Sağlık çalışanları bugünlerde mikrop, virüs taşıyıcısı muamelesi görüyorlar ne yazık ki. Bursa'dan gelen bilgiye göre bu yaşanan çirkinliklere bir yenisi daha eklendi..Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin korona binasında 2 aydan bu yana gönüllü olarak çalışan N.T. isimli bir hemşire gittiği kargo şirketinde büyük şok yaşadı.
N.T. isimli hemşire; "İnsanlar hasta olmasın, hastalar iyileşsin diye günlerce uykusuz kalıyoruz, riske giriyoruz... Gördüğümüz şu muameleye bakın!.." diyerek yüreği kırgın şekilde yaşadığı olayı şöyle anlattı:
"Arabayatağı'ndaki bir kargo şirketi kargomu hastaneye getirmedi. Ben de nöbetçi olduğum halde izin alıp şirkete gittim. Kapıda 7-8 kişi vardı. Sağlıkçı olduğumu ve zamanımın olmadığını belirttim. Onlar da bana sıralarını verdiler. Önümde işlemi yapılan hanımefendiyi beklerken, arkadan patron gibi oturan bir adam sert bir tavırla çalışana 'Hemşire kargo verirse alma.' dedi. İnanın öyle üzüldüm ki duygularımı ifade edecek cümle kuramıyorum. Gözlerim değil, yüreğim ağladı. Çok kırıldım...
Sordum 'Teslimat yok mu?' diye çalışana.
'Hastanelere gitmiyoruz. Diğer dağıtımlarımız devam ediyor' yanıtını verdi.
Kargomu aldım hastaneye gidene kadar içim içimi yedi. Kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim... Biz sağlıkçılar hastalarımız için her şeyimizden vazgeçtik, ölümü bile göze aldık. Yapılan bu uygulamaya müstahak mıyız acaba?"...
Üç gün alkışladık, sonra dışladık...
Bu kadar mı insanlığa, emeğe verilen değer?
Salgına karşı adeta kendilerini siper eden sağlık emekçileri bu şekilde tavır içine girenlere,
"Haklarımız helal değildir!" diyorlar.
Biz ne ara ve niye böyle bir toplum olduk!
Ne ara yüreklerimiz sustu, nasırlaştı, şefkat, merhamet, sevgi, saygı, hoşgörümüzü kaybettik.
Eyvah ki ne eyvah!
Yazık, yazık çok yazık!..