaman’ şifa dağıtmadığını, bezen hastalık kaynağı bile olacağını öğrenmiş olacağız.
- Aslında birçok hastane başvurusunun gereksiz olduğunu, her rahatsızlıkta hemen doktora başvurulmasının gerekli olmadığını öğrenmiş olacağız.
- Her hastalığın hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekmediği konusunda hasta ve hasta yakınlarına ikna etmiş olacağız.
- Birçok tıbbi cihazı yerli üretmeye başlamış olacağız...
- Ev içi kazalar bu süre içinde artmış olacak...
- Aile içi şiddet de bu süre içinde artacak...
- Belki de yeni bir pandemi ile mücadele ediyor olacağız...
- Odamızda oturarak da birçok toplantıya katılabileceğimizi, eğitim alıp verebileceğimizi öğrenmiş olacağız...
- Hafta sonları evde de kahvaltı yapılabileceğini öğrenmiş olacağız...
- Bu günleri ‘Gülerek ya da ağlayarak’ hatırlayacağız...
- 2021 yılına çok daha kalabalık gireceğiz...
- Ben tatile gidebileceğim...
- Oğlum tekrar basket oynayabilecek...
- Annemi yüz yüze görebileceğim...
- Eşim evde bizden kurtulduğu için bayram edecek..
Hasılı... Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Elbette hayatta kalırsak...
***
Bir fıkra ile bitirelim:
Zamanında padişah atlarından birini çok severmiş. bunu bilen bir müebbet mahkumu padişaha “beni saraya seyis yaparsa 5 yıl içinde atına uçmayı öğretirim” diye haber göndermiş. padişah “tamam” demiş, adamı çağırtmış. adam ayrılırken arkadaşları “deli misin sen, 5 sene sonra yalan söylediğin anlaşılacak, senin de kellen gidecek” demişler. mahkum da arkadaşlarına
“Amaan, o zamana kadar ya at ölür, ya padişah ölür, ya ben ölürüm” demiş.